"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m. 164). Türk Medeni Kanunun 164. maddesi gereğince boşanma davası açma hakkı, terk edilen eşe aittir. Eşini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır ve bunun sonucu olarak terk hukuki nedenine dayalı boşanma davası açamaz. ( TMK m. 164/1). Davacı erkek davalı kadına fiziksel şiddet uygulamış, bu sebeple ceza almış, kadın da evi terk etmek zorunda kalmıştır....
`dan olduğu, annesinin sağ olduğu, Nüfus Müdürlüğü`nün talebinin aile mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği, mahkemenin de 20.05.2020 tarihli ön inceleme tensip tutanağında belirttiği üzere davaya aile mahkemesi sıfatı ile baktığı anlaşılmış, bu nedenle Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün bu çocuk yönünden kanun yararına temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Çocuklardan ...., ...`ın ise babaları ...`ın ilk evliliğinden olan çocukları olduğu, anneleri ......
Ancak, dosya içeriğinden... 3 Aile Mahkemesinin 2007/519-628 sayılı kararı ile davalı ... tarafından ... ve ... aleyhine açılan aile konutunun olduğu tespiti davasının 06/12/2007 tarihinde kabul edildiği, kararında derecattan geçerek kesinleştiği görülmüştür.Yine ... tarafından ... ve ... aleyhine açılan mülkiyet hakkının tanınması davasının ... 4 Asliye hukuk mah.nin 2007/31-24 sayılı kararı ile yetki yönünden görevsizlik kararı verildiği, en sonunda taşınmazın bulunduğu yer itibari ile ... 2 Sulh hukuk mah.2010/1184 sayılı esasını aldığı görülmüştür.Davalı taraf aile konutunun miras hakkına mahsuben kendisine özgülenmesi davasının sonucunun beklenmesini savunmuştur. Mahkemece, her iki davanın konusunun farklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydına, davacının talebi ile aile konutu şerhi konulduğu ancak davacının bu iradesini, 20. 08. 2020 tarihli talebi ile değiştirdiği, aile konutu niteliğindeki taşınmazın üzerinde tasarruf yapılmasına aile konutu şerhinin kaldırılması talebi ile ... gösterdiği, buna göre yasada aile konutunun devri için vurgulanan eşin rızası, bu tarihte sağlanmış olduğu, davacı eşin, tapu müdürlüğüne başvurarak aile konutu şerhini rızası ile kaldırmasından sonra, taşınmazın devredilmesi üzerine, yeniden bu taşınmazın aile konutu vasfında olduğundan bahisle, devrinin iptal edilmesini talep etmesi, TMK 194. maddenin açıkladığı hususa uygun olmadığı gibi, TMK 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralı ile de izah edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Tedbir nafakası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre eşe iki şekilde verilmektedir. Bunlardan ilki birlikte yaşamaya ara verilmesi sebebiyle eşe verilen bağımsız tedbir nafakası (TMK. md. 197) iken, diğeri boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince geçici önlem olarak eşe verilen geçici tedbir (TMK. md. 169) nafakasıdır. 25. Davalı-birleşen davacı kadın eşin açmış olduğu ve eldeki davayla birleştirilmesine karar verilen dava TMK’nın 197 nci maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası niteliğindedir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa veya eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması yada ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine hâkim; eşlerden birinin istemiyle, diğer eşe bir miktar parasal katkı yapmasına karar verir....
Mahkemece, davalı kadın eşe ait taşınmazların değerleri ile kira gelirlerinin araştırılarak, davalı kadın eşin boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği (TMK. mad.175) tespit edilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2015 (Çrş.)...
Somut davaya geldiğimizde; davalı eş ve davalı banka arasında yapılan tasarruf işlemiyle aile konutunun tapu kaydına konulan ipotek kaydı, ayni hakka ilişkin bir tasarruf işlemi olup; TMK.194/1 maddesi yönünden değerlendirilebilecek bir tasarruf işlemidir. İpotek işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının varlığı konusunda,bu konuda ispat yükü kendisine düşen davalılar bir delil bildirmemiştir. Esasen açık rızanın alınmadığı hususunda da bir çekişme bulunmamaktadır. Davalı banka, ipotek işlemi sırasında tapu kaydında aile konutu şerhi (TMK md.194/3) bulunmadığını, kendilerinin buna güvenerek hak iktisap ettiklerini, iyiniyetli sayılmaları ve TMK.1023.madde uyarınca iktisaplarının korunması ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Yukarıda açıklandığı gibi, burada iyiniyet savunmasına değer verilemez ve TMK 1023. maddedeki iyiniyet karinesine dayanma imkanı bulunmamaktadır....
Yargılama sırasında, ... mirasçılarından ..., vekili vasıtasıyla verdiği 2.12.2005 hakim havale tarihli dilekçesinde; davacılar tarafından dosyaya sunulan 14.3.2005 tarihli senedin geçerli olmadığını zira okur yazar olmayan, Ayni’nin adı altında bulunan imzanın HUMK nun 297. maddesi hükümleri uyarınca tanıklar ve köy ihtiyar heyeti tarafından onanmadığını belirterek, davaya katılmış ve sadece sözleşmede yazılı olanlar değil, mirasın tamamının bütün yasal mirasçılar arasında aynen taksimini, olmadığı taktirde satılarak bedellerinin paylaştırılmasını ve ayrıca aile konutunun “sağ kalan eş” durumunda bulunan ...’e özgülenmesini istemiştir....
Bu durumda, 4721 sayılı TMK.nın Aile Hukuku ile ilgili ve Çocuk Mallarına ilişkin 2.nci kitabın, 2.nci kısmı, 1.nci bölümü ve 7.nci ayırımında yer aldığı anlaşılan, küçüğün mallarının korunması istemine ilişkin uyuşmazlığın, 6100 sayılı TMK 'nın 383 ve Türk Medeni Kanunu’nun 336/3, 352 ve devamı maddeleri ile 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile geçici 2. maddesine Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nIn 21. ve 22. maddeleri gereğince Ümraniye 2. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma kararı ile müşterek çocuk ...'nın velayeti annesi ...'a verilmiş ve anne 06.10.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davacı baba tarafından velayetin kendisine verilmesi istemiyle açılan dava mahkemece kabul edilmiştir. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez....