Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Dava konusu 180 ada 162 parsel, 180 ada 225 parsel, 181 ada 9 parsel ve 181 ada 32 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında yer alan hacizlerin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ayrı bir bendi olarak (180 ada 162 parsel, 180 ada 225 parsel, 181 ada 9 parsel ve 181 ada 32 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında mevcut hacizlerin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    yönlerden istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı/k.davalı kadının kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat talebi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden yapılan istinaf başvurusunun Kısmen KABULÜ ile, -Yerel mahkeme kararının gerekçesinin yukarıda açıklanan gerekçeye göre kusur tespiti yönünden DÜZELTİLMESİNE, -Mahkeme kararının (2), (3) (4) nolu bentlerinin KALDIRILMASINA; HMK. nun 353/1- (b)-2.maddesi uyarınca bu konularda yeniden hüküm kurulmasuna, Buna göre: -(2) ve (3) nolu bent yerine gelmek üzere; "yerel mahkemenin ara kararı ile kadın lehine hükmedilen aylık 300 TL tedbir nafakasının, Dairemiz karar tarihinden itibaren aylık 600 TL'ye yükseltilmesine, boşanma kararı kesinleşinceye kadar bu şekilde devamına, boşanma kararı kesinleşmesinden itibaren aynı miktarda yoksulluk nafakasının her ay davalı/k.davacı erkekten alınarak davacı/k.davalı kadına ödenmesine, Hükmedilen nafakanın Dairemiz kararının kesinleşmesinden itibaren...

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı-davalı koca; kusur belirlemesi ile kadının davasının tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı kadın; asıl davada kusur belirlemesi ve kocanın davasının tümü, aleyhine verilen manevi tazminat, birleşen davada lehe takdir edilen tazminatların miktarı ile nafakaların miktarı, TMK nın 162 ve 163. Maddesi gereğince reddedilen davaları ile ziynet eşyası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    , evlilikte geçen süre, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ülkenin ekonomik şartları, davacı kadının kişisel haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, BK 50- 51 m.leri mevcut ve beklenen menfaatlerin ihlali, TMK 174. maddesi ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında, mahkemece yazılı şekilde asıl ve birleşen davanın kabulüne, TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde maddi ve manevi tazminata karar verilmesinin, tazminatların miktarlarının uygun ve yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin ''her iki boşanma davasının kabulü ile aleyhe hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara'' yönelik istinaf başvurusunun 6100 HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    O halde, ...... yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk ......sı (TMK m. 173) takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-...... veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ...... ve sosyal durumları da gözetilerek ...... davası tarihinden geçerli olmak üzere, davalı ...... yararına uygun miktarda tedbir ......sına hükmedilmesi gerekirken, tedbir ......sı talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın kusur tespitine dair kısmının açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının boşanma davasının kabulüne ( TMK md. 166/1), mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden haleldar olan ve ayrıca boşanmaya sebebiyet veren olaylar sonucu kişisel hakları ve menfaatleri saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumları ile fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK md 174/1,2), erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmolunması suretiyle kararın HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiştir....

      Sonuç itibariyle; davalı - karşı davacı kadının karşı davanın reddine, kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazlarının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davacı - karşı davalı erkeğin tüm, davalı - karşı davacı kadının sair istinaf itirazlarının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Mirasçılar vekili tarafından vekaletname ve kusur tespiti yönünden davaya devam ettiklerine ilişkin dilekçenin ibraz edildiği de dikkate alınarak, deliller değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.11.2017...

        Bu durumda Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince davalı kadının kusurlu olup olmadığının tespiti ve bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş, evlilik birliğinin davacı erkeğin ölüm tarihinde sona erdiğinden boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davalının boşanmaya sebep olan olaylarda boşanmaya sebebiyet verecek şekilde kusurlu olup olmadığı yönünde tespit kararı vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.03.2018 (Salı)...

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/234 E 2008/71 K sayılı kararı ile açılan boşanma davasının reddine ilişkin verilen kararın 07/04/2008 tarihinde kesinleştiği, dinlenen tanık beyanları ile ortak hayatın bu karardan sonra birdaha kurulamadığı husunun sabit olduğu ve davacının başka biriyle ilişkisi olduğu, tarafların boşanmalarında davalı kadının kusurunun bulunmadığı davacının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, tarafların TMK 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, yerel mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı kadının kusur tespiti ve boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu