Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, ölenin mirasçılarından birinin davaya devam etmek istemesi halinde Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince “kusur tespiti bakımından" davaya devam edilebilir. Hakimin, nihai karardan sonra ortaya çıkan ve nihai karar üzerinde değiştirici etkiye sahip olan böyle bir olay karşısında, dosyayı yeniden ele almasına ve "kusur tespiti bakımından davaya devam etmesine” engel bir usul hükmü bulunmamaktadır. Bunun için mahkemece verilmiş bulunan kararın temyiz edilmiş olması zorunlu değildir. Davaya devam edilmesi yönündeki talep, kararın temyizi suretiyle olabileceği gibi, temyiz ve bozma isteği ileri sürülmeksizin de bu yöndeki talep ortaya konulabilir....

    Höçük 01.11.1997 doğumlu olup temyiz inceleme tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-k.davacı kadın istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat talepleri, asıl davanın kabulü ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kararının yerinde olmadığını, kaldırılmasını; boşanma, velayet ve nafaka yönünden kararın kesinleştirilmesini talep etmiştir. Davacı-k.davalı koca istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, velayet, nafaka, karşı davanın kabulü ile davacı-k.davalının reddedilen tazminat talepleri yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılmış evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma, karşı dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılmış evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ziynet alacağı davası istemine ilişkindir....

      Bu sebeple davacının davadan feragati hüküm doğurmaz.Davalı mirasçılarının Türk Medeni Kanununun 181. maddesine göre kusur belirlemesi yönünden davaya devam etme hakkı bulunmaktadır. Açıklanan nedenle mahkemenin 12.02.2015 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davalı kadının ölümü nedeniyle boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince davacının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekilinin istinaf nedenleri incelenmeksizin kabulü ve kararın kamu düzenine aykırılık nedeni ile resen HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile, kararda bulunan kamu düzenine aykırılık nedeni ile resen HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kabulü ile Van 1....

        Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/539 Esas, 2012/596 Karar sayılı ilamının 10.07.2013 tarihinde kesinleştiği, erkeğin TMK 166. maddesi uyarınca açtığı ilk davanın tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmesinden sonra tarafların biraraya gelmedikleri sabittir. O halde, erkeğin TMK 166/son maddesine dayanarak açtığı davasının kabulünde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ilk derece mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği maddi vakıası sabittir. Mahkemece erkeğin, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olduğu, boşanma sebebi yarattığı ve kesinleşen bu ilama göre evi ile ilgilenmediği maddi vakıaları da ispat olunduğu halde aleyhine kusur olarak yüklenmemesi doğru görülmemiştir. Kadına atfı kabil hiç bir kusur ispat olunamamıştır....

        Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK. m. 166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir....

          Davacı-karşı davalı erkeğin mirasçısı kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne davalı-karşı davacı kadınının ise boşanma davasının ve tazminat taleplerinin reddi ile kadın lehine 300,00 TL tedbir nafakası verilmesi şeklinde hüküm kurulmuştur. Evlilik ölümle sona ermiştir. Mahkemece yapılacak iş açıklanan sebeple boşanma davası hakkında konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve davacı -karşı davalı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca kusur yönünden karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

            Sonuç olarak; davalı kadının kusur tespiti, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Gölcük Aile Mahkemesi'nin 2018/902 E.-2019/935 K.sayılı ilamına karşı, davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'un 353/1- b-1 maddesi uyarınca tüm yönlerden ESASTAN REDDİNE, Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, B-Gölcük Aile Mahkemesi'nin 2018/902 E.-2019/935 K.sayılı ilamına karşı, davalı kadın vekili tarafından kusur tespiti, asıl davanın kabulü ve yoksulluk nafakası yönünden yapılan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, C-Gölcük Aile Mahkemesi'nin 2018/902 E.-2019/935 K. sayılı ilamına karşı, davalı kadın vekili tarafından maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; yerel mahkeme kararının karşı dava bölümünde maddi ve manevi tazminatlara ilişkin 2.ve 3. maddelerinin KALDIRILMASINA, ve bu konularda yeniden hüküm kurulmasına, Buna...

            UYAP Entegrasyonu