Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın TMK 162/1 ve 166/1 maddeleri gereğince boşanmalarına; bölge adliye mahkemesince verilen kararda ise "İlk derece mahkemesi kararının 1. bendindeki" tarafların TMK 162/1. maddesi gereğince boşanmalarına ilişkin kısmının kaldırılmasına, tarafların TMK 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, TMK 162/1 maddesi gereğince açılan davanın reddine" karar verilmiş ise de; boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgileri eksik olarak yer almıştır. Boşanmaya karar verilmesi halinde kararda "Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus hizmetleri Kanunu m. 27 HMK m. 297/7-b)." Mahkemece, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

    Tüm dosya kapsamı ile; Mahkemece kadının TMK 162 nci maddesine dayalı davasının şartlarının gerçekleşmediği,erkeğin davası yönünden kadının M...N ismindeki kişi ile görüşüp birlikte ev kiraladıkları ve bu evde birlikte yaşadıkları,zina yaptığı,erkeğin kadına hakaret edip şiddet uyguladığı ,buna göre de kadının daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek belirtilen şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1- )İlk Derece Mahkemesince daha önce verilen ilk karardaki kadının TMK 166/1(temelden sarsılmaya dayalı boşanma)nci maddesine dayalı boşanma hükmü ile velayet-kişisel ilişki ve bu davaya tekabül eden yargılama giderleri ile ücreti vekalet hükümleri kesinleşmiş, infaz edilmiş böylece kadının TMK 162 nci maddesine erkeğin ise karşı davasındaki TMK 161 nci maddesine ilişkin boşanma davalarının konusu kalmamıştır.Mahkemece bu yönde karar verilmesi yerindedir. 2- )Kadının TMK 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi ile ilgili istinaf başvurusunda; Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları,taraflar arasında...

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, zina (TMK m. 161), pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece erkeğin TMK 164’e dayalı, kadının ise TMK 161 ve 162. maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddine, kadının TMK’nun 166-1. maddesi uyarınca açılan boşanma davasının kabulüyle, tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Yapılan yargılama ve toplanan deliller ile dinlenen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı erkek ile dava dışı S.O. isimli kadının mahkemeninde kabulünde olduğu üzere beraber tatile gittikleri, sosyal ortamlarda bu kadını eşi olarak tanıttığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, iştirak nafakasının miktarı, velayet, kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise TMK 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece tarafların boşanma davalarının TMK 166/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiş, kadının TMK 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

        Asıl dava; zina ( TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ( TMK m. 162) suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ( TMK m. 163) uyarınca boşanma olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Karşı dava ise; TMK m. 162, olmadığı takdirde TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Davacı karşı davalı, dava dilekçesinde, TMK m. 161, TMK m. 162, TMK m. 163 olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek hem özel hem de genel olmak üzere birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak terditli dava açmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) ve hayata kast (TMK m. 162) hukuksal nedenlerini göstererek dava açmış, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle açılan boşanma davasında davacının kusurlu olduğu gerekçesiyle ret kararı verilmiş, cana kast sebebine dayalı dava ile ilgili ise bir karar verilmemiştir. Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m. 297/2)....

          Dava; tarafların öncelikle zina (TMK md. 161) aksi takdirde hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) ya da haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK ın. 175). Mahkemece davacı kadın yararına TMK 175 maddesi gereğince aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

          Mahkemece yapılacak iş; Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açıldığı gözetilerek deliller bu yönde değerlendirilip olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir. Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davalı erkeğin ''eşine kötü, saygısız davrandığı, onu aşağıladığı, hakaret ettiği, eşine ve çocuğuna şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, sadakatsiz davrandığı, gelirini ailesinden gizlediği ve ortak konutu terk ettiği'' gerekçesiyle tarafların pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebepleriyle boşanmalarına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....

              TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Yerel mahkemece, ilk kararında TMK.'nun 162.maddesine göre inceleme yapıldığı yönünde herhangi bir açıklama olmadığı halde, bozmadan sonra verilen direnme kararında hem TMK. madde 166' ya hem de TMK.'nun madde 162.'ye göre araştırma yapıldığı ve her iki maddeye göre delillerin toplandığı belirtilmiştir. Bu durumda, Yerel Mahkemece direnme kararı olarak nitelendirilen temyize konu kararın, gerçekte bir direnme kararı değil; bozmaya eylemli uyma sonucunda oluşturulmuş, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu