Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, somut olayda, davalı şirketin feshi için yasal koşulların oluştuğu ancak bozma ilamı doğrultusunda davalı şirketin feshi yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin tespiti ile ödenmek suretiyle şirketten çıkarılmasının duruma uygun düşen kabul edilebilir bir çözüm olduğunun değerlendirildiği, 08.01.2020 tarihli bilirkişi raporuyla davacının ayrılma akçesinin 6.063,49 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı ortağın davalı şirketten ayrılması sureti ile bu ortaklıktan çıkarılmasına ve 6.063,49 TL ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir....

    Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde ... ile arasında 14.05.2020 tarihinde yürürlüğe giren “Ortaklık ve Teminat” başlıklı adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını beyan etmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesinde adi ortaklığa bağlı menfi tespit davası açmıştır.TTK.m.5 uyarınca Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Taraflar arasındaki ilişki ticari olmayıp adi ortaklıktan kaynaklıdır. Keza adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Bu sözleşme Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir....

      Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir. 19.maddeye dayalı yapılan yetki devri yönergesinin 5.maddesi uyarınca c) mali durum,ortaklık yapısı ,piyasa koşulları ile diğer sorunlar nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tesbit edilmesi durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. ç) Gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanma yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir....

        GEREKÇE: Dava, taraflar arasında aktedilen 23.08.2012 tarihli ortaklık sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi sonucunda davalının sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle oluşan sermaye payı alacağı ile kar kaybından oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında 23.08.2012 tarihinde ortaklık sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile; ilaç lojistiği alanında kurulacak yeni şirketin ilk sermayesinin 200.000-TL olacağı, şirketin %60'ının ...'a, %20'sinin ...'a, %20'sinin ...'e ait olacağı, şirketin kuruluşundan yaklaşık 1 ay içinde tarafların sermayeyi 5.000.000-TL'ye yükselteceği (bedeli l000-TL'den 5000 hisse), ... tarafından şirketin artan 4.800 hissesi karşılığında 4.800.000-TL sermayenin şirkete konulacağı, bunun karşılığı ilave edilen 1.920 hissenin müşteri portföyü, know-how bedeli ve ...'in raflar ve ...(...)'lar hariç mevcut tüm altyapısı karşılığı ... ve ......

          . 1- Asıl dava, anonim şirketin feshi, kayyum tayini ve yönetim kurulu üyelerinin neden oldukları zararların TTK 309. maddisi uyarınca davalılardan tahsiliyle şirkete gelir olarak kaydı istemlerine, birleşen dava ise geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir....

            Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir. 19.maddeye dayalı yapılan yetki devri yönergesinin 5.maddesi uyarınca c) mali durum,ortaklık yapısı ,piyasa koşulları ile diğer sorunlar nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tesbit edilmesi durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. ç) Gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanma yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir....

              HMK 14/2 maddesinde " Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." şeklinde yetkiye ilişkin düzenleme yapılmıştır. 6102 Sayılı TTK'nın 531. maddesinde de; "Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği" düzenlenmiştir. Dava; davacı şirket ortağı tarafından davalı şirketin feshi istemine ilişkin olup davaya bakmaya HMK 14/2 ve TTK 531 maddeleri gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup, kesin yetki hali kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır....

                TTK 19/2'de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez. C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

                  Kanunun açıklanan açık metninde ve yargıtay içtihatlarından anlaşıldığı üzere, şirketin haklı nedenle feshi, en az %10 pay sahibinin bir araya gelerek bu davasını şirkete karşı açması gerekmektedir. Somut olayda davacı %50 pay sahibi olarak yeterli pay sayısı şartını sağlamakta ise de, bu talebini şirkete değil diğer ortağa yönelterek yanılgıya düşmüştür. Anonim şirketin feshi davasında mutlaka husumet şirkete yöneltilmelidir. Anonim şirketler, limited şirketlerden farklı olarak tam bir malvarlığı topluluğu oluşturan, ortaklar arasındaki çekişmenin dışında ayrı bir tüzel kişiliktir. Ortaklığın işleyişine yansımayan ortakların kişisel çekişmeleri, anonim şirketin feshine haklı gerekçe olarak ileri sürülemez. Davamıza konu olayda, davacı taraf, aslında diğer ortaktan daha fazla katkıyı şirkete sunduğunu ve bunun dekleştirilmesini talep etmekte olup, davasını TTK'nın 531. Maddesine dayandırması ve fesih istemesi usule aykırı düşmektedir....

                    DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE : Dava, limited şirketin haklı nedenle feshi davasıdır. Davacı vekili yargılama aşamasında özetle, davalı şirketin kağıt üzerinde kurulan bir şirket olmaktan öteye gidemediğini, şirketin ticari defter ve belgelerinin tutulmadığını, genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket yetkilisinin kendi menfaatlerine göre hareket ederek şirketin içini boşalttığını, şirketi suni borçlanmalara soktuğunu belirterek davalı şirketin feshini istemiştir. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabından anlaşıldığı üzere, davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davacı ortağın % 5 oranında, dava dışı ortak ...'in ise % 95 oranında pay sahibi olduğu, dava dışı ortak ...'in kuruluştan itibaren ve dava tarihi itibariyle münferit şirket yetkilisi olduğu görülmektedir. TTK'nun 636/3 maddesi: "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir....

                      UYAP Entegrasyonu