Dava konusu edilen çeklerin keşidesi şirket bir anonim şirket olup, TTK’nun 329. maddesi uyarınca borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle sorumlu bulunup, ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır....
Dava konusu edilen çeklerin keşidesi şirket bir anonim şirket olup, TTK’nun 329. maddesi uyarınca borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle sorumlu bulunup, ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır....
Hastanesinde de tedavi gördüğünü, tedavisinin halen devam ettiğini, tedavi gördüğü bir dönemde, şirket sermayesinin arttırılması gündeme geldiğinde, davacının sermaye artırılması için gerekli sebeplerin olmadığını davalı şirket yönetimine bildirdiğini, davalı şirket yetkililerinin ise, teknik iflas vs gibi söylemlerle sermaye artırımının yapılacağını, bu doğrultuda sermaye artırımının ortaklar cari hesabında mevcut olan ve/veya olacak olan tutarın sermaye artırım taahhüt hesabına virman suretiyle yapılacağını, ortakların sermaye artırımı için ayrıca para ödemeyeceklerini belirtmiş olduklarını, müvekkilinin ise, ... Hastanesinde karaciğer (organ) nakli olduğu ağır ve uzun tedavisi sırasındaki bu bilgilendirme çerçevesinde, şahsına ayrıca bir yük getirmeyeceğini düşünmesi üzerine, Ankara ... Noterliğinin 19 Mart 2019 tarih, ... yevmiye nolu işleminde de açıkça belirtildiği üzere, şirket çalışanlarınca ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22.02.2022 TARİHLİ ARA KARAR NUMARASI : 2022/243 ESAS DAVA KONUSU : Ticari Şirket Yönetim Kurulu Kararının Yokluğunun Tespiti KARAR : Davacı vekili, tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirketin ortağı olduğunu, ciddi sağlık problemleri nedeniyle Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinde karaciğer (organ) nakli olduğunu, Akdeniz Üniversitesinde bağırsak ameliyatı olduğunu, Lokman Hekim Akay Hastanesinde de tedavi gördüğünü, tedavisinin halen devam ettiğini, tedavi gördüğü bir dönemde, şirket sermayesinin arttırılması gündeme geldiğinde, davacının sermaye artırılması için gerekli sebeplerin olmadığını davalı şirket yönetimine bildirdiğini, davalı şirket yetkililerinin ise, teknik iflas vs gibi söylemlerle sermaye artırımının yapılacağını, bu doğrultuda sermaye artırımının ortaklar cari hesabında mevcut olan ve/veya olacak olan tutarın sermaye artırım taahhüt hesabına virman suretiyle yapılacağını, ortakların sermaye artırımı...
İşbu dava; öz sermaye tespiti davasıdır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun konusu” başlıklı 127. maddesi; “(1)Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak; a)Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, b)Fikrî mülkiyet hakları, c)Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, d)Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, e)Kişisel emek, f)Ticari itibar, g)Ticari işletmeler, h)Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, i)Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, j)Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir. (2)Kanunun 307 nci maddesinin ikinci, 342 nci maddesinin birinci ve 581 inci maddesinin birinci fıkra hükümleri saklıdır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/257 Esas KARAR NO : 2024/247 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/06/2022 KARAR TARİHİ : 30/04/2024 Mahkememiz 2022/467 Esas 2023/489 Karar sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne tevzi edildiği, 10 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/916 Esas sırasına kaydının yapıldığı, 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09.11.2023 tarih 2023/807 karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın yargı yeri belirlenmesi için 37. Hukuk Dairesine gönderildiği, İstanbul BAM 37. HD 2023/3331 Esas 2024/1168 Karar sayılı kararı ile yargı yerinin Mahkememiz olarak belirlendiği görülmekle; Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya üzeri incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 29/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ......
den mevcut birikmiş alacaklar dahi tahsil edilmezken bu firmaya mal satışı yapılarak halka açık ortaklığın risklerinin (alacaklarının) arttırılması ticari hayatın teamüllerine uygun olmadığı gibi şirket çıkarlarına da açıkça aykırıdır. 4) ..., kira borçlarını ödemeyen ...'ye karşı SPK tarafından 11.01.2008 tarihli Denetleme Raporu düzenlenene yani ilişkili şirket ile mevcut durum denetim sonucu ortaya çıkana kadar bu şirket hakkında yasal takibatta bulunulmamıştır. ... ancak denetim tarihinden sonra 11.06.2008 tarihinde ... aleyhine mevcut borcu olan 2.298.459, 16 YTL'nin tahsili amacıyla icra takibi başlatmıştır. Böylelikle halka açık ortaklık lehine olarak 2003 yılında doğan ve sonrasında artarak devam eden bir para alacağının yasal takibine ancak durumun resmi mercilerce denetim sonucunda ortaya çıkarılması üzerine ve beş yıl sonra girişilmiştir. Bu olgunun da ticari hayatın teamüllerine uygun olmadığı ve şirket çıkarlarına aykırı olduğu apaçık ortadadır....
şirket için kaynaklardan sermaye artışına gidildiği ve şirket ortaklarından nakdi bedel alınmadığı; öte yandan şirket hisselerinin------ tarafından evlilik birliği içinde edinilmesi halinde mal tasfiyesine konu olacağı ancak sermaye artırımının hiç bir şekilde davacımızın alacağı katılım payına engel olmayacağı zira şirket hissesinin eşler arasındaki mal tasfiyesine konu olacağına dair yasal düzenlemenin mevcut olduğu; davacımızın eşi ------ sermaye artırımı yoluyla hissesinin değeri o miktar artmış olacağından, şirket hissesinden dolayı davacı eşine ödeyeceği miktarında o derece artmış olacağı; Davacı her ne kadar gerek bu dosyada gerek birleşen dosyada ------ iptali edilmemesi halinde geçmişe etkili olarak toplantı tarihindeki şartlarla rüçhan hakkının kullandırılmasını talep etmiş ve dava dilekçesinde bu kısımla ilgili açıklamalarında ----- devredilen hisselerinden ve artırılan sermayeden öncelikli olarak rüçhan hakkının kullandırılmasını istemiş ise de; TTK 461....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/482 Esas KARAR NO : 2021/445 DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/02/2019 KARAR TARİHİ : 09/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle; Davacı ve davalı ----- üzerine, arsa payı karşılığı ---- adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, bu bağlamda da, ----- ile tasdik edildiğini, yine davacı ve davalı şirketlerin sözleşmeye---- düzenleme şeklinde--- ---taşınmaz malikleriyle imzaladıklarını,---sermaye ve hisse devri başlığı altında ortaklığın sermayesinin belli olmayıp, işin gereklerine göre her bir ortağın % 50 oranında iştirak edeceğini, ortaklardan herhangi birinin sermaye yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde, diğer ortağın yükümlülüğünü yerine getirmeyen ortağın hissesini koyamadığı miktar kadarını...
ortakları ile birlikte hareket ettiklerini ve oluşan şirket zararından sorumlu olduklarını, TTK’nin 306. maddesi uyarınca apel yükümlülüğü yerine getirilmemiş iken getirilmiş gibi gösterilmesi usulsüzlüğüne karışarak yönetimi ve denetimi elinde bulundurdukları kişilerin, bu durumu bilen veya bilebilecek durumda olan kişilerin ve bu fiillere iştirak eden, onaylayan, yürüten ve talimat veren, şirket muhasebe, finans ve diğer ilgili departmanlarda görev yapan şirket çalışanlarının şirketin tüm zararlarından müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, şirket sermaye artırımının 20.03.2003 tarihinde yapılmış olduğunu, bu tarih itibarıyla esasen ödenmemekle birlikte ödenmiş gibi gösterilen apel ödemlerinin bu tarihler itibari ile şirket kasasına girmiş olması gerektiğini, TTK’nin 140. ve 141. maddeleri uyarınca her bir apel ödemesinin sermaye artırımı tarihlerinden itibaren işleyecek kademeli ticari faizi ile birlikte şirket zararının tanzimini talep etmek zorunluluğunun doğduğunu iddia ederek...