Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Yevmiye Numaralı sözleşmesi ile adi ortaklık kurduklarını, 2003 yılında kurulan ve halen devam etmekte olan ortaklığın şirket unvanının ... olduğunu, adi ortaklık şirketinin ortaklarının; ... ve ... olduğunu, müvekkillerin, ... adresinde ... isimli iş yerleri bulunduğunu, şirket Ortakları olan ... ve ...'ye ait vergi levha kayıtlarının ekte olduğunu, adi ortaklıkta temsilin, ortaklığı değil ortakları temsil anlamını taşıdığını, ortaklığın temsilinin mümkün olmaması nedeniyle, kurumsal nitelikte imza sirküleri düzenlenmesinin de mümkün olmadığını, ... adresindeki ... Kumluca Vergi Dairesi ... vergi no.lu ve ......
in, ticari faaliyetin ... tarafından yürütüldüğü yolundaki ifadeleri karşısında, bir kısım işçinin aksi yöndeki ifadelerinin adi ortaklığın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, adi ortaklığın oluşumuna ve ticari organizasyonuna ve faaliyetine ilişkin olarak başkaca bir tespit ve araştırmanın bulunmadığı hususu ile eleştiri konusu yapılan işlem ve faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayanmasına karşın, gerçekte bu işlemlerin ... yerine, adi ortaklık tarafından yapılması nedeniyle sahte belge ticaretinin olmadığının vergi inceleme elemanı tarafından kabul edildiği hususları da dikkate alındığında, adi ortaklık adına mükellefiyet tesis edilerek ve ... tarafından yürütülen ticari faaliyetlerden vergi konusu oluşturan işlemler üzerinden varsayıma dayalı olarak, herhangi bir somut ve anlaşılabilir tespit olmaksızın davacı şirket adına tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile geçici vergide hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davanın...
Bilirkişi heyet raporu: Ziraat Mühendisi bilirkişi ... ile Mali Müşavir bilirkişi ... 26/01/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı karşı davalı ... nin 2016-2017-2018 yılları yevmiye ve kebir defterlerinin e defter sistemine kayıtlı olduğu, davacı karşı davalı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresi içerisinde alındığı, Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu, davalı karşı davacı ...-... ortaklığının ticari yasal defterlerini ibraz etmediği, davacı karşı davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgelerine göre; davalı karşı davacı ortaklığın takip tarihi olan 17.11.2017 tarihi itibariyle, davacı karşı davalı şirkete 94.970,97 TL borcunun bulunduğu, davalı karşı davacı ortaklığın, davacı karşı davalı şirkete düzenlediği 02.10.2017 tarihli 110.484,95 TL tutarlı vişne fiyat farkı faturasının davacı karşı davalı şirketin ticari yasal defter kayıtlarında bulunmadığı, İlk dört faturadaki fire bedelinin yanlış hesaplanmasına...
Bilirkişi heyet raporu: Ziraat Mühendisi bilirkişi ... ile Mali Müşavir bilirkişi ... 26/01/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı karşı davalı ... nin 2016-2017-2018 yılları yevmiye ve kebir defterlerinin e defter sistemine kayıtlı olduğu, davacı karşı davalı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresi içerisinde alındığı, Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu, davalı karşı davacı ...-... ortaklığının ticari yasal defterlerini ibraz etmediği, davacı karşı davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgelerine göre; davalı karşı davacı ortaklığın takip tarihi olan 17.11.2017 tarihi itibariyle, davacı karşı davalı şirkete 94.970,97 TL borcunun bulunduğu, davalı karşı davacı ortaklığın, davacı karşı davalı şirkete düzenlediği 02.10.2017 tarihli 110.484,95 TL tutarlı vişne fiyat farkı faturasının davacı karşı davalı şirketin ticari yasal defter kayıtlarında bulunmadığı, İlk dört faturadaki fire bedelinin yanlış hesaplanmasına...
Somut olayda; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, yapılan araç ve ticari plaka satış sözleşmelerinde alıcı konumunda davalının bulunduğu, davalının daha sonra yaptığı araç satış sözleşmesi ile aracı dava dışı bir kişiye sattığı anlaşıldığından, taraflar arasındaki ortaklığın son bulduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının isteminin ortaklığıntasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi zorunludur. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payına ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK.'nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, TTK.'nda ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiştir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK'nun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, re'sen incelenir....
Şti.Ortaklığı olarak adi ortaklık kurulduğunu, maden sahasına ilişkin ticari faaliyet yapıldığını, ortaklığın kullanım alanında bulunan maden sahasının ruhsat sahibinin 360 Madencilik Şirketinin tüzel kişiliği olduğunu, davalı ile adi ortaklık arasında 15/06/2016 tarihli Rödovans sözleşmesi imzalandığını, adi ortaklığın kuruluş sözleşmesinin 9.maddesince Muhammet Kurtgöz ve Erkan Bal ile birlikte müştereken yetki ile müdür olarak atandığını, Muhammet Kurtgöz’ün aynı zamanda davalı şirket hissedarı olduğunu, davalı şirket hisselerini dava dışı Özgen Duman 'a devir ettiğini, Muhammet Kurtgöz 'e ulaşılamadığını, bu nedenle adi ortaklığın temsiline ilişkin gerekli işlemlerin yapılamadığını, şirketin iyleşmesinin sağlanabilmesi amacıyla Kocaeli 6....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/500 KARAR NO : 2023/698 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 09/08/2019 KARAR TARİHİ : 21/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkilin söz konusu şirketlerde şahsi orta ve yönetim kurulu üyesi olmadığı için ilgili kayıtları inceleyerek, davalı şirket ve dolayısıyla pay sahibi olarak kendisi aleyhine yapılan işlemlerin tespitinin mümkün olmadığının, davalı şirket nakit akışının yönünü değiştirmek amacıyla iştirak şirketleri kurduğunu, şirket malvarlığını iştiraklere aktardığını, şirketin faaliyetine uygun hareket etmediğini, müvekkili gelirden mahrum ettiğini, davalı anonim ortaklığın finansal durumu henüz kötü olmasa bile aktifleri, karı ve kaynakları sistematik olarak çoğunluğa ve ortaklık işletmelerine aktarıldığını, davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, davalı şirketin bu iştirak şirketlerine...