CEVAP: Davalı ... asıl ve birleşen dosya cevap dilekçesinde, görev itirazında bulunmuş; esas yönünden ise, davacı şirket ile aralarında ortaklık ilişkisi olduğunu, bu ortaklığa güvenerek şirket adına harcamalar yaptığını, zilyetliğinde bulunan senetlerin şirketten olan alacağı nedeniyle bizzat davacı şirket tarafından kendisine ciro edildiğini , ciro zincirinin usulüne uygun olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır. MAHKEME KARARI:Mahkemece, davacı şirket ile davalı ...'ın adi ortaklık içinde bulundukları anlaşılmakla; davacının, davalı ...'ın davacı şirketle kâr ortaklığı bulunmadığına ilişkin tespit isteminin reddine, fazladan tahsil edildiği anlaşılan 7.761,00 TL'nin tahsil tarihi olarak kabul edilen 25/04/2005 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı ...'...
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Her ne kadar İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 31/12/2020 tarih ve 2020/284 esas 2020/807 karar sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş ise de;Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, adi ortaklığın tespiti ile fesih ve tasfiyesi isteminden kaynaklandığı, buna göre istinaf inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nce 1 Eylül 2020 tarihi itibari ile uygulanmasına karar verilen 25/06/2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararı uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesine ait olduğundan görevsizliğe ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir....
tarihinde eylemli olarak faaliyetine başladığını, adi ortaklığın üst yüklenici firmanın bilgi ve rızası dahilinde kurulduğunu, bu nedenle üst yüklenici ile arasındaki taşeronluk sözleşmesinin feshedildiğini ve adi ortaklık anlaşmasına uygun olarak aynı koşullarla üst yüklenici ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamladığını, ancak iş bedelinin büyük bir kısmını üst yükleniciden tahsil etmesine rağmen davalı şirketin kar payını vermediğini ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla payına düşen kardan şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." Somut olayda dava, taraflar arasında düzenlenen limited şirket devir sözleşmesi uyarınca davalının hisse devir bedelini ödemediği iddiasıyla alacak isteminden kaynaklanmakta olup, Limited Şirketlerde hisse devrinin Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği ve buna ilişkin davaların ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/1197 Esas KARAR NO: 2021/741 DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 25/10/2013 KARAR TARİHİ: 21/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında ---- erteleme talepli dava bulunduğunu; yargılaması sırasında kayyım heyetinin----tarihli raporunda ------ hesaplarının geçmişe dönük olarak dayanaklarıyla birlikte ayrıntılı olarak tetkiki, uğradığı zararların ortaya konulması; gereği halinde tespit edilecek alacaklarının tahsili zımnında ---- hukuki müracaatta bulunulmasının” mütalaa edildiğini; yapılan araştırmalarda müvekkili şirket ile davalı arasında, --- -------, müvekkili şirkete ihale edilmek ile birlikte, teminat mektuplarının davalının kefaleti ile temin edildiği; buna karşılık müvekkili şirket tarafından davalıya ---- senet verildiğini; müvekkili şirket tarafından...
in şirketi münferit temsil yetkisine dayanarak şirket ortağı müvekkili ...'a haber vermeksizin bir kısım gayrimenkulleri şirketin hesabına hiç bir bedel ödemeksizin kendi sahibi olduğu ... Ltd.Şti'ye devrettiği, şirketin hiç bir ticari faaliyeti olmamasına rağmen bir kısım faturalar keserek ortaklığın tasfiyesi için dava konusu genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını şirket muhasebecisi ...'den alarak işlemlere konu imzaları tamamlatıp ortaklığı bitirdiği, müvekkili ...'un bu toplantılara katılmayıp imzasını sonradan tamamladığı, davacıların, şirketin mal varlığı paylaşımını kendileri yaptığı gibi dava konusu yönetim ve genel kurul kararlarının kendileri tarafından alındığı ve kendi aldıkları kararlara karşı huzurdaki davayı açtıklarını üstelik kararların alınmasından itibaren 4 yıl geçtiğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur....
İflas Müdürlüğüne çıkarıldığı, mazbata üzerine verilen şerh ile “Av.... .../... sok.No:.../... ...-...” ad ve adresine sevkedilerek muhatabın adliyede olması nedeniyle yetkili olduğunu beyan eden ...’a tebliğ edildiği görülmekle,dosya içindeki adı geçen şirkete ait ticari sicil gazetesindeki ilanlara göre,adı geçen şirkete ilişkin ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2015/493 sayılı dosya üzerinden verilen 15.01.2016 tarihli 1 yıl süre ile iflas erteleme kararının verildiği ve bu kararın 03.02.2016 tarihi ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı,01.10.2019 tarihli ticaret sicil gazetesinde ise tasfiye halinde ibaresi olmaksızın ticari faaliyetine devam eden bir şirket şeklinde unvanı belirtilen söz konusu şirketin 19.09.2019 tarihli genel kurul kararı ile de şirket merkez adresinin değiştirilmesine ilişkin kararının yayınlandığı anlaşıldığından; Davalı ......
Somut olayda, adi ortaklığın kayıtlarının, davalı şirketin ticari defterleri üzerinden tutulmuş olup ticari defterlerindeki kayıtlardan hangisinin adi ortaklığa ait olduğunu ispat yükü ispat yükü, davalı şirkete aittir....
sözü edilen ortağın şirket ortaklığından çıkarılmasına dair bir genel kurul kararınında bulunmadığı anlaşılmakla karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....