ye karşı açılan, hisse devrinin iptali ve 14/01/2015 tarihinden sonra alınan kararların geçersizliğinin tespiti veya alacak davasının (asıl davanın), dosyanın işlemden kaldırıldığı 18/12/2019 tarihinden itibaren 3 ay içerisinde yenilenmemiş olması nedeniyle 18/03/2020 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına, birleşen ... Esas sayılı, davacı .... Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı ...'ya karşı açılan alacak davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Sayılı dosyasından yapılan haciz takibini semeresiz bıraktığını, T5 adli firmanın tamamıyla müvekkil bankanın yasal takiplerini semeresiz bırakmak amacıyla kurulan bir şirket olduğunu, T7 ve Tic, A.Ş'ye ait Değirmendere/Kadirli, Karaçay/Osmaniye ve Kuzuculu/Dörtyol Hidroelektrik Santrallerinin Üretim Lisansı ve işletme hakkının muvazaalı şekilde T5 devir ve intikaline yönelik T7 ve Tic. A.Ş. tarafından verilen tüm onay, izin ve muvafakatler ile ilgili sözleşmelerin ve tüm devir işlemlerinin (Satış, devir protokolü, kiralama v.b.) muvazaa nedeniyle iptali ile üretim lisanslarının T7 ve Tic. A.Ş. adına tescil edilmesine karar verilmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Buna göre dava TBK 19 maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı T7 ve Tic. A.Ş. tarafından verilen tüm onay, izin ve muvafakatler ile ilgili sözleşmelerin ve tüm devir işlemlerinin (Satış, devir protokolü, kiralama v.b.) iptali istemi olduğu anlaşılmıştır....
TMK'nun 733.maddesinde açıklandığı üzere önalım hakkı, müşterek mülkün paydaşlarından birinin payının bir üçüncü kişiye satması halinde diğer paydaşlara tanınan bir haktır. Bunun amacı paydaşlar arasına bir yabancının sokulmamasıdır. Olayımızda,baba ve kızından oluşan iki ortaklı bir limited şirketin tasfiyesine gidilmesi nedeniyle şirket adına kayıtlı payın şirket ortağı olan gerçek şahısa(davalı) satıldığı ihtilafsızdır. Ancak,çözümlenmesi gereken tapudaki işlemin tasfiye amacıyla şirket payının kendi ortağına devri mi yoksa gerçek satış mı olduğudur. Yukarıda yazılı olan 27.3.1957 gün ve 12-2 sayılı İBK miras hukuku ile ilgili olduğundan ve tüzel kişiler için mirasçılık söz konusu olmadığından bu içtihadın direkt olarak olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Ancak gerekçelerindeki görüşten yararlanmak mümkündür....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/703 Esas KARAR NO : 2024/697 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 17/10/2023 KARAR TARİHİ : 24/10/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ne ait ... payının Antalya ... Noterliğinin ... tarih, ... yevmiye numaralı tasdikli sözleşme ile davalı ...'tan 2021 yılında devir aldığını, anılan şirketin sermayesinin %80 oranında ortağı olduğunu, o tarihte davalı ...'nın ... paya sahip ve şirketin %20 oranında sermaye ortağı olduğunu, müvekkilinin ...'da ikamet ettiğinden şirket ile ilgili bir kısım iş ve işlemler ile alakalı oğlu ...'ın kayın pederi olan yani dünürü ...'a vekaletname verdiğini, davalı ...'in, müvekkilinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak müvekkiline ait ... payı davalı ...'...
belirtilen bu yasal düzenlemelere göre, davalı tarafın mirasçının sermaye borcundan sorumluluğuna ilişkin itirazlarında uyarlık bulunmadığını, zira şirket ortağının mirasçıları, belirtilen yasal düzenlemelere göre şirket payını miras yoluyla iktisap ettiği gibi borçlarından da sorumlu olması gerektiği, 6102 sayılı Kanun'un 573 üncü maddesinin ikinci fıkrası "Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler." kural olarak sermaye payının ödendiğini ispat yükünün ortak olduğu, ancak müflis şirketin defter ve belgeleri bulunmadığından, şirket defterleri üzerinden bu konuda bir tespitin söz konusu olmadığı, vergi beyanname kayıtlarına göre ise şirket sermayesinin ödendiğinin görüldüğü, bu durumda, davacı tarafın sermaye payının ödenmediğini ispat etmesi gerektiği, vergi beyanname kayıtlarına göre dava konusu sermaye borçlarının ödendiği...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/1134 Esas KARAR NO : 2022/966 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 17/10/2017 KARAR TARİHİ : 24/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin eski ortağı olan dava dışı----- bir kısım payını ------.Noterliği'nin 17.04.2014 tarihli, ------ yevmiye numaralı hisse devir senedi ile 95.000,00 TL bedel ile satın aldığını, müvekkili şirkete ortak olduktan sonra özverili bir şekilde çalışarak üzerine düşen gayretleri yerine getirdiğini, ancak müvekkilinin şirkete ortak olmasından bu yana herhangi bir kar payı verilmediğini, çalıştığı mesai ücretlerinin de düzenli olarak ödenmediğini, talep edilen söz konusu kar paylarının şirket müdürü davalı------- tarafından şifahi gerekçelerle müteaddit defalar ertelendiğini, bunun...
ın ortağı olduğu diğer davalı şirket lehine düzenlediği bonolarla 80.350,00 TL borçlandığı, 11.03.2010 tarihinde davalı şirket tarafından davalı ... aleyhinde ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7781 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafından ertesi günü icra müdürlüğünde elden tebellüğ edildiği, aile konutunun takip nedeniye haczedildiği, eldeki davada davacı tarafından muvazaa nedeniyle icra takibinin dayanağı senetlerin iptali ile tedbiren aile konutunun satışının durdurulmasının istenmesine rağmen yerel mahkemece davadaki asıl talep olan muvazaa nedeniyle senet iptaline ilişkin istem gözardı edilerek, fer'i nitelikteki ihtiyati tedbire ilişkin talebin asıl talep gibi değerlendirilmek suretiyle, boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte tedbir konulan taşınmazın aile konutu niteliğini kaybettiği, davacının dava ve taraf ehliyetinin kalmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin asıl borçlu şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, derdest davada tensiple müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Karşı taraf (alacaklı) vekili; müvekkili banka ile asıl borçlu .... ... .... Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmeleri imzalandığını, asıl borçlu tarafından kredinin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, asıl borçlu şirketin ortakları ve sözleşmenin kefilleri tarafından muvazaa, kanuna karşı hile ve namı müstear ile ihtiyati hacze itiraz eden şirket adı altında her türlü ticari ve iktisadi faaliyetlerinin devam ettirildiğini savunarak ticari şirketlerde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi gereğince itirazın reddini istemiştir....
Davalı (karşı davacı) limited şirket ve davalı gerçek kişiler vekili, TTK'nun 551/2.maddesine dayanılarak açılan davada şirket ortakları olan davalı ... ile ...'...
AŞ'nin borcuna karşılık şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şahsi çek ve senet vermiş, 23.11.2005 tarihli protokol ile şirket borcuna kefil olmuştur. O halde davalı ... yönünden borcun doğum tarihi ortağı ve kefili olduğu ... AŞ'nin borçlandığı tarih olarak kabulü gereklidir. Davacı vekili borcun 2005 yılı başlarında başlayan ticari ilişkiden doğduğunu iddia etmiş, fatura ve ticari hesap dökümlerini delil olarak bildirmiştir. Bu durumda mahkemece borcun doğumuna ilişkinin belirlenmesi yönünden tarafların bildireceği delilleri toplamalı ve gerektiğinde şirket defteri üzerinde inceleme yaptırarak borcun iptali istenen tasarruflar önce doğduğunun ispatlanması halinde işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ../......