İNCELENEN DOSYANIN MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2021 NUMARASI : 2019/213 Esas 2021/29 Karar DAVACI : VELİSİ : VEKİLİ : DAVA : Şirket Hisse Devrinin İptali, Hisse Payının Tescili DAVA TARİHİ : 12/11/2018 KARAR TARİHİ : 21/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023 Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali, hisse payının tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Şirketi'nin kurucu ortağı olan ...'nın mirasçısı olduğu, şirket hissesinin murisin vefatının ardından müvekkiline ve müvekkilinin annesi olan ...'...
Buna karşın alacaklılara karşı sınırlı sorumlu olan ve şirket için sermaye yatırımcısı konumu ön plana çıkan komanditer ortağın ortaklık kârından elde ettiği pay Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca iştirak hisselerinden doğan kazançlar zümresine dahil olan menkul sermaye iradı hükmündedir. Olayda davacının adi komandit şirketin komandite ortağı olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten kâr payı elde ettiği, davacının adi komandit şirketteki ortaklığı nedeniyle ticari işletme bünyesine limited şirketten intikal eden kâr payını şahsi ticari kazanç olarak elde ettiği ihtilafsızdır. Bu nedenle davacının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
Buna karşın alacaklılara karşı sınırlı sorumlu olan ve şirket için sermaye yatırımcısı konumu ön plana çıkan komanditer ortağın ortaklık kârından elde ettiği pay Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca iştirak hisselerinden doğan kazançlar zümresine dahil olan menkul sermaye iradı hükmündedir. Olayda davacının adi komandit şirketin komandite ortağı olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten kâr payı elde ettiği, davacının adi komandit şirketteki ortaklığı nedeniyle ticari işletme bünyesine limited şirketten intikal eden kâr payını şahsi ticari kazanç olarak elde ettiği ihtilafsızdır. Bu nedenle davacının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
Eldeki dava bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;davacı şirket ortağı tarafından açılan davada davalı şirket müdürünün muvazaalı işlemler yapmak suretiyle şirketi zarara uğrattığından bahisle öncelikle tapu iptali olmadığı takdirde taşınmazların bedellerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup ;dava mahiyeti itibariyle şirket müdürünün sorumluluğu davasıdır. Davanın tarafları arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan ticari işletmeyi ilgilendiren bir dava olması ve şirketler ile ortakları arasındaki ilişkinin Türk Ticaret Kanununda düzenlenmesi nedeniyle, uyuşmazlık konusu davanın TTK.nun 4/a maddesi kapsamında mutlak ticari davalardan olduğu, dolayısıyla anılan kanunun 5. maddesi gereği Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğu (Yargıtay 11....
ın ekonomik durumunu ve piyasaya olan borçlarını bilecek bir pozisyonda bulunan şirket ortağı davalı ...'ın banka alacağına ilişkin takipten kısa bir süre önce iş bu şirketteki hissesini devir alması işleminin muvazaalı olduğu, iş bu nedenle davalı borçlu ...'ın dava dışı feri müdahil ... Ltd. Ştindeki payının devrine ilişkin tasarrufların iptali gerektiği, payı devir alan ... Eliş ve ...'ın, iptali istenen sonraki pay devirlerinin, iş bu payların sermaye arttırımı sureti ile edinilmiş olmasından dolayı reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın, davalı borçlu ...'ın eşi davalı ...'ın, nam-ı müstear ortağı olduğu, dava dışı Hammaddeciler Plastik Ltd. Şti ndeki %50 payın, 10/10/2003 tarihinde, sermaye arttırımı sonrasında 10.000 e yükselen payının 9999 adetinin 06/05/2005 tarihinde davalı ...'a, 1 payının da aynı tarihte davalı ...'ın eşi davalı ... Varan'a devrine ilişkin tasarrufların İzmir ....... İcra Müdürlüğü'nün ......
Asliye Ticaret Mahkemesince ,talebin muvazaa temeline dayalı İİK 227 ve devamı maddelerine göre açılmış, İİK hükümlerine ve Türk Borçlar Kanunun 19.maddesi hükümlerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,davanın ticari niteliği bulunmaması nedeniyle TTK'nun 5/3,HMK'nun 1,114 ve 20.maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi ise ,davacı ve davalıların şirket olduğu,davacı ile davalı borçlu arasındaki alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı bu nedenle davaya Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğini belirtilerek karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
kapsamında mutlak ticari dava değildir....
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı borçlu şirket defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 2009 yılı ticari defterlerine göre davalı ... tarafından 04.05.2009 tarihinde dava dışı borçlu şirkete 1.500.000 USD (2.367.900,00 TL) tutarlı havale gönderilmiş olduğu, gönderilen havale dava dışı borçlu şirketin defterinde kayıtlı olduğundan muvazaa iddiası ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir....
Sözleşmeyi şirket adına o tarihte şirket yetkilisi olan ... imzalamış olup davacı-birleşen davanın davalısı Recep ile Şahap’ın el ve işbirliği halinde oldukları dosya kapsamıyla kanıtlanamamıştır. Davalı-birleşen davanın davacısı şirket bedelsizlik ve muvazaa iddialarını ispatlayamamıştır. Öyle olunca mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...) gerekçesi ile hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; asıl dava dosyasında alacak, birleşen dava dosyasında ise sözleşmenin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Asıl dava dosyasında; Davacı ......
Şirketindeki hisselerin devrine ilişkin işlemleri geçersizliğinin tespiti hisse devrinin iptali ile adına tescili talebi ile birlikte davacının hisse payının tescil ve tespiti halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş olup davacının genel kurul kararlarının iptaline yönelik talebi tefrik edilerek iş bu esas numarası üzerinden yargılama konusu olmuştur. Dava; davacının davalı şirketteki payının tespit ve tescili halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkindir. Davalı şirketin sicil dosyasının tetkikinde 15/12/2013 tarihli yönetim kurulu kararında Münire ...'na ait şirket paylarından 100 payın ... ...'na, 99.975 payın ... ...'na, ... ...'na ait 25 payın ... ...'na devri neticesinde toplam 200 payın 100 payının ... ..., 100 payının ... ... şeklinde hisse devrinin onanmasına ve pay defterlerini işlenmesine karar verilmiş olduğu, 29/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararında ise ... ...'na ait 100 payın ... ...'...