nun aynı sektördeki başka bir firma üzerinden ticaretine devam edip davalı şirketi borçlandırdığını, bu durumun şirket kayıtlarının incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağını, müvekkilinin şirketin faaliyetleri ve hesapları konusunda yasal hakkını kullanarak bilgi edinmek istediğini ancak bilgi verilmediğini, şirket kayıt ve defterlerinin usul ve esaslara uygun tutulmadığını beyanla öncelikle açılan davanın karşılıksız kalmaması için şirket üzerine kayıtlı taşınmazlar, alacaklar ve sermaye payları üzerine devir ve temlikini önleyici tedbir kararı verilmesini, TTK'nun 638/2 maddesi uyarınca tüm borçlarından dava süresince dondurulmasını, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilerek sermaye payının ödenmesini, aksi kanaat olursa şirketin feshi ve tasfiyesini, şirket müdürünün haksız elde etmiş olduğu kar miktarının tespiti ile bu miktardan müvekkili payının ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava...
AŞ) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini, davalının raporun iptali için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı Belediye işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....
AŞ) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini, davalının raporun iptali için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı Belediye işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....
İflas davasına müdahil olan alacaklı, iflas davasının muvazaa yapılmak suretiyle açıldığını ispat ettiği takdirde iflas davası reddedilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C.3, Ankara | 993, s. 2680-2681). Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki verilere göre, davacı şirket yetkilisi .... ve davalı şirket yetkilisi ..... kardeş olup, davalı şirket yetkilisi 02/06/2021 tarihine kadar davacı şirket nezdinde SGK'lı çalışan durumundadır. Tarafların incelenen şirket defter ve kayıtlarına göre taraflar arasında 2020-2021 yıllarında yaklaşık olarak 11,5 milyon TL'lik ticari ilişki gerçekleştiği, bu ilişkinin yaklaşık 1 milyon TL'lik kısmının faturalı ticari ilişkiye dayandığı, dava konusu çeklerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir....
Hukuk Dairesi 29/11/2017 tarih ve 2016/190 Esas, 2017/7675 Karar) Eldeki davada, dava konusu; limited şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile davalı arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK'daki ilgili hükümler de gözetilmek suretiyle karar verilecektir. Bu nedenlerle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2024/255 Esas KARAR NO:2024/383 Karar DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ: 05/04/2024 KARAR TARİHİ: 15/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortak olduğu ----- sermaye ile 4 ortaklı olarak kurulduğunu, söz konusu 4 ortağın aynı zamanda kardeş olduğunu, kuruluşta ---- %28 hisseli ortak, diğerleri-------- %24'er hissseli ortaklar olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana üç keç sermaye artırımına karar verdiğini, son artırım sonrası şirketin sermayesinin 950.000,00 TL olduğunu, şirket temsilinin müdürler aracılığıyla sağlandığını, --- tarihinde 10 yıl süre ile ---- münferit imzası ile şirketi temsile yetkili kılındığını, ---- tarihinde bu yetkinin 10 yıl daha uzatıldığını,------ %24 hissesini diğer ortaklar---- eşit pay olarak devrettiğini, ancak yapılan bu devirden sonra müvekkili--- pay adedinde bir...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/732 Esas KARAR NO : 2024/319 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 20/12/2021 KARAR TARİHİ : 26/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 20/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 18.04.2013 tarihinde 21.250,00TL sermaye koyarak davalı şirketin ortağı olduğunu, davacının pay adedinin ise 85 olduğunu, davacının ortaklığının başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan talep ettiği halde bilgi almadığı gibi, kar dağıtımı yapılmadığını, şirket kar ve zarar hesaplarının incelettirilmediğini, şirket bilançoları ile defterler ve dayanaklarının davacının gösterilmediğini, kural olarak bir sermaye şirketinin türü olan limited şirkette TTK'nun 608 maddesi uyarınca şirket ortağının sahip olduğu mali haklardan...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/413 Esas KARAR NO: 2021/717 DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ: 30/09/2020 KARAR TARİHİ : 12/10/2021 DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu ---- tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin----- olduğu, ----- dağıtımı alanlarında faaliyet göstermekte olduğu, davacı tarafın, davalı şirketin kuruluş tarihi olan --- yılından bu yana -----ortağı olduğu, davacının ortaklığın başladığı tarihten bu güne kadar şirketin iş ve işleyişine ilişkin diğer ortak ------ hususlardaki itimad nedeniyle güvendiği, davalı şirket ile ticari bağını koparmamak amacıyla düzenli olarak muhasebesel hususlarda raporlama talep ettiği ve kontrolü sağladığı, duyulan güven sebebiyle kendisine bildirilen gelir-gider hesaplarını detaylı bir şekilde sorgulamadığı, ancak davalı şirkete ilişkin hesaplarda ve raporlarda tutarsızlıklar tespit ettiği, şirket cirosu ve hesaplarına ilişkin davalı şirkete ve şirkete...
Şti'deki payının devrine ilişkin düzenlenen bir protokol olduğunu, davacının hisselerini devretmemesi sebebiyle protokolde belirlenen meblağın ödenmediğini, kaldı ki limited şirket hisse devir sözleşmesinin TTK'nın 595. Maddesindeki şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık dava konusu ilamsız icra takibine dayanak protokolde belirlenen alacağın limited şirket hisse devir sözleşmesinden mi yoksa başka bir ticari ilişkiden kaynaklandığı, davalının söz konusu protokol sebebiyle borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Dosya kapsamında bir örneği bulunan ve taraflarca imzanın inkar edilmediği 08.05.2017 tarihli protokolde ".....'la yaptığımız ticari işler sebebiyle kendisine 170.000,00 TL ... olarak borcum olduğu konusunda mutabık kalmış bulunuyoruz. Bu borcumun 120.000,00 TL'sini 15.11.2017 tarihinde, bakiye 50.000,00 TL sini 15.01.2018 tarihinde ödeyeceğimi beyan ve taahhüt ederim....
nedeniyle ödeme yapılması yükümlülüğünün doğmadığı hususunun yazılı delille ispat edilemediği, davalı savunmasının ispatı yönünden teklif ettiği yemin davacı tarafça eda edilerek, dava konusu 170.000 TL'nin şirket hisse devri konusundaki anlaşmadan değil, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı borca ilişkin olduğu ifade edilmekle, davalının kabulünde olan protokol gereğince 170.000 TL ödemeyi üstlendiği, ödeme tarihlerinden takip tarihine kadar işleyen faize ilişkin talebin alınan bilirkişi raporları gereğince yerinde bulunduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile alacak likit bulunmakla asıl alacağın %20'sine karşılık gelen 34.000 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....