Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/09/2016 tarih ve 2015/713-2016/602 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan genel kredi sözleşmesi kapsamında 175.000,00 TL kredi kullandığını, kredinin erken kapatılması sırasında müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı olarak 17.377,50 TL erken kapatma ücreti alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 17.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 11.297,48 TL olarak artırmıştır....

    Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez” hükmü yer almaktadır. Buna göre taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 8.maddesinde yer alan hükmün, kanunun hükmünü tekrar niteliğinde bulunup, bu hali ile haksız şartın bahsetmenin olanaklı olmadığı, belirlenen faiz türüne göre, davacıdan kredi borcunun erken kapatılması halinde erken kapama ücretinin tahsilinde hukuka aykırılık bulunmayacağı anlaşılmaktadır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın Kemalpaşa Şubesi ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını ve 530.00-TL bedelli 60 ay vadeli ticari kredi kullandığını, davalı bankanın imzalanan GKS'nin 6.maddesini gerekçe göstererek müvekkili şirketten 530-TL kredi tahsis ücreti kestiğini, ayrıca müvekkil şirketin kullanmış olduğu krediyi vade sonu gelmeden erken kapattığını ve davalı bankanın erken kapama nedeniyle müvekkilinin hesabından 15.627,94-TL erken kapama komisyon masrafı ve 781,39-TL komisyon masrafı kestiğini, bu kesintilerin GKS'nde yazılı dahi bulunmadığını, davalı bankanın kesintilerin dayanağı olarak gösterdiği genel kredi sözleşmesinin 6.maddesinin haksız şart niteliğinde olduğunu, 6502 Sayılı Yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 13....

        Maddesindeki bu düzenlemenin aşırı şekilci yorumlanması somut olayımızda olduğu gibi hakkaniyete aykırı olacağı, davalı bankanın davacının temerrüde düştüğünün Risk Merkezine bildirmiş olması ve bu işlemlere karşı cebri icranın aksine itiraz yolunun dahi olmaması nedenleriyle diğer kredi kuruluşlarından kredi alamayacak duruma düşmesi ve kredi notunun düşmesine ticari işlerine etki edecek olması nedeniyle bu şartlar altında ödeme yapmış olmasının da bu kapsamda sayılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır. Yargılama sırasında TL ödemeli EURO kredi açısından bir tedbir kararı verilmiş ise de, söz konusu tedbir kararı davacının erken ödeme olarak hesabında tuttuğu ve hesabındaki bu paradan kredi borcundan mahsubunu ihtar ettiği 15.497.604,24-TL'nin tedbir kapsamında olmadığı ara karara bağlanmıştır. Taraflar arasındaki erken ödemenin yapılabileceğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

          Dolayısıyla erken ödenen tutarın %2,2'si oranında erken kapama ücreti talep hakkının bulunduğuna dair işbu banka cevabının davacı şirkete genel kredi sözleşmeleriyle kullandırılan dava konusu kredilerle ilgili olmadığı, davacı şirket yetkilisi olan Yakup Süzer’e kullandırılan ihtiyaç/tüketici kredisine ilişkin bulunduğu, yapılan bu yanlışlık nedeniyle davalı bankanın verdiği cevaptaki erken kapama ücreti oranı ile bağlı kabul edilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir....

            Davalı vekili, kullanılan kredilerin ne zaman ve hangi oranda erken ödeme komisyonu tahsil edilerek kapatıldığının belli olduğunu, erken kapama komisyonu oranlarının taraflar arasında serbestçe belirlendiği, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde de erken ödeme komisyonunun belirlendiğini, Anayasa'da sözleşme serbestiyeti ilkesinin kabul edildiğini, bu ilkeye getirilen sınırlamaların ise kanunla belirlendiğini, davaya konu olayda bu sınırlamalardan hiçbirinin olmadığını, müvekkili banka tarafından hesaplanan erken kapama ücretinin fahiş olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir....

              yaptığını, bu ücretin iadesi gerektiğini, davalı banka yine murisinin ticari hesabından toplam 751,51 TL nakit avans ücreti adı alanda ticari hesabından kesintiler yaptığını, ancak nakit avans ücreti kredi kartlarından alınan bir ücret olduğunu, davalı banka zaten ticari kredi kartından kullanmış olduğu nakit avanslar için kredi kartından nakit avanslar ücretini tahsil etmiş olduğu halde ticari hesabından da 5411 Sayılı Bankacılık Kanuna ve sözleşmeye aykırı kesintiler yaptığını, haksız alınan bu ücretin iadesi gerektiğini belirterek, şimdilik fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 500 TL'nin haksız alındığı tarihlerden itibaren ticari avans faizi ile iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Dava, kullanılan ticari kredi nedeniyle araç üzerindeki rehnin kaldırılması istemine ilişkin olup, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davalı ile imzaladığı 18.05.2015 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden araç üzerine rehin konulması karşısında, aracın davacı tarafından kullanılan diğer kredilerin de teminatını teşkil etmek üzere rehinli olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle mahkemece verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak rehnin, davacıya kullandırılan ticari taşıt kredisine hasren tesis edilip edilmediği ve davacının imzası bulunan genel kredi sözleşmesinin de teminatı olup olmadığı hususu dosya kapsamında belirsiz olduğu gibi, davacının rehnin nedeni olan genel kredi sözleşmesinden mütevellit davalı bankaya başkaca borcu bulunup bulunmadığı da belirsizdir....

                  Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin faiz türüne göre, davacıdan kredi borcunun erken kapatılması halinde erken kapama ücretinin tahsilinde yasal olarak hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte uygulamada sık rastlanıldığı üzere; faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle, bankalarca yeni faiz oranları üzerinden ödeme miktarları ve tarihlerinin yeniden yapılandırılması yoluna gidildiği, bu işlem yapılırken bir kısım bankalar tarafından ek sözleşme adı altında bir sözleşme tanzim edildiği, bir kısım bankalar tarafından ise eski sözleşmenin feshedilerek yeni bir sözleşme tanzim edildiği bu işlemler esnasında ise kredi borçlularından farklı isimler altında ücretler tahsil edildiği anlaşılmakta ise de, yeniden yapılandırma işleminin yasada belirtildiği şekilde bir erken ödeme niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır....

                    Davalı vekili, istenen maliyetin bankacılık ve ticari teamüllere uygun bulunduğunu, davacı tarafından imzalanan 04/07/2006 tarihli genel kredi sözleşmesinin 15,6 maddesinde bu durumun açıkça belirtildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bankalardan getirtilen erken ödemeye ilişkin uygulanmakta olan emsal oranlar doğrultusunda erken ödeme komisyonunun %5 olarak alınmasının uygun olduğu ve davacıdan 415,83 TL fazla tahsilat yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 415,83 TL’nin 01/02/2010 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu