Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Davalı şirketin ticari merkezinin .... ilinde olması sebebiyle yetki itirazında bulunduklarını, davalı ile davacı şirket arasında ... Sözleşmesi ile ......
Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirket taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedilmiş olmakla taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi sona erdiği, dolayısıyla da taraflar arasındaki ticari ilişki sona ermekle teminat ipoteği olarak verilen ipoteklerin amacı da sona erdiği, davalı vekili, davacı şirket ile dava dışı Terzioğlu Petrol ve Orman Ürünleri Tic.ve San. Ltd. Şti'nin davalı tarafa borcunun bulunduğunu ileri sürmesi üzerine de, mahkemelerince davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davalı şirketin davacı taraftan herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığının tespiti yoluna gidildildiği, alınan bilirkişi raporuyla davalı şirketin davacı taraftan ve Terzioğlu Petrol ve Orman Ürünleri Tic.ve San. Ltd. Şti.'...
KARAR Davacı, davalı ile yapılan 13.1.2004 tarihli sözleşme gereği 3 yıl boyunca kurban derilerinin toplanması işinin kendilerine verildiğini,sözleşme gereği edimleri eksiksiz yerine getirmiş olmasına rağmen davalının 16.8.2005 tarihinde ilçede Belediyenin yaptırdığı kurban satış ve kesim yerinin hizmete girmesi nedeniyle tüm hayvan satış ve kesimlerin bu tesiste yapılacağını bildirerek sözleşmeyi haksız olarak fesh ettiğini,kendisinin 3. şahıslarla ticari ilişkilere girdiğini ve zor durumda kaldığını ileri sürerek muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, idare mahkemesinin görevli olduğunu,akit sonrası hijyenik koşullarda hizmet verebilen belediye tesisinin yapıldığını,sözleşmenin bu nedenle fesh edilip kalan paranın davacı adına bankaya yatırıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davanın kabulüne,sözleşme hükümlerine aynen uyulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
ait teknik bilgi, deneyim ve know-how'ı kullanarak işbirliğine konu malları bizzat üretmek ve satışa sunmak amacıyla taraflar arasındaki işbirliğini haksız olarak fesh ettiğini, denkleştirme tazminatının ancak taraflar arasındaki tekel hakkı kuran sözleşmeler açısından talep edilebileceğini, yoksun kalınan karın sözleşmenin ifa edilmemesi sonucunda mahrum kalınan mal varlığında ileri de meydana gelecek çoğalma olup dava konusu olayda anılan şartların gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin borca aykırı davranışı sonucu gerçekleşmiş maddi veya manevi bir zararın veya yoksun kaldığı bir karın söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin ticari ilişki gereği üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirdiğini bildirerek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/695 Esas KARAR NO : 2021/561 DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 02/12/2020 KARAR TARİHİ : 10/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Finansal Kurumlar Birliğinde ...tescil tarihli, ... sözleşme tarihli, ... sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı şirkete sözleşme gereğince (1ADET 2016 MODEL ... MARKA, ... TİPİ, ... SERİ NOLU SABİT BETON SANTRALİ(105 M3/SAAT KAPASİTELİ) kiralanarak teslim edildiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranarak kira borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, davalıya ödenmeyen kira borcu için ... 41. Noterliğinden ......
Şirketi bünyesinden çıktığını, genel müdürlük bünyesindeki personele ihtiyaç kalmadığından toplu işçi çıkarılması yapıldığını ve bu nedenle davacının iş akdinin haklı nedenle fesh edildiğini, bu sebeplerden dolayı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur. Davalı ..... vekili; davada müvekkil şirketin ''davalı sıfatının'' bulunmadığını, ..... İle diğer davalı .....nin ayrı tüzel kişilikler olduğun, davacının hiçbir zaman ....nin çalışanı olmadığını, davacının iş akdinin ..... tarafından fesh edildiğini, müvekkil .....nin diğer davalı şirketin 14 mağazasını işyeri devri suretiyle, devraldığını ve .........
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen 30/09//2010 tarihli Destek Hizmet Sözleşmesinin haksız fesh edilmesi sebebi ile oluştuğu iddia olunan müspet zararın (kar kaybının) ticari faizle birlikte davalıdan tahsili ve bu sözleşme uyarınca davalıya verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında 30/09//2010 tarihli Destek Hizmet Sözleşmesi düzenlendiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ve davalı beyanına göre davalı tarafından sözleşmenin 31/08/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiği anlaşılmıştır. Davacı sunmuş olduğu dava dilekçesinde iş bu sözleşmenin haksız fesh edildiğini iddia ederek müspet zararın tazmini talep etmiş, davalı taraf ise sunmuş olduğu beyan dilekçelerinde sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini belirtmiştir....
Ancak bu 3 kereyi geçmez" denmekte ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 24.maddesinde ihtara rağmen sözleşmeye uygun mal teslim edilmezse ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın sözleşme fesh edilir denmektedir. Somut olayda davalı şirkete çekilen ihtara rağmen malın geç teslim edildiği, esasen sözleşmenin 24.maddesi uyarınca davacının fesh hakkınının doğduğu, ancak davacının bu hakkını kullanmayıp yeniden ikinci kez mal teslimini kabul ettiği ancak muayene sonucu 15.11.2001 tarihinde reddedildiği ve 31.12.2001 tarihinde sözleşmenin fesh edildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketin 3.kez mal teslim talebinde bulunduğu ve bu talebin davacı tarafından reddedildiğine ilişkin herhangi bir iddia ve belge bulunmadığı gibi, davacının 3 kez mal teslimini teklif etme gibi bir zorunluluğu da yoktur....