Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tari- hinden sonra 17/02/2015 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da taraf- ların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir....
Maddesi uyarınca “Yönetim kurulu, ticari mümessil ve ticari vekiller atayabilir. Devamı 370/2 maddesine göre ise “Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır”. Limited şirketlerle ilgili düzenlemelerde de şirket ortağı yanında, şirket ortağı olmayan kişinin müdür olarak atanacağı açıklanırken(Mad. 623), ortak olmayan şirket müdürünün iş sözleşmesi kapsamında da çalıştırılabileceği belirtilmiştir(Mad.629). Kişi organ statüsündeki murahhas azalar dışında anonim şirket yönetim kurulunu oluşturan kişilerle şirket tüzel kişiliği arasındaki ilişki kural olarak vekalet akdine dayansa da bu ilişkinin iş ilişkisi olarak kurulmasına da bir engel bulunmamaktadır. O halde hukuki nitelendirme her somut olaydaki çalışma ilişkisi özelinde yapılmalıdır (Prf. Dr. Sarper Süzek, İş Hukuku, Yenilenmiş 10. Bası....
alacağının 288.650,43 TL olduğu; tarafların ticari defterlerinde kayıtlı davalı faturaları ve ödemeleri arasındaki fark 12.389,76 TL tutarında olup farkın neden kaynaklandığının tespit edilemediği; davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı davalı faturaları ve ödemeleri dikkate alındığında 25/08/2021 dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan 47.411,23 TL alacaklı olduğu; davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı davalı faturaları ve ödemeleri dikkate alındığında ise 25/08/2021 dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan 35.021,47 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir....
İle ticeritinin devam ettiği esnada bu şirket ile yetkilileri tarafından davalı şirkete devir edildiğini, müvekkili şirketin bu şirketten olan alacağının davalı şirket tarafından kabul edildiğini, daha sonra müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki devam ettiğini ve bakiye alacağın davalı şirket hesabına aktarıldığını, davalı şirketin 8.766,25TL tutarında müvekkili şirketten alacağının olduğu iddiası ile müvekkili hakkında Antalya ... İcra müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin bu icra takibine itiraz edemediğini ve haciz baksı nedeniyle müvekkili şirketin 08/12/2016 tarihinde 5.000,00Tl ve 17/01/2017 tarihinde 5.800,00TL olmak üzere toplam 10.800,00 TL yi ödemek zorunda kaldığını, 10.800 TL nini ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği görülmüştür....
Şubesi'nin 31/11/2018 keşide tarihli 50.000,00 TL tutarlı çekin davacı şirketin davalı şirket ile olan hesap hareketlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirket ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı şirketin incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Esenler Vergi Dairesi tarafından davacı şirkete ait BA-BS formları ve Bakırköy Vergi Dairesi tarafından ise davalı şirkete ait BA-BS formlarının sunulduğu, taraflara ait BA-BS formları kapsamında davacı şirketin davalı şirketten mal/hizmet alışına ilişkin beyanının bulunmadığı, aynı şekilde davalı şirketin de davacı şirkete mal/hizmet satışına ilişkin beyanının bulunmadığı, neticeten; dava konusu çek kapsamında davalı şirket tarafından davacı şirkete mal/hizmet satışında bulunulmadığı, mezkur çekin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve .......
Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür. Davacı vekili, davacı müvekkili şirket ile davalı-borçlu şirket arasında kule vinç kiralama sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı şirkete, “... Kule, ... Model ......
Davacı şirketin incelemeye ibraz etmiş olduğu ticari defter kayıtlarının tetkikinde; Davalı şirket ile olan ticari münasebetin 120.02.0566 no.lu hesap kodu altında takip edilmekte olduğu, dava ve takip konusu cari hesap alacağını oluşturan, davalı şirket adına tanzim edilen faturaların davalı şirket cari hesabında kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından yapılan 06.12.2018 tarihli 200,00 EUR, 28.12.2018 tarihli 200,00 EUR ve 22.03.2019 tarihli 200,00 EUR tutarındaki ödemelerin kayıtlı olduğu, davalı şirket cari hesabının 31.05.2019 takip tarihi itibariyle 1.900,00 EUR borçlu durumda olduğu, bu tutarın 10.06.2019 tarihinde Şüpheli Ticari Alacaklar hesabına virman yapılmış olduğu tespit edildiği ,buna göre; davacı şirket kendi ticari defter kayıtlarında, davalı şirketten takip tarihi itibariyle 1.900,00 EUR alacaklı durumdadır....
İlçesi...Köyü...Ada ...Parsel'de kayıtlı, 4.035 m2 yüzölçümlü gayrimenkul üzerine, akaryakıt istasyonu kurulacağını ve işleticiliğinin müvekkili tarafından yapılacağının beyan ve taahhüt edildiğini, müvekkilinin davalı şirket ile arasında devam eden bayilik sözleşmelerinin şartlarına harfiyen uyduğu gibi, davalı şirket ile olan ticari ilişkisinin gelişeceği ve akdedilen sözleşmeler - taahhütler gereğince yeni bayilikler kurulacağı inancı içinde ve iyiniyetle, devam etmekte olan ticari ilişkisinde kendisi aleyhine ağır sonuçlar doğurmasına rağmen davalı tarafından hazırlanan sözleşme, protokol vs. akdettiğini, müvekkili şirketin, işbu sözleşme ve protokolleri akdederken davalının söylemlerini dikkate alarak, davalı ile olan ticari ilişkisinin gelişerek devam edeceği, işlerinin hacminin artacağı ve ilerleyeceği, kârının maksimuma çıkacağına olan inancı ile hareket ettiğini, müvekkilinin bu kapsamda, bütün ticari iş ve işleyişini, ticari geleceğini davalı ile uzun yılllar sürecek ticari ilişki...
İlçesi...Köyü...Ada ...Parsel'de kayıtlı, 4.035 m2 yüzölçümlü gayrimenkul üzerine, akaryakıt istasyonu kurulacağını ve işleticiliğinin müvekkili tarafından yapılacağının beyan ve taahhüt edildiğini, müvekkilinin davalı şirket ile arasında devam eden bayilik sözleşmelerinin şartlarına harfiyen uyduğu gibi, davalı şirket ile olan ticari ilişkisinin gelişeceği ve akdedilen sözleşmeler - taahhütler gereğince yeni bayilikler kurulacağı inancı içinde ve iyiniyetle, devam etmekte olan ticari ilişkisinde kendisi aleyhine ağır sonuçlar doğurmasına rağmen davalı tarafından hazırlanan sözleşme, protokol vs. akdettiğini, müvekkili şirketin, işbu sözleşme ve protokolleri akdederken davalının söylemlerini dikkate alarak, davalı ile olan ticari ilişkisinin gelişerek devam edeceği, işlerinin hacminin artacağı ve ilerleyeceği, kârının maksimuma çıkacağına olan inancı ile hareket ettiğini, müvekkilinin bu kapsamda, bütün ticari iş ve işleyişini, ticari geleceğini davalı ile uzun yılllar sürecek ticari ilişki...
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, şirket hisse devirlerinin iptali ile müşterek muris adına ticaret siciline tescili, olmazsa tenkisi ile şirket payları için miras oranında kar payı ve ecri misil talebine ilişkindir.Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı; 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK'nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir....