Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 02/03/2022 tarih ve 03155 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de kar payı alacaklarının hesaplanarak taraflarına ödenmesi talep edildiğini, ancak müvekkiline ödenmesi gereken kar payı alacağı gerek ihtarnameyle talepleri sonrasında gerekse de huzurdaki davayı açmaları bakımından başvuruda bulundukları arabuluculuk görüşmeleri sırasında davalı şirket tarafından kabul edilmediğini ve müvekkiline herhangi bir kar payı ödemesi yapılmadığını belirterek müvekkil ...'ün ortağı bulunduğu ......

    Mahkemece dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları ile bilanço, mizan ve vergi kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemeye göre alınan detaylı, denetime açık ve hükme elverişli bilirkişi kök ve ek raporlarında, davacıların tüm iddia ve itirazları incelenerek, şirketin nakit ihtiyacı içerisinde olduğunun, bu nedenle kredi kullandığının, kullanılan kredilerin şirketin ticari faaliyetleri için harcandığının, kar elde etmiş ise de likit kaynağa sahip olmaması sebebiyle kar payı dağıtamadığının, kar payı dağıtılmasının zararına olacağının, öz varlığını koruduğunun ve öz sermayesi ile faaliyet karını artırdığının, davacı ...'ün 13.10.2008 tarihinden önce, şirketin müdürlüğünü yaptığı sırada şirketi zarara uğrattığından bahisle İstanbul 29....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/04/2014 tarih ve 2013/175-2014/115 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete 13.06.2005 tarihinde ortak olduğunu, ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişi ile ilgili davalı ortaklardan bilgi alamadığı, 2006 tarihinden bu yana ortaklar kurulu toplantısı yapılmadığını, kâr dağıtımının gerçekleştirilmediğini, şirket bilançolarının gösterilmediği ileri sürerek, müvekkilinin TTK’nun 551/2 maddesi gereğince haklı nedenlerle şirket ortaklığından ayrılmasına, ortaklık ayrılma payı ile son üç yılın (2006, 2007 ve 2008) reel kârının tespit edilerek müvekkili hissesine...

        DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 12/10/2018 KARAR TARİHİ : 03/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile; Davalı şirket 07/12/2009 tarihinde ticaret sicil gazetesinde kuruluşu ilan edilerek %50 hissesi müvekkili adına ait olmak üzere kalan %50 hissesi ise diğer ortak ... ait olmak üzere kurulduğunu, müvekkilinin şirketten ayrıldığını, davalı şirketi halen aktif olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin kar payını ödediğini, ödediği sermaye değerini alamadığını, açıklanan nedenlerle davalı şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma isteğinin kabulüne, şirketten ayrılma akçesi olarak şimdilik 1000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesinin talep ve dava etmiştir....

          nun müvekkilin kayınbiraderi olduğunu ve müvekkiline hiçbir konuda bilgi vermediği gibi kar payı vs. hak ve alacaklarını da ödemediğini, ortaklık haklarından yoksun bırakıldığını, müvekkilin 19/06/2014 tarihinde Ankara ... Noterliği'nden ihtar ile şirketin mali tablolarını talep ettiğini, ancak şirket müdürünün bilgi taleplerini reddettiğini, kar payı dağıtımı yapmaksızın şirketin tüm gelirini kendi yakınları adına taşınmaz ve araç alımında, şahsi ihtiyaçlarında kullandığını, müvekkilinin şirket ortaklığını devam ettirmekte hiç bir yararının kalmadığını belirterek müvekkilinin davalı şirketten çıkmasına, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ayrılma akçesinin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            nun ise %60 oranında şirket hisse payı bulunduğunu, davalı ...’nun şiket yönetim kurulu başkanı, müvekkilinin de uzun süre şirketin yönetim kurulu başkan vekili olarak görev yaptığını, ancak müvekkilinin yönetime katılımı sağlanması, şirket defter ve kayıtlarını incelemesi ve şirketin her türlü iş ve işlemini denetlemesi davalı tarafça engellendiğini, davalının kızı ile birlikte ......

              imkansızlık meydana geldiğini, şirketin devamlı olarak zarar etmiş ve kar sağlayamadığını, müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

                ATM'nin 2015/17E sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda şirketin kar elde ettiği hesaplandığına göre yedek akçe ayırma gibi haklı bir neden belirtilmeden soyut bir şekilde ortakların en temel ve müktesep haklarını ortadan kaldırıcı şekilde genel bir ifadeyle kar payı dağıtılmamasına karar verilmesi kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eder. Davalı tarafça, ileri sürülen protokol dışında kar payı dağıtılmamasını haklı kılacak nedenler iddia ve ispat edilebilmiş değildir. Mahkeme kararında davacının önceki kar paylarını şirkete iade ettiği belirtilmiş ise de dosyada bu yönde bir kanıt bulunmamaktadır. Davalı tarafın delil olarak bildirdiği ve cevap dilekçesine eklediği dekontta protokolde adı geçen ve sonradan şirket ortaklığından ayrılan ...'...

                  ın söz konusu şirketten 2013 yılı karından net 38.422,26 TL tutarında alacağı oluşacağı, aynı şekilde önceki yıl karlarının 2013 yılı karı ile birlikte dağıtılması söz konusu olduğunda da ... hissesi oranında şirketten 1.251.733,92 TL alacaklı olacağı, ancak daha önce de belirtildiği gibi defter kayıtlarında kar payı dağıtımı yapıldığına dair kayıt görülmediği, %5'lik kar payı dağıtımı dışındaki kar payı dağıtımının şirket ortaklarının alacağı kararların doğrultusunda yapılabileceği” hususlarının bildirildiği görülmüştür. Hükme esas alınan ve başka mahkeme tarafından aldırılan raporda, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının net bir şekilde belirtilmediği görülmüş, dolayısıyla raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır....

                    O halde, davacının şirket müdürü olarak çalışmasından dolayı genel kurulca alınmış bir hüküm olmasa bile davacı için uygun bir ücret tayin ve takdir olunmalıdır. (Yargıtay 11. HD. 04.03.1991 1991/9421 E.-1464 K., G. Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku, 3. Baskı, Cilt 2, s:1919 vd.). Bu durumda işin mahiyeti, sarf edilen emek ve mesai, müdürün vasıfları ve davalı şirketin koşulları da nazara alınarak emsale göre bir ücretin belirlenerek, çıkma payı alacağında dikkate alınması gerekirken..." şeklinde tespitler yapılmıştır. Anılan kararda da belirtildiği üzere, bir tüzel kişide kural olarak tüzel kişiyi temsil eden üst yönetim ve müdürlerin mali hakları genel kurulca belirlenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu