ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/954 Esas KARAR NO : 2023/232 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 07/12/2022 KARAR TARİHİ : 08/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı------ile kardeş oldukları, şirket ortağı oldukları, davalının aynı zamanda müdür olduğu, tarafların babası vefat ettiğinden beri davacının şirket iş ve işlemleri ile ilgili bilgi alamadığı, şirketten elde edilen kazançlardan istifade edemediği, şirketin işleyişi ile ilgili bilgi sahibi olamadığı, davacının imzasının yer verilmesi gereken işlemlerde şirket yönetiminde yer almamasına rağmen işleme icazet vermişçesine işlemler yürütüldüğü, kazançlar elde edildiği, bu hususta suç duyurusunda bulundukları, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı da Asliye Hukuk mahkemesinde dava bulunduğunu, pay sahipliğinden kaynaklı hakları...
un şirketin münferit yetkili müdürü olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde şirketin kötü yönetildiği iddiası ile birlikte, yüksek kar elde ettiği ancak kar payı dağıtmadığı iddiasında bulunduğu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile bilanço, mizan ve vergi kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında, şirketin nakit ihtiyacı içerisinde olduğu, bu nedenle kredi kullandığı, satılan makineler nedeniyle bir kayba uğramadığı, bu hususların sorumluluk davasında ileri sürülebileceği, kar elde etmiş ise de likit kaynağa sahip olmaması sebebiyle kar payı dağıtamadığı, ayrıca kar payı dağıtılması yönünde alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı, öz varlığını koruduğu ve ticari faaliyetlerine devam ettiği tespit edilmiş olup, davalı tarafından davacı ...'ün 13.10.2008 tarihinden önce, şirketin müdürlüğünü yaptığı sırada şirketi zarara uğrattığından bahisle İstanbul 29....
ın davalı şirket tarafından fiilen işletilmeye devam ettiğini, davalı şirketin önceki dönemlerde dahil olmak üzere 2022 yılına ait otel cirosu üzerinden hesaplanan kar payı ödemelerini yapmadığını ve temerrüde düştüğünü, ödenmesi gereken kar payının her dönem için ayrı ayrı temerrüt tarihlerinden itibaren yasaya uygun faizi ve munzam zarar bedelleri ile birlikte sözleşmeye uygun olarak aylık %2,5 gecikme faiz bedelinin de tahsili gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, davalı şirket tarafından franchise sözleşmesinden kaynaklı davacı şirkete ödenmesi gereken davalı şirketin 2022 yılına ait cirosu üzerinden hesaplanan kar payının yasaya ve sözleşmeye uygun temerrüt faiziyle beraber tahsili için şimdilik 1.000 TL ile davacı şirketin uğramış olduğu tüm zararların tazmini ve taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen cezai şart için şimdilik 1.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nun, müvekkiline her yıl sözlü olarak şirket kar etmediğinden kar dağıtımı yapamayacaklarını beyan ettiğini, bir limited şirketin yegane amacının, ticari faaliyet sonucu gelir elde etmek ve ortaklarına elde edilen gelirden kar payı dağıtmak olduğunu, ancak ne müvekkiline ne de devreden hissedar ...'...
için tedbiren denetici kayım atanmasına, davalı şirket müdürünün TTK'nun 630/2 maddesi gereğince müdürlük görevinden kaynaklı yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, ortaklık tarihinden bu yana ödenmeyen şimdilik 10.000,00TL olmak üzere kar payı ve kar payı avansının hesaplanarak avans faizi ile birlikte şirketten alınarak müvekkile verilmesine, aksi kanaat olursa TTK'nin 636 maddesi uyarınca şirketin tasfiyesi ile gerçek ortaklık payının hesaplanarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ve bu oluşumlar ile davalı şirket arasında ticari faaliyet oluşturarak örtülü olarak sermaye ve kar aktarımı sağlandığını, kar payını dağıtmayarak da müvekkilinin maddi menfaat sağlamasının engellendiğini, kendileri ise diğer şirketler üzerinden gelirlerini elde ettiklerini, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi için haklı sebebin varlığını ispat açısından tanık dinletme taleplerinin dikkate alınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, savunma haklarının ihlal edildiğini, mahkemece veri sunulmadığından bahsedilerek yerel mahkemenin kendi içinde çelişkiye düştüğünü, davalı şirket ile sermaye, yönetim, denetim ve (müvekkil hariç) ortaklık birlikteliği bulunan dava dışı firmalar arasında ticari ilişki bulunduğunu, yerel mahkeme tarafından ticari ilişkilerin emsallerine uygunluğu noktasında bir araştırma yapılarak örtülü kazanç aktarımı teşkil edebilecek iş ve işlemler olup olmadığı hususu detaylandırılarak ortaya konulmadığını, müvekkili haricindeki diğer ortaklar tarafından oluşturulan...
ve bu oluşumlar ile davalı şirket arasında ticari faaliyet oluşturarak örtülü olarak sermaye ve kar aktarımı sağlandığını, kar payını dağıtmayarak da müvekkilinin maddi menfaat sağlamasının engellendiğini, kendileri ise diğer şirketler üzerinden gelirlerini elde ettiklerini, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi için haklı sebebin varlığını ispat açısından tanık dinletme taleplerinin dikkate alınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, savunma haklarının ihlal edildiğini, mahkemece veri sunulmadığından bahsedilerek yerel mahkemenin kendi içinde çelişkiye düştüğünü, davalı şirket ile sermaye, yönetim, denetim ve (müvekkil hariç) ortaklık birlikteliği bulunan dava dışı firmalar arasında ticari ilişki bulunduğunu, yerel mahkeme tarafından ticari ilişkilerin emsallerine uygunluğu noktasında bir araştırma yapılarak örtülü kazanç aktarımı teşkil edebilecek iş ve işlemler olup olmadığı hususu detaylandırılarak ortaya konulmadığını, müvekkili haricindeki diğer ortaklar tarafından oluşturulan...
Davacı yan vekili marka değerlemesi yapılmasını istediği anlaşılmakla, marka değerlemesi şirket değerlemesinden bağımsız özelliklere sahip olup, heyetimizin uzmanlık alanına girmemektedir. Bu hususta takdir elbette mahkemeye ait olmakla, bu yönde bir değerleme yapılması gerektiği düşünülür ise, marka değerlemesi konusunda uzman bir bilirkişinin görevlendirilmesi gerekecektir. " Tespitlerine yer verilmiştir. GEREKÇE: Asıl dava, limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma ve ayrılık akçesi istemine ilişkindir. Birleşen davada talep edilen kar payı alacağı talebi hakkında sehven hüküm kurulmadığından HMK md. 305/A hükmü uyarınca kar payı alacağı ek karar ile hüküm altına alınmıştır. Davalı şirketin toplam sermayesi 10.000 TL olup, 9.600 TL sermayesi aynı zamanda şirket müdürü olan ...' na, 400 TL (% 4) sermaye ise davacı ...'a aittir. 6102 sayılı TTK 638/2 hükmü gereğince “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....
nin 100/400 hissesine sahip olduğunu, şirketin kurulduğu 1998 yılından bu yana kar payı dağıtılmadığı, davalı şirket kurulduğundan bu yana devamlı gelişme gösterdiği özvarlığı ve karlılığının devamlı arttığı, buna rağmen kar payı ödemediğini, ilk kez ... sayılı dosyasında açtığı dava ile kar payı ödenmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece talep haklı görülerek şirketin karlı olduğu belirlendiği, ancak sırf kar dağıtmamanın yeterli olmadığı, şirketin kar payı dağıtmamada direngen olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, ikinci kez.... sayılı dosyası ile davalı şirketin 30.08.2014 tarihli 2013 yılı Olağan Genel Kurulunun 3.maddesiyle davacının talebi doğrultusunda kar payı dağıtılması hususu görüşüldüğü ve davacının muhalefetine rağmen kar payı dağıtılmamasına karar verildiği, açılan dava bu kararın iptali talebine yönelik olduğu ve derdest olduğu, pay sahibinin kar payı hakkı bertaraf edilemez bir hak olup hiç kar dağıtılmamasına ilişkin genel kurul kararı müktesep hakkın ihlali...
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 06/10/2016 KARAR TARİHİ : 07/07/2020 KARAR YAZIM TARİHİ : 14/08/2020 Mahkememize tevzi edilen Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı ... şirketinin 2011 yılında kurulduğunu, davacı bu ortaklığın kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin kurulması ve işleyişinden kurulması ve işleyişinden bir süre sonra ortaklar arasında dar ilişkiler ve çıkar amaçlı eylem birliği ve bunun sonucunda 1/4 hisse ve ortaklık sahibi olduğu ve kurucu ortaklığı yok sayıldığını, ortaklıktan kaynaklanan gelirleri ödenmemeye başlandığını, şirketin güçlü bir isim sahibi oluşundaki emek ve katkıları belli olan müvekkili şirketin tasfiyesi yerine ortaklıktan kaynaklanan haklarının ödenmesi ve ekonomik kayba uğratılmamasını istendiğini, bu kasıtlı davranışların suç boyutu geldiğini...