E. sayılı dosyasından şirketin feshi ve tasfiyesi veya şirket müdürlüğünden azil talepli dava açıldığını, işbu davada şirketin, o dönem şirket müdürü olan müvekkili, ... ve ... tarafından temsil edildiğini, ancak 16.02.2024 tarihinde davalı şirkette yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında müvekkilinin, kızı ... ve oğlu ... ortada azli gerektirir hiçbir haklı sebep yokken yalnızca ortak müdür ... olumlu oyu ile müdürlükten azledildiklerini ve yine yalnızca ... kendi olumlu oyu ile şirket müdürlüğüne tek başına ... geldiğini, şu an alınan söz konusu usulsüz kararla davalı şirket müdürünün yalnızca ... olduğunu, söz konusu olağanüstü genel kurul kararının iptali için müvekkili ve diğer ortakları tarafından Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden, yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 630/(2) ve (3). maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir. Limited şirket müdürünün azli istemiyle TTK'nın 630. Maddesi gereği açılan bu davanın sadece şirket müdürüne yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca şirkete husumet yöneltilmesi aranmaz....
DAVA : Şirket Müdürünün Azli Ve Kayyım Atanması DAVA TARİHİ : 18/04/2022 KARAR TARİHİ : 07/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirket Müdürünün Azli Ve Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı... ...A. Ş. 'nin ... HASTANESİ'ni işlettiğini , müvekkillerinin hisse payının az, diğer ortak ......
in yine münferiden şirket müdürü atanmasına ilişkin kararın da imza incelemesi yapılamadığı ve kararın doğruluğu tespit edilemediğinden bu kararın da yok hükmünde olduğuna karar verilmesi gerektiği, şirketin kuruluşundaki ve hisse değiştirilme kararından önceki hisse oranına ve davanın mahiyetine göre davalının müdürlük görevinden azli isteminin yerinde olmadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Zerek Petrol İnş.Taah.San.ve Tic.Ltd.Şti'nin 27.09.2010 tarih ve 31 sayılı kararı ile 27...2010 tarih ve 32 nolu kararının yok hükmünde olduğununu tespitine, müdürlük görevinden azli ile şirkete kayyum tayini isteminin reddine, karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir.Yapılan incelemede şirket tasfiye memurunun değiştirilmesi ve şirkete kayyım atanması nedenlerinin aynı olduğu, özünde her iki davada da tasfiye memurunun görevini yapmaması, uzun süre tasfiyeyi tamamlaması, şirket gayrımenkulleri nedeni ile açılan davalarda şirketin savunmasız kalması, avukat ile temsil edilememesi, vekalet verilememesi nedenlerine dayalı olarak her iki davanın da açıldığı görülmüştür. Şirket genel kurulda alınan tasfiye kararı ile tasfiye sürecine girmiş olup tasfiye iş ve işlemleri ile ilgili temsil yetkisi de tasfiye memuruna geçmiştir. Her iki davada verilecek hüküm birbirini etkileyecek olup bir davada tasfiye memurunun haklı nedenle azline karar verilip başka bir dosyada ise tasfiye memurunun fiilen görevde olduğu bir şirkete kayyım atanmaması durumunda aynı hukuksal nedenle açılmış 2 davada farklı hüküm verilmesi hukuki güvenlik ilkesi ile de bağdaşmayacaktır....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/06/2012 tarih ve 2012/212-2012/361 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’in diğer davalı Özver Makine Mümessillik Ltd. Şti.’nin ortakları olduklarını, davalı ...’in söz konusu şirketi münferit imzası ile temsil yetkisini havi müdürlük görevinden faydalanarak, davalı şirket hesabında bulunan parayı kendisinin ve sahibi olduğu davalı Hena Teks....
Şti’de davacı ile davalı ortak ve münferiden temsile yetkili şirket müdürleri olup müvekkilinin aynı zamanda şirket müdürler kurulu başkanı olduğunu, şirketin toplamda 34.000 payının 8160 adedi davalıya, 8160 adedi davacıya ve 17680 pay ise dava dışı üçüncü şahsa ait bulunduğunu, müvekkili ve davalı, şirkette münferiden yetkili şirket müdürleri olduğunu ve müvekkilinin, müdürler kurulu başkanı olduğunu, şirketin kuruluşundan beri müvekkili, yoğun emek ve mesaisini şirketin gelişmesi için şantiyelerde, ihale biriminde, sahada vs.de geçirirken, şirket merkezinde bulunan davalının ise şirketten şahsi hesabına ya da sadece kendisine ait kurduğu şirketlere sürekli artarak para aktardığının tespit edildiğini, son yıllarda ise sadece para aktarma ile kalmadığını, planlı ve programlı bir şekilde şirket yönetimini ve çalışanlarını ele geçirmeye başladığını, kendisi ile iş birliği yapmayan kişilerin işine son vermiş ve yerine yeni kişiler alarak yeni bir ekip kurduğunu, müvekkile karşı sözel ve fiziksel...
Yani aslında davacı şirket ile davalı şirket arasında verilen tedavi hizmetine ilişkin bir akit söz konusu değildir. Burada hizmeti alan 3. Kişi konumundaki şirket ortağı olup şirket ortağı ile davalı arasındaki ilişkin ise Tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında kalmaktadır. Sırf davacının ödemeyi şirket ortağının talebi ile açmış olması, bu işi ticari işletmesi ile ilgili hale getirmez ve davayı ticari dava niteliğine sokmaz. Nitekim, benzer bir olayda, davacı şirket tarafından satın alınan ancak doğrudan şirket ortağının evine kurulumu yapılarak evde kullanılan televizyona ilişkin uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna dair İzmir Bölge Adliye mahkemesi kararı da mevcuttur. Davacı şirket ortağının davalı hastanede gördüğü sağlık hizmeti karşılığında ödeme yaptığı anlaşılmaktadır....
ın yönetim hakkının ve temsil yetkisinin sonlandırılması istemine ilişkindir. Limited şirketlerde “yönetim ve temsil” şirket müdürleri tarafından yerine getirilmektedir. Şirketin müdürleri şirket esas sözleşmesi ile belirlenebileceği gibi, Genel Kurul tarafından alınan bir karar ile de seçilebilir. Türk Ticaret Kanunu md. 632 ile müdürlerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bununla beraber, müdürler kuşkusuz kanundan doğan diğer sorumluluklarını da yerine getirmekle yükümlüdürler. Ancak yükümlülüklerin ihlali halinde, şirket ortaklarının menfaatlerinin zarar görmesi ve hak kayıplarının gündeme gelmesi söz konusu olacaktır ve bu kapsamda şirket müdürünün azli yani görevden alınması gerekliliği hâsıl olacaktır....
nun tedbiren şirket müdürlüğü yetkilerinin durdurulmasını, davanın kabulü ile karşı davasının reddini, şirket müdürlüğünden ve ortaklığından haklı sebeple azlini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; dava dışı ...Ltd Şti'nin müdürü olan davalının yönetim ve temsil yetkilerini kötüye kullanıp kullanmadığı, davalının şirket müdürlüğünden azli için haklı sebeplerinin mevcut olup olmadığından ibaret olduğu görülmüştür. Karşı dava yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacı ...'in müdürlükten azli ve şirket ortaklığından çıkarılmasının mümkün olup olmadığından ibaret olduğu görülmüştür....