ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/497 Esas KARAR NO : 2021/877 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 15/06/2021 KARAR TARİHİ : 23/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin özel bir hastanede temizlik personeli olarak çalıştığı dönemlerde beyin kanaması ve epilepsi nöbetleri sebebiyle işten ayrılmak zorunda kaldığını, bu sebeple müvekkilinin engellilik hali meydana geldiğini, mental ve fiziksel olarak kendisini yeterli şekilde temsil edememesinden dolayı ise kendisine Gaziosmanpaşa ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli .... Esas, ... Karar sayılı dosyasında yasal danışman olarak babası ...'...
Borçlu şirket satıştan sonraki süreçte tasfiyeye gitmiş ve tasfiye memuru da talimat ile isticvap edilmiştir. Tasfiye memurunun beyanlarından ise borçlu şirketin davacıya olan borcunu ödemediği gibi şirket adına kayıtlı dava konusu bağımsız bölümleri diğer davalı şirkete herhangi bir ilan yapmadan sattığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece bozmada işaret edilen ticari işletme devri koşullarının araştırılması için borçlu ... Meşrubat Pazarlama Ticaret A.Ş’nin satış tarihindeki aktif ve pasiflerinin belirlenmeli, davaya konu edilen taşınmazların o dönemde şirketin malvarlığının ne kadarı teşkil ettiği, ödenmiş sermayesinin ne kadar olduğu dolayısıyla bu taşınmazların 280/son anlamında ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını teşkil edip etmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir verilmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmesi doğru değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1014 KARAR NO : 2022/1310 DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 14/11/2022 KARAR TARİHİ : 29/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verdiği 14/11/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Bakırköy .... Asliye Hukuk Mahkemesinin .... Esas Sayılı dosyası kapsamında, davalı aleyhine Tasarrufun İptaline ilişkin dava açıldığını, davalının tasfiye halinde olduğunu, tayin edilen tasfiye memurunun vefat ettiğini, şirkete yeni bir tasfiye memuru ataması yapılmadığını, söz konusu tasfiye halindeki davalı şirket ad ve hesabına yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep etmek için 22/10/2020 tarihinde İstanbul Ticaret Odasına 23/10/2020 tarihinde ise ... başvuru no ile ......
Dava; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK m. 4 gereğince mutlak ticari davalar yanında her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan hususlardan doğan davalar nispi ticari dava olarak tarafların her ikisinin de tacir ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olması halinde uygulanır. İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 11.03.2022 cevabi yazıda tarafların tacir kaydının bulunmadığı, davanın türünün adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin olup, niteliği itibariyle TTK m. 4'de yer alan mutlak ticari davalardan değildir. TTK m. 3'e göre bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerden olmakla birlikte tarafların tacir niteliği taşımadığı ve işin ticari iş niteliği taşımadığı anlaşılmıştır....
Dava; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK m. 4 gereğince mutlak ticari davalar yanında her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan hususlardan doğan davalar nispi ticari dava olarak tarafların her ikisinin de tacir ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olması halinde uygulanır. İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 11.03.2022 cevabi yazıda tarafların tacir kaydının bulunmadığı, davanın türünün adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin olup, niteliği itibariyle TTK m. 4'de yer alan mutlak ticari davalardan değildir. TTK m. 3'e göre bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerden olmakla birlikte tarafların tacir niteliği taşımadığı ve işin ticari iş niteliği taşımadığı anlaşılmıştır....
DAVA : Fesih ve Tasfiye DAVA TARİHİ : 20/02/2018 KARAR TARİHİ : 12/06/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2024 Taraflar arasındaki fesih ve tasfiyeye ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mobilya İnş. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti.'nin yaşanan ekonomik sıkıntılar ve şirket bünyesinde ortaya çıkan olumsuzluklar neticesinde ticari faaliyetlerine devam edemeyecek duruma geldiğini, 18/12/2015 tarihli karar no:9 ile müvekkili ...'in toplam 8000 paydan 2400 paya sahip olduğunu ve şirketteki hissesinin %30 olarak belirlendiğini, genel kurulun 18/12/2015 tarihinden beri yönetimde yaşanan problemlerden kaynaklı toplanamadığını, genel kurulun toplanamamasının şirketin feshini gerektirdiğini, ...'...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarece asıl borçlu şirketin tasfiyeye girdiği 2004 yılından itibaren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 160 ve 162. maddeleri ve 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesi doğrultusunda gerekli yoklama ve tespitler yapılarak ticaret sicil kaydının silinmesi beklenmeksizin ticari faaliyetin devam edip etmediği, dolayısıyla mükellefiyet kaydının terkin edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında bir karar alınması gerekirken, bu yükümlülüğün şirketin tasfiyeye girmesinden çok uzun bir süre sonra yerine getirilerek anılan şirketin vergi mükellefiyetinin uzunca bir süre devam ettirilmesi suretiyle uyuşmazlık konusu dönemlere ait beyanname ve Ba-Bs formlarını elektronik ortamda vermediğinden bahisle asıl borçlu şirket adına özel usulsüzlük cezaları kesmek hukuka ve hakkaniyete uygun düşmeyeceğinden, uyuşmazlık konusu bu cezaların vadesinde ödenmediğinden bahisle tahsilini teminen şirket ortağı...
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2021 KARAR TARİHİ : 07/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekili dava dilekçesini özetle ; davalı şirket ile vekil eden şirket arasında akdedilen akaryakıt alım satım sözleşmesi gereğince davalı şirketin alacakları her zaman zamanında ödenmiş ve vekil edenin ödemelerinde herhangi bir aksama olmadığını söz konusu akaryakıt sözleşmesinin davalı şirketçe feshini gerektirecek ve fesih nedeniyle fesih bedeli yansıtacak herhangi haklı bir sebebi bulunmadığını bu hali ile vekil eden şirketin rızası olmaksızın dava konusu tahsil edilen para herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını; haklı davamızın KABULÜ ile vekil edenden haksız yere tahsil edilen 19.511,16 TL.nin(fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik) tahsil tarihi olan 28.06.2021 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte...
No:-------- ---------" olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son tasfiye memurunun davacı ... olduğu belirlenmiştir. --------- Noterler Birliğinin cevabi yazısı ve eklerine göre dava konusu aracın "---------- Şirketi" ünvanlı şirket adına kayıtlı olduğu, bu ünvan ile ihyası talep edilen şirket ünvanı arasında "...ve..." ibaresi yönünden uyumsuzluk olmakla birlikte yapılan sorgulamada araç kaydında yer alan ünvanda başka bir şirket kaydının bulunmadığı anlaşıldığından bu uyumsuzluğun yazım-maddi hata kaynaklı olduğu sonucuna varılarak buna göre söz konusu aracın ihyası talep edilen şirket adına kayıtlı olduğunun kabul edilmesi ve davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun esas alınması gerektiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir....
ise de iddia edilen zararın dolaylı zarar olduğu, davacının pay devir bedeli ödediğini iddia etmesi ve ödemesinin, zararın niteliğini doğrudan zarara dönüştürmeyeceği, aksinin kabulünün şirket ortağı tarafından açılan tüm sorumluluk davalarının şirket ortaklığı için devir bedeli ödenmiş olması nedeniyle doğrudan zarar olarak adlandırılması anlamına geleceği; davacının iddialarının şirketin ve dolayısıyla kendisinin zarara uğratıldığına yönelik olup şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen TTK'nın 555. maddesinde yer alan “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir....