ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/369 Esas KARAR NO : 2022/390 DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 28/05/2022 KARAR TARİHİ : 31/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'ın ... San. ve Tic. A.Ş.'nin son hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, adı geçen şirketin TTK'nın geçici 7. maddesi kapsamında 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiğini ancak 02/01/2017 tarihinde terkin edilen sicil bakımından ihya talepli dava açıldığını, bahse konu ihya talepli davada, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/ ... E., 2017/370 K. sayılı ve 10/05/2017 tarihli kararı ile re'sen terkin edilen sicil kaydının ihyasıyla, kararın ilan ve tesciline karar verildiğini ve neticede Türk Ticaret Sicil Gazetesi'nde bahse konu karar tescil ve ilan edilmiş olmakla şirketin Tasfiye Halinde ... San. ve Tic....
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, TTK'nin 636. maddesinde genel kurula tanınan yetkiler ve bu yetkilerin devredilemezliği ilkelerinin kayyım atanmamış şirketler yönünden geçerli olacağı, genel kurul tarafından hukuka aykırı şekilde alınan fesih kararı ile ilgili olarak kimlerin Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuruda bulunabileceği hususunun Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin 22. maddesinde düzenlendiği, ortakların fesih kararı almasında yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, şirkete kayyım atandığı hallerde ortaklar kurulunun fesih ve tasfiye kararı alma yetkisi devam ettiğinden mahkemenin, şirketçe fesih kararı alınmasının hukuka aykırı olduğu yönündeki gerekçesi yerinde .../......
Davalılar ve vekilleri, taraflar arasında şirket yönetimi hususunda imzalanan 02/03/2011 tarihli uzlaşma tutanağı ile tüm hususların tarafların yükümlülüklerinin düzenlendiğini ve taraflarca mutabakata varıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 02/03/2011 tarihli uzlaşma tutanağı başlıklı sözleşme ile davacının, feshini talep ettiği davalı şirkete ait tüm mal ve hakların paylaşım usulünün belirlendiği, şirketin en geç 31/10/2011 tarihine kadar tasfiyeye sokulmasının kararlaştırılığı ve şirket borçlarının ortaklar tarafından şahsen üstlenilmesine ilişkin esasların tayin edildiği, davalıların uzlaşma tutanağında belirtilen borçların tasfiyesi ile ilgili sorumluluklarını yerine getirdikleri, bu nedenle davalı şirketin fesih ve tasfiye talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Maddesi TMSF'nin satış ve tasfiyeye ilişkin yetkileri başlığını taşıyıp bu maddeye göre; 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu Yönetimi Denetimi TMSF tarafından devralınan şirketler ve bu varlıklarıyla ilgili olarak fona verilen yetkiler bu KHK ile TMSF'ye verilen kayyumluk görevi satış ve tasfiyeye ilişkin işlemlerine kıyasen uygulanır hükmünü taşımaktadır. Belirtilen yasalar kapsamında Sürat Kargo....A.Ş'nin de TMSF'ye devredildiği ve iktisadi bütünlük kararı alındığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket vekili bu kapsamda ayrıca kurumca istenilen belgelerin yasal sürede verilememesini mücbir sebebe dayandırmaktadır. Dosyaya yansıyan bu süreç değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşulunun da oluştuğu anlaşılmaktadır....
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 04/02/2016 KARAR TARİHİ : 25/01/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : ... Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... ile dava dışı eşi ...' ın evli olduğunu, Adana Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunan ... Ltd.Şti.' nde müvekkili ...ı' ın %10 , dava dışı eş ...' ın ise %90 payla ortak olduklarını, şirketin başka ortağının bulunmadığını, taraflar arasında Adana 6. Aile Mahkemesinin 2016/... E....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/5 Esas KARAR NO: 2022/916 DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 05/01/2021 KARAR TARİHİ: 09/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davacının davalı şirkette yüzde elli payla ortak olduğunu, davacının bu şirketten vergi borçlarına ilişkin araştırma yaparken haberdar olduğunu, davalı şirketin müvekkilin iradesi ile kurulmadığını, şirket ana sözleşmesinin davacının iradesine uygun olmadığını, davacının davalı şirketin kuruluşunun hiçbir aşamasında bulunmadığı gibi kurulduktan sonra şirketin faaliyetleri konusunda hiçbir bilgisi olmadığını, şirketin varlığının davacı tarafından tesadüfen öğrenildiğini, yapılan araştırmada şirketin diğer ortağının davacının babası ----olduğunun anlaşıldığını, şirket kuruluşunun vekaleten gerçekleştirildiğinin görüldüğünü, şirket kuruluşundaki iş ve işlemler için dayanak edilen vekaletnamenin...
ENDÜSTRİYEL ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ - DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 23/02/2022 KARAR TARİHİ : 27/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin iki ortağının bulunduğunu, davacının temsile yetkili müdür, diğer ortağın da müdürler kurulu başkanı olduğunu, süreç içerisinde şirket kasasından usulsüz biçimde harcamalar yapıldığının tespit edildiğini, bu işlemlerden sonra ortaklık yapısının birlikte yürütülmesinin mümkün olmadığını, bu usulsüz işlemlere ilişkin bedellerin şirket kasasına iadesinin gerektiğini, aradaki anlaşmazlıklar nedeniyle iki ortağın birlikte çalışıp genel kurulda karar alma imkanının kalmadığını, bu nedenle şirketin fesih ve tasfiyesine bu mümkün olmadığı takdirde usulsüz harcanan 680.000 USD düşüldükten sonra kalan ortaklık bedeli üzerinden hesaplama...
Davalı şirket vekili, takdiri mahkemeye bıraktıklarını belirtmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar ... mirasçıları vekili ile ... ve ... vekilince ayrı ayrı temyizi üzerine karar Dairemizin 2010/11758 E., 2012/15799 K. sayılı ilamıyla ilamda yer alan gerekçelerle davalı gerçek kişiler yararına bozulmuştur. Davalı gerçek kişiler vekilleri bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre ve davalı şirket hakkında verilen fesih ve tasfiyeye dair kararın şirket tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş bulunması karşısında davalı gerçek kişiler vekillerinin HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/765 Esas KARAR NO: 2023/516 DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 28/09/2022 KARAR TARİHİ: 07/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil adli yardım talepli dava dilekçesinde özetle; 2007 - 2008 tarihlerinde vermiş olduğu iddia edilen vekalete istinaden haberi olmadan adına çeşitli şirketlerin açıldığını ve bu hususun adresine gelen tebligatlar neticesinde öğrendiğini, her yere müracaatta bulunduğunu ve bu yüzden 8 ay ceza evinde kaldığını, bütün hayatının karardığını ve tüm düzeninin bozulduğunu,-----aldığı belgelere göre adına iki şirket bulunduğunu, ancak bu şirketlerle hiç bir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenlerle mağduriyetinin giderilmesini ve şirketlerle alakasının olmadığının tespitinin yapılmasını talep ve dava etmiştir....
Adi ortaklığın birleşen davacının ağır kusuru sonucunda eylemli olarak sona erdirildiği kabul edilmekle birleşen davacının diğer taleplerinin ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; birleşen davadaki adi ortaklığın fiili olarak sona erdirildiği, ortaklığa ait bir mal varlığı ve gelir bulunmadığından fesih ve tasfiyeye gerek olmadığı, birleşen davacının ceza koşulu, manevi tazminat istemlerinin ve kar payı isteminin reddi gerektiği, haksız rekabetin söz konusu olmadığı bu nedenle reddi gerektiği, işyerinde kalan ham madde ve malzemenin varlığı kanıtlanamadığından buna ilişkin istemin de reddine karar verilmiştir....