Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1, 62, 51/1-3-7-8. maddeleri gereğince mahkumiyet, erteleme Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın idaresindeki araçla, çift şeritli bölünmüş yolda, sol şeritte seyrederken, sokakla kesişen kavşağa geldiğinde, sağdan yola giren yayaya yol ortalarında çarpması sonucu yayanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda; olay mahallinin kavşak içi olması nedeniyle, yayaya geçiş önceliği tanımayan sanığın asli kusurlu olduğu, sanık hakkında asgari hadden bir miktar uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığın tali kusurlu olduğu kabul edilerek sanık hakkında asgari hadden ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

    ın, yanında diğer sanıklar bulunduğu halde sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halindeyken şikayetçinin kullandığı belediye otobüsünün trafikte kendilerini sıkıştırdıkları iddiasıyla otobüsün önünü araçla kapatıp durdurdukları ve şikayetçinin yanına gidip şoför mahallinin bulunduğu cama birlikte vurarak kırmak suretiyle nitelikli mala zarar verme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, tanık ve şikayetçi beyanları, görgü tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, şikayetçi ve tanık beyanları ile her üç sanığın birlikte camı kırdıklarının doğrulanmış olması ve sanıkların şikayetçinin kullandığı otobüs tarafından trafikte sıkıştırıldılarının iddia edilmesine karşın tanık ifadesinde otobüs şoförünün yolun kapalı olması nedeniyle ani fren yapmak zorunda olduğunun belirtilmiş olması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

      Kiralanan hakkında uygulanacak yasa hükmünün belirlenmesi için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi gerekir. Kiralananın TBK’nın adi kiraya ilişkin hükümlerine mi, konut ve çatılı iş yeri kirası hükümlerine mi yoksa ürün kirası hükümlerine mi tabi olduğu anlaşılamadığından mahkemece uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın mevcut vasfı itibariyle TBK’nın konut ve çatılı işyeri kiraları, ürün ve genel (adi kira) hükümlerinden hangisine tabi olduğu konusunda denetime elverişli rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, alacaklıya olan borcun ödenmesi için tevdii merci belirlenmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin malvarlığına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, uyuşmazlığın çekişmesiz yargı usûlüne tabî olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 6100 sayılı HMK'nın 382/2-d maddesinde, “Borçlar Kanunundaki çekişmesiz yargı işleri; 1)Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesini mahkemeye ibraz etmesi, 2) Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi, 3) Tevdii mahalli belirlenmesi veya tevdi edilmeyecek eşyanın satılması..." şeklinde sayılarak düzenlenmiştir....

          Mahkemece tevdi mahalline yapılan ödemelerin tamamı mahsup edilerek bakiye 31.679,24 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiştir. Ne var ki, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2005 tarih, 2005/1-1 D.iş sayılı tevdi mahalli kararının incelenmesinden taraflar arasında üç ayrı taşınmazın kiralanmasına ilişkin sözleşmeler bulunduğu, bunlardan sadece bir tanesinin eldeki bu davanın konusu olduğu, diğer taşınmazların da farklı kira sözleşmeleri ile aynı kişiye kiralanmış oldukları, söz konusu tevdi mahalli kararı ile taraflar arasındaki her üç taşınmazın kira paralarının ödenmesi için ödeme yeri belirlendiği ve karar doğrultusunda her üç sözleşmeye konu taşınmazların kiralarının aynı hesaba ödendikleri anlaşılmıştır....

            Sulh Hukuk ve ... 10.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 22.09.2015 tarihli dilekçe ile; ... Sitesi 2. Blok Yönetimi ile 01.01.2005 tarihinde Reklam Yeri Kira ve Kullanma Sözleşmesi yaptıklarını, 30.12.2007 tarihine kadar reklam duvarının kullanıldığını, ancak 01.10.2008 tarihinde başlayan yeni dönem için kira bedelinin ilk taksinin site yönetiminin hesabına yatırıldığı halde davalı site yönetiminin anılan parayı şirket hesabına iade ettiğini, bunun üzerine ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesince belirlenen tevdi mahalline kira bedelinin ödendiğini, ancak davalı sitenin parayı almadığı gibi reklam duvarını kullandırmayıp başka bir şirket ile kira sözleşmesi yaptığını, tevdi mahalli olarak tayin edilen ......

              Bu durumda, Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle haczi uygulayan memur ile uzman bilirkişi eşliğinde haciz mahallinde keşif yapılarak, haciz mahallinin özellikleri ve davacının iddiaları da dikkate alınarak davadışı firmalarla 3. kişi şirketin işyerlerinin aynı mı yoksa farklı yerler mi olduğunun belirlenmesi, haczin hangi adreste-bölümde uygulandığının netleştirilmesi,ayrıca haciz mahallinde kimlerin faaliyet gösterdiğinin tespiti için kolluk araştırması yaptırılması, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin belirlenerek buna ilişkin tebliğ mazbatasının dosya arasına alınması ve borçlunun anılan adres veya ticaret sicil adresinde faaliyetine devam edip etmediğini belirlenmesi, yine üçüncü kişinin ticaret sicilde kayıtlı adreslerinde faal olup olmadığının tespiti için kolluk araştırılması yaptırılması, borçlu ve üçüncü kişi şirketin vergi kayıtlarının getirtilmesi, bunun yanında üçüncü kişi ile borçlu şirkete ait ticari defterler getirtilip bu defterler üzerinde araştırma...

                Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında seçilecek elektrik tarifeleri ile tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi ile taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak; dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi , bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammından indirim sağlayacağı (abonelik sözleşmesinde gecikme zammının alınacağına dair hüküm varsa), bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı gözetilerek, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken , yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile...

                  Temyiz üzerine dairemizin bozma kararından sonra itiraz hakem heyetince yeniden itirazın reddine karar verilmiş ve karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dairemizin bozma kararından sonra dosya, yeniden hakeme tevdi edilmiş ve tevdi edilen hakem tarafından 21.09.2015 tarihli itiraz hakem heyeti ara kararı düzenlenmiş taraf vekillerinin e mail adreslerine gönderilmek suretiyle tebliğ yoluna gidilmiş, ancak tebliğ davalının doğru adresine gönderilmemiş, davalı haberdar olamaması nedeniyle, belirtilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatıramamış ve itiraz hakem heyetince yeniden itirazın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki belgeler incelendiğinde; davalı vekilinin tebliğ adresini "...@sompojapan.com.tr" olarak belirttiği fakat ara kararın; ......

                    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tevdi mahalli tayini kararına itirazın reddine dair karar, ....Sanayi Sitesi Toplu Yapı Yönetimi adına .... ve .... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, ortak gider borcu nedeniyle, borçlunun tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.nun 382/2-d-3 maddesine göre; tevdi mahalli belirlenmesi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği" belirtilmiştir. HMK.nun 362/1-ç maddesinde de, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların temyiz edilemeyeceği açıklanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu