Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile de; davacıya 2020 yılı tarımsal destekleme ödemeleri kapsamında yapılan yem bitkileri destekleme ödemesi üzerinden gelir (stopaj) vergisi kesintisi yapılması esasen davacının vergilendirilmesi niteliğinde olduğundan ve yine 5018 sayılı Kanun kapsamındaki kamu idarelerinden olan bu nedenle bahsedilen tevkifatla ilgili beyanname verme yükümlülüğü bulunmayan Tarım ve Orman Bakanlığı'nca doğrudan saymanlık veznesine aktarılmak suretiyle davacıdan tahsil edilen ihtilaflı gelir vergisini davacı adına tarh etmeye yetkili vergi dairesi/mal müdürlüğü de davacının ikametgah mahallinin bağlı bulunduğu Nazilli Vergi Dairesi Müdürlüğü olduğundan adı geçen Müdürlüğün bağlı bulunduğu Aydın Vergi Dairesi Başkanlığının yargı çevresi bakımından bağlı olduğu yer mahkemesi olan Aydın Vergi Mahkemesinin yetkili olduğu, bu durumda, davanın yetki yönünden reddedilerek, yetkili mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasının Danıştay'a gönderilmesine karar...
Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile de; davacıya 2020 yılı tarımsal destekleme ödemeleri kapsamında yapılan Yağlı Tohumlu Bitki Üretimini Destekleme ödemesi üzerinden gelir (stopaj) vergisi kesintisi yapılması esasen davacının vergilendirilmesi niteliğinde olduğundan ve yine 5018 sayılı Kanun kapsamındaki kamu idarelerinden olan bu nedenle bahsedilen tevkifatla ilgili beyanname verme yükümlülüğü bulunmayan Tarım ve Orman Bakanlığı'nca doğrudan saymanlık veznesine aktarılmak suretiyle davacıdan tahsil edilen ihtilaflı gelir vergisini davacı adına tarh etmeye yetkili vergi dairesi/mal müdürlüğü de davacının ikametgah mahallinin bağlı bulunduğu Sarıçam Mal Müdürlüğü olduğundan adı geçen Müdürlüğün bağlı bulunduğu Adana Vergi Dairesi Başkanlığının yargı çevresi bakımından bağlı olduğu yer mahkemesi olan Adana Vergi Mahkemesinin yetkili olduğu, bu durumda, davanın yetki yönünden reddedilerek, yetkili mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasının Danıştay'a gönderilmesine...
ye müvekkilin ödemesi gerekli lisans bedellerinin zamanında ödenebilmesi, müvekkilinin edimlerini ifa edebilmesi için acilen bir ödeme yeri/tevdi makamı belirlenmesini talep ettikleri anlaşılmıştır....
Hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşıldıktan sonra tarafların kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla dosya ATK'ya tevdi edilmiştir. Adli tıp Kurumunun 01/02/2021 tarihli raporuna göre, sürücü ... 'nin %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, sürücü ... ...'in kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekili tarafından kusur raporuna itiraz edilmiş ise de itirazda isabet görülmemiştir....
Buna göre yukarıda anılan TBK 74 maddesi ile HMK 266. maddeleri ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin anılan kararları bir arada değerlendirildiğinde kusur oranlarının belirlenmesi konusunda mutlak rapor alınması zorunlu olmadığı gibi bu alınan raporların da herhangi bir şekilde bağlayıcılığı bulunmamaktadır, dosya arasındaki bilgilerden kazanın ne şekilde gerçekleştiği belirlenebiliyor ise kusur oranın hâkim tarafından belirlenmesi gerekmektedir....
Taraf vekillerinin istinaf dilekçesi incelendiğinde yapılan keşifte şantiyede yer alan ekipmanların herhangi muhafaza tedbiri alınmadan her türlü zararın meydana gelmesine açık bir şekilde bırakıldığı TBK’nın 107. maddesinde “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” Davacıya ait olan ekipmanların kaldırılması amacıyla hakim tarafından tevdi mahalli belirlenmesi talep edilmesi gerekirken davalı birlik tarafından ekipmanların kaldırılması ve gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmaması nedeniyle oluşan haksız zarar nedeniyle" davalı idare 53.500,00TL tazminata mahkum edilmiştir....
Karar sayılı dosyası ile mahkemeyi yanıltmak suretiyle tevdi mahalli tayin ettirdiğini, mahkemeden kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, araştırmalar sonucu bulunan mahkeme kararından öğrendiklerini, ayrıca yatırılan bu paranın uzun süre vadesiz hesapta tutulduğunu, hak sahibi olarak derhal mahkemeye müracaat edildiğini fakat davalının haksız yere yaptığı itirazlar sebebi ile mahkemece çeşitli kararlardan sonra, önce ödeme kararı verildiğini, bilahare hak sahipliğinin belirlenmesi için dava açılması gerektiği hususunda 18.07.2023 tarihli bir ek karar verildiğini ve iş bu davanı açıldığını, davacının parasının haksız yere vadesiz hesapta tutulduğunu, tevdi mahalli tayin edilen bankaya müzekkere yazılması taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini, davalı şirketin ise bu paranın davacıya ödenmesine karşı çıktığını, gerçek dışı itirazlarda bulunarak ödemenin yapılmasını önlediğini, ödeme kararını istinaf hakkı dahi yok iken istinaf ettiğini ve davacının halen dahi parasını alamadığını...
SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/10/2013 NUMARASI : 2012/10-2013/1089 Dava, “Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar.”'...
SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....