Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 06.04.2010 tarihli ve 2010/4-71 E, 2010/76 K sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecek, yine fıkrada mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olmamak hususu da, hükmedilen bir yıldan fazla mahkûmiyetler için söz konusu olup, denetim süresinin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı kuralı gözetilmeden denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi...
Hükmolunan adli para cezası tayininde 5237 sayılı TCK'nın 61/8.maddesi hükmü karşısında adli para cezası hesaplanırken bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan "5237 sayılı TCK'nın 155/1 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 450.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" ifadelerinin yerine "hapis cezasının yanı sıra 5237 sayılı TCK'nın 155/1 maddesi gereğince 22 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1-Suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kişiliği ve kastının yoğunluğu nazara alınarak temel hürriyeti bağlayıcı cezanın asgari haddin üzerinde belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini, 2-Kabule göre de; hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan tayin olunmasına rağmen, aynı gerekçeyle adli para cezasının birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak 1200 gün olarak belirlenmesi suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/11/2012 gününde oybirliğiyle karar...
Şirketinin ortağı olduğu, ...’ın ise ... şirketinden alacağı bulunduğu, bu alacağına karşılık sanığın bilgisi ve oluruyla katılan ... işletmesine ait malzemeleri iki gün arayla aldığının iddia olunduğu somut olayda; sanığın, suça konu malzemelerin kendilerine ait şirkete ait olduğunu, katılan şirket tarafından verilmediğini savunması, katılan şirket vekili tarafından sunulan 30.11.2007 tarihli şikayet dilekçesinde, sanığa ait şirket ile hizmet sözleşmesinin 02.05.2006 tarihinde imzalandığını, ancak yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeni ile tek taraflı olarak feshedildiğini ve kesin hesap çalışmalarının yapıldığı sırada sanık tarafından kurum malzemelerinin alındığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması ve suç vasfının belirlenmesi bakımından; taraflar arasındaki 02.05.2006 tarihli sözleşme metninin getirtilip incelenmesi, fesih işlemi ve tarihinin belirlenmesi ve malzemelerin kime ait olduğunun kesin olarak tespiti ile sonucuna göre...
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir....
bakımından, sanık tarafından ibraz edilen faturayı düzenleyen Urartu Petrol-Übeyit Görentaş'ın defter ve belgeleri üzerinde ibraz edilen fatura bakımından eşyanın ithaline kadar zincirleme menşei araştırması tamamlanıp, ithale ilişkin ilgili belgelerin tüm ekleriyle birlikte getirtilerek, temin edilecek tüm belgeler ve dava konusu eşya ile birlikte konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilip miktar, cins ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yapılarak ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşei araştırmasının tamamlanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi b- Dava konusu motorinden numune aldırılarak suç tarihi itibariyle standartlara uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte...
A.Ş'ye verdiği çeklerin keşide tarihininin faturalardan sonra olmasının ''çeklerin vadeli keşide edilmiş olma ihtimali'' nedeni ile önceden doğan borç olduğunu göstermeyeceği, çeklerin verildiği tarihin belirlenmesi ve en başta çek karşılığı ilaçların verilip verilemeyeceği yönündeki aralarındaki anlaşmanın tespit edilmesi gerektiği, bu nedenle tarafların yeniden dinlenerek arada bulunan anlaşmanın içeriğinin sorulması, çelişki halinde çek tevdi bordrolarının getirtilerek inceleme yapılması, 30.06.2016 tarihli bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan ..... Ecza Deposu A.Ş. vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 07.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek , değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmaması; 5237 sayılı TCK'nın 61/8 maddesi hükmü karşısında, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu cezanın belirlenmesi gerektiği halde gün olarak belirlenen adli para cezasının hemen paraya çevrilerek, indirim bu miktar üzerinden yapılmış olmasındaki isabetsizlik, sonuç cezanın değişmemesi karşısında bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Hüküm kurulurken adli para cezasına esas gün sayısının 1.200 gün olarak belirlenmesinden sonra bu cezadan 5237 sayılı TCK'nin 35/1-2 maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapıldığında adli para cezasının 900 gün olarak belirlenmesi gerekirken 800 gün olarak gösterilip anılan gün sayısı üzerinden uygulama yapılması suretiyle eksik adli para cezası tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
A.Ş. tarafından tevdi mahalline ödenen bedelin davacıya ait olduğunun tespiti ile tevdi edilen meblâğın ve nemasının davacıya ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkememizin 2021/... Esas 2022/... Karar sayılı dosyası ile davanın kabulüne dair karar verilmiş olup Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 2023/... Esas 2023/... Karar sayılı kararı ile bozularak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir. Somut olayda, davacı ... AŞ davalı yüklenicinin 4 adet alt yüklenici şirketlerinden alacaklarını temlik almıştır. Davalı yüklenicinin yapmış olduğu iş sebebiyle dava dışı ... şirketinden alacaklı olduğu belirtilerek, davalı ... şirketinin davalı yükleniciye olan borçlarını ödemek için mahkemeden tevdi mahalli belirlenmesi talep ettiği ve bakiye alacağı belirlenen tevdi mahalline yatırmış olduğu anlaşılmaktadır. Davada tevdi mahalline yatırılan paranın davacıya ait olduğunun tespiti ile tevdi edilen meblağın ve nemasının davacı şirkete ödenmesi talep edilmiştir. Dava dışı ......