Öte yandan bu yararın "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinin "4" fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında; haciz alacaklısı olan davacının, taşımazın önceki malike dönmesinden sonra alacağını tahsil yönünde talep hakkı doğacağından tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmakta hukuki yararı olduğu açıktır. Hal böyle olunca; davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek tapu kaydının iptali ile önceki malik Merih Gözen adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay 16....
Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....
Yasa’nın 40. maddesinde, öncesi tapulu olan yerlerin tespitten sonra kayden satılması ve buna göre tutanağın düzeltilmesi halinde bu dönem için Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 26. maddesi ise zaman bakımından görevi düzenler. Askı ilanı süresi içinde açılan davalarda Kadastro Mahkemesi görevli ise de, bu hakkın tespitten önceki hak olması zorunlu bulunduğuna ve davacılar tespitten sonraki hukuki sebeplere dayanarak dava açtıklarına göre uyuşmazlığa bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir....
a ... ilçesinin Kum Köyünün Beylik mevkiinde kain hudutları şarken ..., Garben: ..., .... veresesi tarlası, Cenuben: yol ile mahdut 5 dönüm miktarındaki tarlanın 1.500,00 TL bedel mukabilinde satış bedeli alınmak ve zilyetliği devredilmek suretiyle satıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereğince 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanmasının zorunlu olduğu, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespitinin 19.09.1959 tarihinde gerçekleştirildiği, davacının ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 30.03.1961 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak eldeki davayı açtığı, kadastrodan sonraki bir hukuki sebebe dayanılarak açılan bu davada hak düşürücü sürenin geçmediğinin kabulünün gerektiği, öte yandan davacının 90 yaşında olduğundan davayı açabilme hukuki ve fiili ehliyetinin bulunmadığı iddiasında bulunulsa da; bu iddiayı destekleyecek delil bulunmadığı, davacının tescil isteğinin dayanağını oluşturan...
Anılan Kanunun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. Kadastroya dayanılarak yapılan planlar, kesinleşen tutanaklar ve bunlara dayalı yapılan tesciller resmi senet niteliğinde olup Kanunda belirtilen 10 yıllık süre içerisinde açılacak davalar ile bunların aksini kanıtlama olanağı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Bu hak ayrıca mülkiyet hakkı, sınırlı ayni hak, şerhler veya beyanlar hanesinde gösterilmesi gereken bir hak olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, tespitten sonra doğan şahsi hakka dayalı şerh talebine ilişkin olduğuna göre temyiz inceleme görevi 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/272 KARAR NO : 2023/664 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08.02.2022 NUMARASI : 2020/192 ESAS - 2022/32 KARAR DAVA KONUSU : Tapudaki Şerhin Tashihi KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 9.6.2011 gün ve 2010/229-2011/99 sayılı hükmün Dairenin 15.12.2011 gün ve 2011/11212-12297 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi dışında davacı 3.kişi tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dairemize ait 15.12.2011 gün, 11212–12297 sayılı kararın 02.02.2012’de üçüncü kişi vekiline tebliğ edildiği, tashihi karar başvurusunun ise 10 günlük yasal süreden sonra 20.02.2012‘de yapıldığı anlaşıldığından, tashihi karar isteğinin İİK’nun geçici 7. maddesi yollaması ile 02.03.2005’te 5311 S.K.’nun 27. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki hali ile halen yürürlükte bulunan İİK’nun 366/3. maddesi uyarınca REDDİNE, tashihi karar peşin harcının davacı 3. kişiye geri verilmesine 2.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tespitten sonraki hukuki nedene dayanan uyuşmazlıkları çözmek Kadastro Mahkemesinin görevi dışında olup mahkemece davacının iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. 2- Müdahil davacıların kadastrodan önceki nedene dayalı olan davaları ise, askı ilan tarihleri içerisinde davacılar tarafından dava açılmış olması nedeniyle tutanak kesinleşmediğinden, süresinde açılan davaya katılma niteliğindedir. Dava konusu taşınmazın öncesinin kök muris ...'a aitken ölümü ile yapılan taksim sonucu davalı ...'in murisi ...ye kaldığı tereddütsüz olup müdahiller ile muris...ve mirasçıları arasında miras ilişkisi bulunmamaktadır....
O halde; doğru sonuca ulaşılabilmesi için; Mahkemece mahallinde keşif yapılmalı, davacının dava konusu ettiği yerin tescil harici alanda kaldığının belirlenmesi halinde, Dairemizin yerleşmiş içtihatları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına göre tescil harici bırakılan yerler hakkında, tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak dava açma süresini sınırlayan bir düzenleme bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun .../.... maddesinde yazılı ... yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak, davacı lehine Kadastro Kanunu'nun .... maddesinde belirtilen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır....