HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 4....
Bu hakkın ileri sürülmesi ancak yasa ile sınırlanabilir. 3402 sayılı Yasa'da ve diğer gayrimenkul mevzuatımızda tescil harici bırakılan yerler hakkında tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak dava açma süresini sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlama hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkindir. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünde kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 30.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro sonucu tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında, tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak (kayden satın alma ve TMK'nın 1023.md.) davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ilişkin kadastrosu tutanağının 17.09.2004 tarihinde düzenlendiği ve tespitin itiraz edilmeksizin 02.02.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacılar tespitten önceki hukuki nedene dayalı olarak 03.03.2015 tarihinde dava açmışlardır. Buna göre, tespitin kesinleştiği 02.02.2005 tarihi ile dava tarihi olan 03.03.2015 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuştur....
Anılan Kanunun 12/3 maddesi gereğince "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 11.10.1963 tarihinde düzenlendiği, Hazinenin itirazı üzerine hükmen 08.11.1988 tarihinde taraflar adına tescile karar verildiği, davacıların ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 16.05.1977 tarihli taksim sözleşmesi ve 19.01.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak bu davayı açtıkları anlaşılmıştır....
Hükmün gerekçesinde açıklandığı üzere talep tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak açıldığı halde ve aynı nedenlerle davaya katılan başkaca müdahiller yönüyle hüküm kısmında görevsizlik kararı verilmesine rağmen müdahil Hüseyin ... k'ün davasın hüküm yerinde esastan reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece adı geçen müdahil yönüyle de görevsizlik karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 3. fıkrasında yer alan esastan reddine dair hükmün müdahil Hüseyin... 'ün yönüyle BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.630,00 TL vekalet ücretinin temyiz edenlerden alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren aleyhine temyiz olunan Hazineye verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden müdahil Hüseyin Güçlütürk mirasçılarına iadesine, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
den alınmasına, Davalı-birleşen dosya davacısı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince, Mahkemece, taksim sonucu taşınmazın bir kısım mirasçılara intikal ettiği ve bazı mirasçıların hisselerinin diğer mirasçılara sattığına dair davacı ... iddiasının kadastrodan önceki sebebe dayandığı ve tapulama tutanağının kesinleştiği 03.09.1984 tarihinden dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu grekçesiyle yazılı karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir. Dava dilekçesi içeriğine, iddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre davacı ..., kesinleşen tespitten sonra bir kısım tapu kayıt maliklerinden harici pay satın almaya dayanmış olup, talep tespit sonrası sebebe dayalı olduğundan 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2022 NUMARASI : 2022/210 2022/383 DAVA KONUSU : (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kahramanmaraş İli Onikişubat İlçesi Tekir Mah. 294 Ada 56 Parsel numaralı tarla vasıflı taşınmazın tamamının davalı adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın 2.777,84 m2'ye denk gelen kısmının taşınmaz maliki davalıya ait olduğunu, davalı T3 taşınmazın müvekkiline ait kısmının devir talebine yanaşmadığını, üzerine düşen edimi ifadan haksız olarak kaçındığını, dava konusu taşınmazın müvekkili hissesine düşen kısmı yönünden tapu kaydının iptali ile müvekkili adına hissesi oranında tapuya cebren tesciline karar verilmesini talep talep ve dava etmiştir. Davalı davayı kabul etmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: Eldeki davada davacının tespitten önceki sebeplere(taşınmaz satış vaadi sözleşmesine) dayanarak dava açtığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin davadan önce kesinleşmiş olup taşınmazın tapu siciline tescil edildiği, kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin 01/11/2010 tarihinde dolduğu, bu nedenle dava tarihi itibari ile yasada belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı, bu haliyle hak düşürücü süre geçtiği için kesinleşen kadastro tespitine ve tapu kayıtlarına kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak dava açılamayacağı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Kadastro Öncesi Nedenlere Dayalı Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydı Ve Mülkiyet Hakkına dayalı Tapu Kaydının İptali Ve Tescili K A R A R Dava tespitten öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....