Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve 275 ada 1 ve 278 ada 1 parsellerin orman vasfıyla Hazine adına, 284 ada 3 parselin tespit gibi tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tesbitine itirazdır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan ve 11.09.1998 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Çekişmeli 284 ada 3 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında ... ..., ..., ... ..., ... ..., ... ... ve ... adına tespit edilmiş olduğu halde birleştirilen mahkemenin 2006/1523 esas sayılı dava dosyasıyla tespit maliklerinden ... aleyhine dava açılmış ve yargılama sırasında da diğer tespit malikleri davaya dahil edilmemiş; taraf teşkili tamamlanmamıştır. Mahkemece 284 ada 3 parselin diğer tespit malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili tamamlanmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....
Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmaması gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaza komşu nizasız 123 ada 1 sayılı parselin kadastro tutanağında kadastro tespit tarihi sehven belirtilmemiş ise de, kadastro tutanağının 27.04.2007 tarihinde askı ilanına çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, anılan nizasız parselin kadastro tespitinin 27.04.2007 tarihinden önce yapıldığı ve dava konusu taşınmazın ise belirtilen tarihten önce yol olarak tespit harici bırakıldığı tartışmasızdır....
Ancak maddenin ikinci fıkrasına göre, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Bunun yanı sıra maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. Tespit davasının konusunu ancak hak veya hukuki ilişkiler oluşturur. Bu kapsamda her çeşit hukuki ilişki tespit davasının konusu olabilir. Buna karşılık, somut bir olaydan doğmayan, soyut hukuki ilişkilerin tespiti istenemez. Ayrıca davacının tespit davasına konu edilen hukuki ilişkisinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, o hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde, davacının korunmaya değer, meşru bir hukuki yararının bulunması şarttır....
Dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağının kolluk tarafından tutulduğu, tutanakta; davacı sürücü ...’ın beyanına göre, idaresindeki araç ile otoyolda seyri sırasında 13. kilometreye geldiğinde, yolun sağında, plakasını ve cinsini alamadığı bir aracın arkasından çarpması ile kazanın meydana geldiği, davacı sürücünün kusursuz, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise yakın mesafeden takip etmesi ve arkadan çarpması nedeni ile tam kusurlu olduğu belirtilmiş; Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralamaya neden olma suçu iddiası ile yapılan soruşturmada, şüpheli veya şüphelilerin tespit edilmemesi nedeniyle daimi arama kararı verilmiştir. Meydana gelen yaralanmanın varlığı, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın neden olduğu, kaza tespit tutanağı ile sabittir....
Davacı,...Sulh Hukuk Mahkemesine hitaben verdiği 10.06.2009 havale tarihli dava dilekçesiyle; taşınmazların kendisine ait olmasına rağmen, babası ... adına tespit edildiğini ve taşınmazların yüzölçümlerinin eksik tespit edildiğini belirterek kadastro tespitlerinin iptalini ve adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın 30 günlük askı ilân süresi içerisinde açıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, mahkemece davanın kabulüne, ... ili,...ilçesi, .... köyünde kain 120 ada 41, 121 ada 12, 18 ve 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile bu taşınmazların tespit edildikleri nitelikleri ile ve aynı ada ve parsel numaraları ile davacı ... adına tespit ve tesciline, ... ili,...ilçesi, .... köyünde kain 139 ada 40 ve 41 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile bu taşınmazların keşfen tek parça olduklarının tespit edilmiş olmaları gözönüne alınarak 7523,86 m² yüzölçümü ile ve...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/4 Değişik İş Sayılı tespit dosyasında tespit isteyen davacı taraf lehine vekalet ücreti konusunda hüküm verilmemiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, kazadan sonra müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti hususunda 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/4 Değişik İş sayılı dosyasında tespit yaptırmış, daha sonra tespit raporunda belirtilen hasar, değer kaybı ile tespit dosyası giderlerinin ödenmesi hususunda davalıya noterden ihtar göndermiş, davalının zararı ödememesi sebebiyle davalı aleyhinde icra takibi yaparak hasar, değer kaybı, tespit giderleri, ihtarname gideri ve işlemiş faizin tahsilini talep etmiş, davalının itirazı üzerine işbu dava açılmıştır....
Somut olayda, dava konusu taşınmaz tapu kaydına dayanılarak ... evlatları ......, ..., ...ve diğer ... adına 1/5’er paylı olarak tespit edilmiştir. Mahkemece kimlik bilgilerinin ve adreslerinin belirlenemediği gerekçesiyle tüm tespit malikleri adına ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanmaya çalışılmıştır. Dosyanın incelenmesinden, tespit maliklerinden ...... ve ...’in veraset ilamlarının bulunduğu, mirasçılarının belirlendiği ve hatta bu veraset ilamlarına atıf yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece, tespit malikleri ...... ve ...’in veraset ilamlarında isimleri yazılı mirasçıları davaya dahil edilmemiş, dolayısıyla yönt... uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmiştir....
Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h, 115) Başka bir deyişle; tespit davası ile istenen hukuki koruma eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olamaz. Tespit davalarının dinlenebilmeleri için genel dava koşullarından başka tespit davalarının kendine özgü koşulları olarak nitelendirilen iki özel koşula daha ihtiyaç bulunduğu kabul edilmektedir. Biri hukuki ilişki diğeri hukuki yarar olup, bu da yakın bir tehlikenin var olmasını, tehlikenin zarar meydana getirebilecek nitelikte bulunmasını ve tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olmasını içerir....
Davacı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek tespitin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına ttescilini talep etmiş, mahkemece davacı 6 ve 377 parsellere yönelik davasının kabada 55 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu itinin iptenkahevko mevkinde kain 101 ada 244 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu razisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu rman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu in iptali ile orman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu spitinin iptali ile orman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu iptali ile orman arazisi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, dava konusu...
Bu nedenle, tespit öncesi başlayan zilyetlik süresi, kadastro çalışmasında tespit dışı bırakıldığı (paftasında yol olarak gösterildiği) tarihte kesintiye uğrar. Tespit sonrası zilyetlik ise en erken taşınmazın tespit dışı bırakıldığı (kadastro paftasında yol olarak gösterildiği) tarihte başlar ve mülkiyetin kazanılabilmesi için de, tespit dışı bırakıldığı (paftasında yol olarak gösterildiği) tarihten, dava tarihine kadar en az 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmesi gerekir (HGK'nun 19.03.2003 gün 2003/20-257 Esas 2003/171 Karar)....