Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama sırasında tespit maliklerinin tüm mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Tespit maliki ... Oğlu ... 'nın ölüm tarihi 14.7.1972 olduğu halde mirasçıları davaya dahil edilmemiş, karar başlığında ... oğlu ... ve mirasçıları taraf olarak gösterilmemişlerdir. Tespit malikleri ... ve ... ve bir kısım tespit maliki mirasçıları ölü oldukları halde ölü şahıslar taraf gösterilip, bunların mirasçıları gösterilmemiştir. Hal böyle olunca tespit maliklerinin tüm mirasçılarının davaya katılmaları ve usulen taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının davasını noterin düzenleme şeklindeki tespit tutanağına dayandırdığı, Noterlik Kanunu’nda noterlerin görev ve yetkilerinin belirlendiği,bunlar arasında ancak mahkemelerce yapılması mümkün olan delil tespiti görevinin noterlere verilmediği, bu itibarla noter tespit tutanağına dayalı işbu davanın dinlenemeyeceği, davacı yanca davalının sözleşmeye aykırı eyleminin bulunduğunun tespiti yönünde başkaca bir delilin dosyaya ibraz edilmediği gibi bu yönde de bir iddiada bulunulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının sözleşmenin 3/a ve b maddelerine aykırı hareket ettiğini, ...Noterliğinin 29.04.2008 tarih 4166 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki tespit tutanağı ile tespit edildiğini bildirerek iş bu davayı açmıştır. Mahkemece, davacı yanın açıklanan noter tespit tutanağı dışında başka bir delil ibraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Keşifte beyanı alınan mahalli bilirkişiler ... ve ... ile tespit bilirkişisi ...'ın dava konusu taşınmazın tespit maliki ...'ın mirasçıları ile davaya dahil edilen ... mirasçılarının farklı kişiler olduğu şeklindeki beyanları ile dosyada mevcut bulunan ...'nın 01.04.2009 tarihli tutanağındaki bilgilerin birbiri ile çelişmesine rağmen tespit maliki ölü ... oğlu ...'ın mirasçılarının doğru olarak tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece çelişkinin giderilerek, tespit maliki ölü ... oğlu ...'ın gerçek mirasçıları tespit edilerek davaya katılımı sağlanıp delilleri toplandıktan sonra, sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de, dahili davalı ...'ın yargılamadan ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.05.2009 tarih ve 2009/80 E. - 2009/137 K. sayılı verâset ilâmı düzenlenmeden önce vefat etmiş olmasına ve yine dahili davalı ...'...

        Davacının tespitini istediği kusursuz olduğu yönündeki iddiasını aleyhine açılacak bir davada ileri sürmesi mümkün olduğu gibi eda davasında incelenebilecek hususların tespit davasına konu edilemeyeceği, davacının kusursuz olduğunun tespiti ve sigorta bilgi gözetim merkezindeki kayıtlarının düzeltilmesi talebinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.6100 sayılı HMK'nun 107. maddesine göre tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur....

          Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır. 1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacılar ... ve ...'un orman niteliği ile Hazine adına tespit gören 272 ada 1 parsel ile ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit gören 257 ada 20 parsellere yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davacıların mahkemece yol boşluğu olduğu belirlenen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Çekişmeli yerin yörede 2002 yılında 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan genel kadastroda yol boşluğu olarak tespit dışı bırakıldığı ve paftasına işlendiği, taşınmaz hakkında tespit tutanağının düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Bu yer de davaya konu olduğu halde mahkemece olumlu- olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Oysa 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi ve H.G.K.'...

            Kararın davalı vekilitarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davacının iki adet masraf tespit kararının tenfizini istediği, verilen karardan hangi masraf tespit kararının tenfizine karar verildiğinin anlaşılmadığı, bu durumun infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda, mahkemece, ilk kararda davanın kabulüne karar verildiği için bu kararın iki adet masraf tespit kararını da kapsadığı, ilk kararın, masraf tespit kararlarının tarihlerinin belirtilmediği ve infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulduğu ve bu bozmaya uyulmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmayacağı gözetilerek her iki masraf tespit kararının tarihleri belirtilerek tenfizine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir....

              Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davacının iki adet masraf tespit kararının tenfizini istediği, verilen karardan hangi masraf tespit kararının tenfizine karar verildiğinin anlaşılmadığı, bu durumun infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda, mahkemece, ilk kararda davanın kabulüne karar verildiği için bu kararın iki adet masraf tespit kararını da kapsadığı, ilk kararın, masraf tespit kararlarının tarihlerinin belirtilmediği ve infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulduğu ve bu bozmaya uyulmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmayacağı gözetilerek her iki masraf tespit kararının tarihleri belirtilerek tenfizine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir....

                Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davacının iki adet masraf tespit kararının tenfizini istediği, verilen karardan hangi masraf tespit kararının tenfizine karar verildiğinin anlaşılmadığı, bu durumun infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda, mahkemece, ilk kararda davanın kabulüne karar verildiği için bu kararın iki adet masraf tespit kararını da kapsadığı, ilk kararın, masraf tespit kararlarının tarihlerinin belirtilmediği ve infazda tereddüt oluşturacağı gerekçesiyle bozulduğu ve bu bozmaya uyulmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmayacağı gözetilerek her iki masraf tespit kararının tarihleri belirtilerek tenfizine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir....

                  bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun 106. madde hükmüne göre Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, kanunla belirtilen istisnalar dışında bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir. Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel halihazır ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir....

                    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinde tespit davası düzenlemiş olup anılan maddeye göre tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması zorunludur. Tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğunun kabul edilebilmesi için davacının hakkı veya hukuki durumu bir tehlikeyle karşı karşıya bulunması, tehdit sebebiyle hakkının sağlanmasında duraksama meydana gelmesi, tespit isteyenin gecikmesi durumunda zarar görecek olması, tespit talebiyle bu zararın ortadan kaldırılabilmesi gerekir. Ayrıca tespit davasının açılabilmesi için diğer bir koşulda, henüz ... davasının açılabilmesi zamanı gelmemiş olmalıdır. Eğer o anda ... davası açılabilecekse tespit davası açılması için hukuki yararın bulunmadığı kabul edilir....

                      UYAP Entegrasyonu