Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yapılacak keşif ile .... mirasçıları davacı ve diğerleri adına tespit edilen 140 ada 95 sayılı parseldeki miktar eksikliğinin bu davaya konu edilip edilmediği ve davacının dava etmek istediği parsellerin 140 ada 92 ve 96 sayılı parseller olup olmadığı tespit edilmeli, buna göre davanın konusunun 140 ada 92 ve 96 sayılı parseller olması halinde anılan parsellerin tespit malikleri dava dilekçesinde hasım olarak gösterilmiş ise davacının süresinde dava açtığı ve parsel numarasının hatalı gösterildiği kabul edilmeli, maddi hatanın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan dava konusu olmayan 140 ada 95 sayılı parselin tutanağı kesinleştirme işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iade edilmeli, dava konusu 140 ada 92 ve 96 sayılı parsellerin kadastro tespit tutanaklarının asılları getirtilerek bu parseller davalı hale getirilmeli, davalı gösterilenler dışında başka tespit maliklerinin de bulunduğunun anlaşılması halinde gerektiğinde taraf...

    İlk derece mahkemesince, dava dilekçesinde eda davası ikamesinden önce tespit edilmediğinde zayi olacak her hangi bir delilin toplanmasının talep edilmediği, kaza tespit tutanağının iptali ile kusur oranlarının yeniden belirlenmesinin talep edildiği, bu yönüyle davanın HMK.nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olduğu, HMK’nun 106. maddesinde tespit davasının açılabilmesi için gereken şartlarını belirlendiği, buna göre; tespit davası açacak tarafın dava açmakta korunmaya değer güncel bir yararının olması ve bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespitini talep etmesi gerektiği, ayrıca maddi vakıaların tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı, dava konusu kazadaki kusur durumunun eda davasında da tartışılabileceği, eda davası ile tamamen elde edilebilecek bir hususun öncesinde tespit davasına konu edilmesinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Dalaman Kadastro Mahkemesinin 11/03/2011 ve 27/06/2011 tarihli yazılarında; Dalaman Kapukargın köyünde kadastro heyeti tarafından vatandaşlara yönelik tazyik ve baskı ile menfaat teminine çalışıldığı, kimsesiz, sahipsiz yerlere köy dışından isimler zilyed olarak tespit edildiği, köy içinde zilyet olmayanların zilyed yazıldığı, göl yataklarının şahıslar üzerine tespit edildiği, fiili orman vasfı taşıyan arazilerin tarım arazilerine dönüşmüş gibi tespit yapıldığı hususlarının bizzat yapılan keşifte Mahkeme heyetince gözlemlendiği; bu hususun vatandaşların sözlü şikayetlerine de aksettiği, hazinenin davacı olduğu dosyalarda göl yataklarının şahıslar adına tespit gördüğü, bunların dosya numaraları belirtilmiş olup keşfi yapılanların raporlarının da eklendiği, Orman Bakanlığınca açılan dosyalarda fiili orman olan arazilerin tarım arazisi vasfı ile tespit edildiği bizzat müşahede edildiği...

        Ancak; 1-Tespit edilen 100.360,56 TL bedelden bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan fark bedel 35.145,60 TL bedelin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya ödenmek üzere, kesinleşmesine kadar 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, 64.808,49 TL nin üçer aylık vadeli hesapta blokesine karar verilmesi, 2-Tespit edilen kamulaştırma bedelinden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan bedele, 22.11.2014 tarihinden son karar tarihi 16.04.2016 tarihine kadar, mahkemece ilk kararla tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile bloke edilen bedelin mahsubu ile kalan bedele ise 22.11.2014 tarihinden ilk karar tarihi 29.01.2016 tarihine kadar, faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın...

          Mahkemece, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulü ile araç bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilmeyerek taraf denetimi sağlanmamıştır. Kaldı ki davalı taraf yargılama sırasında tespit bilirkişi raporunu kabul etmemiştir. Tek taraflı yürütülen tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile yetinilerek hüküm kurulamaz....

            Arazi niteliğindeki ... ilçesi, ... köyü, 108 ada 5 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1-Bozma öncesi 10.525,50 TL ağaç bedeli tespit edildiği ve bozma konusu yapılmadığı, bu hususun davacı idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden bozma sonrası 12.766,50 TL ağaç bedeline hükmedilerek fazla bedel tespiti, 2-Bozma sonrası tespit edilen kamulaştırma bedelinden ilk kararda tespit edilen bedelin mahsubu ile fark bedelin 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince karar kesinleşince hak sahibine ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, 3-Bozma öncesi tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra bakiye kısma 22.11.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 18.03.2016 tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen fark bedele 22.11.2015 tarihinden son karar tarihine kadar yasal...

              Keşifte beyanı alınan mahalli bilirkişiler ... ve ... ile tespit bilirkişisi ...'ın dava konusu taşınmazın tespit maliki ...'ın mirasçıları ile davaya dahil edilen ... mirasçılarının farklı kişiler olduğu şeklindeki beyanları ile dosyada mevcut bulunan ... İlçe Jandarma Komutanlığının 01.04.2009 tarihli tutanağındaki bilgilerin birbiri ile çelişmesine rağmen tespit maliki ölü ... oğlu ...'ın mirasçılarının doğru olarak tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece çelişkinin giderilerek, tespit maliki ölü ... oğlu ...'ın gerçek mirasçıları tespit edilerek davaya katılımı sağlanıp delilleri toplandıktan sonra, sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de, dahili davalı ...'ın yargılamadan ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.05.2009 tarih ve 2009/80 E. - 2009/137 K. sayılı verâset ilâmı düzenlenmeden önce vefat etmiş olmasına ve yine dahili davalı ...'...

                Bilindiği üzere ve kural olarak; kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin geçirilmemesi gerekir. Tespit sonrası nedenler için ise TMK'nun 713/1. maddesine göre imar-ihya ve zilyetlik tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve çekişmesiz olması davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. ..... Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza komşu ve davacı adına tespit ve tescil edilen 216 ada 18 ve 20 sayılı parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 03.03.2008 tarihinde yapıldığı, eldeki dava harcı yatırılmak suretiyle 21.07.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit öncesi nedenler için makul süre geçmiştir....

                  Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 121 ada 107 parsel sayılı 456.63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, bağışlamaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak paylı olarak davalılar ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... adına tespit edilen dava dışı 121 ada 112 parsel sayılı taşınmaza ait bir bölüm yerin dava konusu parselde kaldığını, ortak sınırın yanlış tespit edildiğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 121 ada 107 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 18.2.2011 tarihli rapor ve haritada (b) harfi ile gösterilen 16.80 m2 miktarındaki bölümünün ifraz edilerek dava dışı 121 ada 112 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, bu taşınmazın 173.55 m2 yüzölçümü ile davacı ... adına,121 ada 107 parsel sayılı taşınmazın 439.83 m2 yüzölçümü ile tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir....

                    Aslında eda davasının içinde tespit istemi de yer almaktadır. Davalı aleyhine eda hükmü kurabilmek için öncelikle hukuki ilişkinin tespiti zorunludur. Eda davasında verilen hüküm iki aşamalı olup tespit ve edayı içermektedir. Ancak az yukarıda da değinildiği gibi hak sahibinin her zaman eda davası açması koşulları bulunmayabilir. Bu nedenlerle doktrinde kabul edildiği gibi (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul, 2000 s.324 vd. Baki Kuru, Tespit Davaları, Ankara 1963 s.12 vd.), uygulamada da tek başına açılan tespit davalarının dinlenebileceği kabul edilmiştir. Bu husus "Tespit davası da eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz şartları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerideki hukuki ilişkinin belli edilmesi bakımından kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası açılabilir...." şeklindeki 07.07.1965 tarih 1965/5-1965/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu