Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli 141 ada 61 parsel sayılı taşınmaz ölü ... ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., ... ... mirasçısı olan davalı ...'ü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Her ne kadar karar başlığında ... ve ... davacı olarak gösterilmiş ise de, adı geçen davacıların çekişmeli 141 ada 61 parsel sayılı taşınmaza yönelik davaları bulunmamaktadır. Tespit maliki ... ...'ün bekar ve çocuksuz olarak 1994 yılında öldüğü, mirasçılarının davalı ... ile davacılar ..., ..., ... ve dava dışı ... ... olduğu dosyada bulunan belge ve bilgilerden anlaşılmaktadır. Kadastro davalarında husumetin tespit maliklerine, tespit malikleri birden fazla olup davanın paya yönelik olması halinde, tespitte ... bulunan paydaşlara yöneltilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece tespit maliki ... ...'ün davalı ... dışındaki diğer mirasçıları olan ..., ... ve ... ...'...

    Ancak; İlk kararda tespit edilen bedel ile acele kamulaştırma farkına ilk karar, bozma sonrasında tespit edilen fark bedele ise ikinci karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, bozma sonrası tespit edilen bedelden acele kamulaştırma farkına faiz işletilmesine karar verilmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (İlk kararda tespit edilen 6.497,29 TL bedelden acele kamulaştırmada tespit edilen 4.799,61 TL mahsup edilerek fark 1.697,68 TL bedele 03/01/2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 29/04/2016 tarihine kadar, bozma sonrasında tespit edilen bedel ile ilk kararda tespit edilen fark 4.189,10 TL bedele 03/01/2016 tarihinden ikinci karar tarihi olan 21/02/2019 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle...

      Hal böyle olunca, Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde, "kadastro tespit tutanağındaki tespit gibi" denilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, bozma nedeni ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinden "kadastro tespit tutanağındaki" ibaresinin çıkartılarak yerine "kadastro komisyon tutanağı" ibaresi eklenmek suretiyle ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 28.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında temyize konu 480 ada 9 parsel sayılı 290,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2’şer payla davalılar ... ve Ünzile Yaşar adına tespit edilmiştir. 480 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerinden davacı ..., adına tespit gören taşınmazın yüzölçümünün hatalı olduğunu ve eksik kısım olan 3,5 metrekare alanın davalılar adına tespit yapılan çekişmeli taşınmazda kaldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 480 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Somut olayda; orman idaresi 101 ada 1 parsel numarası ile ... adına orman vasfı ile tespit gören taşınmazın kenarında bulunan ve tespit harici bırakılan bir miktar taşınmazın orman vasfında bulunduğu iddiasıyla tespit harici bırakılan bu taşınmaz bölümünün 101 ada 1 sayılı orman parseline dahil edilerek orman vasfı ile ... adına tescili istemiyle, askı ilan süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro mahkemesinde dava devam ederken dava konusu tescil harici yerin de içinde bulunduğu taşınmazda kadastro tespit çalışması yapılmış, bu taşınmaz 200 ada 131 parsel adı altında ham toprak vasfı ile ... adına tespit edilmiştir....

            "İçtihat Metni"Tespit isteyen vekili tarafından, aleyhine delil tespiti istenen hakkında 04.03.2013 gününde verilen dilekçe ile tespit istenmesi üzerine; tespit isteminin kabulüne dair verilen 10.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi aleyhine delil tespit istenen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Talep, delil tespiti (irtifak hakkının son bulduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Mahkemece, tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir. Karar, aleyhine delil tespit istenen vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 400. maddesinde düzenlenen delil tespiti ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş bir kurumdur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, menfi tespit davasıdır. Mahkemece verilen 31/12/2014 gün ve 2014/408 E.- 2014/447 K. sayılı hüküm Dairemizin 10/12/2016 gün ve 2015/14404 E.- 2016/2017 K. sayılı kararı ile davada menfi tespit (olumsuz tespit) kararı verilmesi gerekirken olumlu tespit hükmü kurulduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde yine ilk karardaki gibi davacının borçlu olduğu miktar belirtilip bunun dışındaki borçtan sorumlu olmadığı şeklinde karar kurulmuş ise de hükümde ''bunun dışındaki'' sözcükleriyle belirtilen miktarlar belli olmadığından yine menfi tespit kararı verilmemiş olmaktadır....

                Tespit davasının açılabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini açıkça ortaya koymalıdır....

                  Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

                    Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu