Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun 106. madde hükmüne göre Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, kanunla belirtilen istisnalar dışında bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir. Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel halihazır ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir....

tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Bu davaların işlevi, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespiti olup, bundan öteye gitmez. Henüz şartları oluşmadığı için açılamayan eda davası için ilerideki hukuki ilişkinin belli edilmesi bakımından kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası açılabilir. Tespit davasının dinlenebilmesi için diğer genel dava şartlarından başka, iki ek şartın daha bulunması gerekir: Tespit davasının konusu yalnız hak ve hukuki ilişkiler olabilir; davacının bu hak veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde (güncel bir) hukuki yararı bulunmalıdır. Bir hukuki ilişkinin varlığı yada yokluğu, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir....

    Aynı Kanunun 106.maddesinde ise; "(1)Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz." hükmü yer almaktadır. Buna göre, Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Açılacak bir davada iddia veya savunma yoluyla ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Yine, aynı şekilde eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur....

      Tespit davası açılabilmesi için davacının bir hakkının güncel bir tehlike altında olması, bu nedenle davacının hukukî durumunun tereddüt veya davacıya zarar verecek nitelikte bulunması, verilecek tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelik taşıması gerekir. Öte yandan eda davası açma imkânı varken tespit davası açılamayacağı, eda davasında ileri sürülebilecek iddia veya savunmaların tespit davasının konusunu oluşturamayacağı yargı uygulamamızda genel kabul gören bir düşüncedir. Bu hukukî esaslar çerçevesinde davacının ileride sözleşmeyi feshetme hakkını kullanmasına esas olmak üzere tespit davası açmakta hukukî yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 625.00....

        Mahkemece tespit maliki olan ve 1934 doğumlu ... oğlu ...’in davalı olan 1954 doğumlu ... oğlu ... ile aynı kişi olup olmadığı başka bir ifade ile davalının tespit maliki olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiş, davacı ve davalı tanıkları ile yerel bilirkişinin bu hususta ayrıntılı beyanları alınmamış, tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenmemiştir. Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ..., ... ve ....’in tespit maliki olmadıkları halde ne sebeple davalı olarak gösterildikleri de araştırılmamıştır. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre davacı 1934 doğumlu ... oğlu ... ile (TC kimlik numarasını dava dilekçesine yazdı) tespit maliki 1934 doğumlu ... oğlu ...’in nüfusa kayıtlı olduğu cilt ve sayfa numaralarının aynı olduğu da görülmektedir. Kadastro Mahkemesindeki davalarda husumet; tespit tutanağının malikhanesinde ismi yazılı olanlara yöneltilir....

          Görüldüğü üzere menfi tespit belgesi taleplerini değerlendirerek menfi tespit belgesi vermek ve verilen menfi tespit belgelerinin ilgili olduğu piyasaları takip ederek bu piyasalarda veya tarafların durumlarında değişiklikler olması halinde ilgililerin başvuruları kurul tarafından yeniden değerlendirilerek menfi tespit kararının alınmasına esas teşkil eden olayda değişiklik olması halinde menfi tespit kararı geri alınabilecek ya da tarafların belirli davranışları yasaklanabilecektir. Ayrıca kurul, 4.maddeye aykırılığını tespit ettiği her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararlarını geçersiz kabul edebilecektir. … Tüketici Finansmanı ve Kart Hizmetleri A.Ş.'...

            Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

            Davanın hukuki niteliği yukarıda açıklamalara göre tespit davası niteliğindedir. 6100 Sayılı HMK'nun 106.maddesi gereğince tespit davaları bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalar olup, bu yol ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu yahut belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası, eda davasının öncüsü konumundadır. Tespit davasının işlevi bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespiti olup, bundan ileri gidemez. Tespit davasının dinlenebilmesi için genel dava şartlarından başka hak ve hukuki ilişki ile hukuki yarar şartının da bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK'nun 106/2.fıkrasına göre tespit davasını açan davacının davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır....

            Bilindiği üzere mahkemeden istenen hukuki korunmaya göre davalar, eda davaları, tespit davaları belirsiz alacak ve tespit davaları ile inşai davalar olarak ayrılmaktadır. Tespit davası, eda davasının öncüsü olup, işlevi bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitinden ibarettir. Tespit davasının konusu bir hukuki ilişki olmalı ve davacının, bu hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir menfaati bulunmalıdır. Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunduğunun kabulü için ise; davacının bir hakkı veya hukuki durumunun hali hazır bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdit sebebiyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde bulunması, tespit davasının bekletilmesinin davacıya zarar vermesi ve tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak kabiliyette olması gerekir. Bir davada hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava şartıdır....

              bentlerinin hüküm fıkrasından tümüyle çıkartılmasına, aynı bendin ilk paragrafındaki (Kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 60.264,25 TL'nin;) ibaresinden sonra gelmek üzere (bozma öncesinde tespit edilen 10.159,95 TL'lik kısmının ödemesinde mükerrerlik olmamak şartıyla ve bozma sonrası tespit edilen fark 50.104,30 TL'nin ise üçer aylık vadeli hesapta işlemiş nemaları ile birlikte derhal davalıya ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,) cümlesinin yazılmasına, 2- (6-A) ve (6-B) bentlerinin hüküm fıkrasından tümüyle çıkartılmasına, aynı bendin ilk paragrafındaki (Kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 60.264,25 TL'den;) ibaresinden sonra gelmek üzere (bozma öncesi tespit edilen 10.159,95 TL bedele 02.08.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 10.03.2016 tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen fark 50.104,30 TL bedele 02.08.2015 tarihinden 27.11.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı...

                UYAP Entegrasyonu