Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. Belirsiz alacak ve tespit davalarında, dava açılırken, hukuki ilişkinin belirtilmesi ve tespit edilebildiği ölçüde de asgari bir miktar ya da değerin belirtilmesi gerekmektedir. Zira, madde gerekçesinde de, “belirsiz alacak davası veya tespit davası açılması hâlinde, alacaklı, tüm miktarı belirtmese dahi, davanın başında hukukî ilişkiyi somut olarak belirtmek ve tespit edebildiği ölçüde de asgarî miktarı göstermek durumundadır.” denmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, alacağın belirlenmesi için tespit davası açılabilecektir. Kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davasının da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilmiştir. Kısmi eda davası ile ne kast edildiği de tartışmalıdır....
Bu çerçevede, maddî vakıaların tek başlarına tespiti isteniyor ise tespit davasına değil; delil tespiti kurumuna başvurulması gerekecektir. " Yukarıdaki yasal açıklamalardan yola çıkılarak, tespit davasının iki özel dava şartı olduğundan sözedilebilir: 1-Tespit davasının konusu sadece bir hukuki ilişki olabilir. 2-Davacının bu hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararının bulunması gerekir. Hukuki ilişkiden maksat; bir kimse ile diğer bir kimse veya eşya arasında mevcut olan ve somut bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. Her çeşit hukuki ilişki tespit davasının konusunu teşkil edebilir.... Buna karşılık, bir hukuki ilişki niteliğinde olmayıp maddi vakıadan ibaret olan ilişkilerin tespiti için açılan tespit davası dinlenmez... Maddi vakıalar ancak bir hukuki ilişki ile birlikte tespit davasına konu teşkil edebilirler (B.Kuru-A.C.Budak; Tespit Davaları, 2.Baskı, sayfa 80 vd)....
Tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğunun kabul edilebilmesi için davacının ... veya hukuki durumu bir tehlikeyle karşı karşıya bulunması, tehdit sebebiyle hakkının sağlanmasında duraksama meydana gelmesi, tespit isteyenin gecikmesi durumunda zarar görecek olması, tespit talebiyle bu zararın ortadan kaldırılabilmesi gerekir. Ayrıca tespit davasının açılabilmesi için diğer bir koşulda, henüz ... davasının açılabilmesi zamanı gelmemiş olmalıdır. Eğer o anda ... davası açılabilecekse tespit davası açılması için hukuki yararın bulunmadığı kabul edilir. Somut olayda davacı, yönetmelik hükümlerine göre fiili hizmet zammından yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının tespit davası açtığı sırada ... davası açmasını engelleyen bir neden bulunmamaktadır....
Kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin, tespit maliklerine, tespit maliklerinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi ve tüm mirasçıların davada yer alması zorunludur. Taraf teşkili dava şartı olup, bu şart sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulamaz. Kamu düzenine ilişkin bu hususun, yargılamanın her safhasında Mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Dosya içerisinde mevcut nüfus kayıt örneklerinin incelenmesinden, davaya konu 193 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri kadastro tespitinden önce vefat ettiği halde, tespit maliklerinden ... (ağa) ...’nin mirasçılarından ...mirasçıları olan ... mirasçılarından ...’ın mirasçıları olan ... mirasçıları olan ...; tespit maliklerinden ... mirasçılarından olan ..; tespit maliklerinden...mirasçıları olan ...ve tespit maliklerinden ...’in mirasçılarından olan...’in kaldığı anlaşılmaktadır....
Hal böyle olunca öncelikle tespit maliklerinin tüm mirasçılarına dava dilekçesi yöntemince tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra işin esası hakkında araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Tüm tespit maliki mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilmesi ve karar başlığında tüm tespit maliklerinin mirasçılarının davalı olarak gösterilmemesi isabetsizdir. Kabule göre de; kadastro hakimi doğru, açık ve infazı kabil sicil oluşturmak zorundadır. Sicil oluştururken taşınmazın kim veya kimler adına hangi oranla tescil edileceğinin açıkça göstermesi gerekmektedir. Davada tespit malikleri ölü olduğuna göre lehine tescil kararı verilen her şahsın açık kimlikleri ve pay oranlarının gösterilmesi gerekirken "Taşınmazın tespit gibi davalılar adına tesciline" şeklinde hüküm kurulması da isabetsizdir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve 129 ada 2 sayılı parselin tespit gibi tesciline, 129 ada 1 sayılı parsel için usulünce açılmış bir dava bulunmadığından yasal işlemlerin ikmali için Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli parseller arasındaki sınırın sabit olduğu kabul edilerek davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı adına tespit edilen 129 ada 1 sayılı parsel tapu kaydına istinaden tespit edilmiştir. Tapu kaydının miktarı 750 metrekare olduğu halde 129 ada 1 sayılı parsel 327.78 metrekare yüzölçümünde ve tapu kaydına göre 422.78 metrekare eksik miktarda tespit edilmiştir. Tapu kaydının krokisinin bulunmadığı belirlenmiştir. Davalı adına tespit edilen 129 ada 2 sayılı parsel ise belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiştir....
davası başlıklı 106. maddesinde; "(1)Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2)Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3)Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."...
davası başlıklı 106. maddesinde; "(1)Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2)Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3)Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."...
GEREKÇE: Dava, davalı şirket şirket ile aynı mahkemede görülen itirazın iptali davasının davalısı dava dışı şirket arasındaki organik bağın tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 106. maddesinde tespit davasıyla ilgili olarak "Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir....
Tespit davasının şartı, hukuki yarardır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre davacının derhal eda davası açması mümkün olduğundan aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.Davacı açacağı eda davasıyla da alcağını tespitini talep edilebilecek, alacak tek dava yoluyla çözülecektir.AYrıca manevi tazminat isteminin tespit davası konusu olması da mümkün değildir....