Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, şirketin ekonomik kriz karşısında zarar ettiğini, genel kurulun aldığı kararla tasfiyeye girdiğini, davacı işçinin yedek parça işinde çalışan işçilerden olduğunu, yeniden yapılanma uygulamaları sırasında iş akdinin feshedildiğini, işyerinde üretimin durdurulduğunu ve işyerinin kapandığını, icra takibinin hukuki dayanağının bulunmadığını, tespit niteliğindeki işe iade hükmünün para borcuna dönüşemeyeceğini, usulüne uygun işe iade talebinde bulunulmadığını, işçinin bizzat kendisinin işe iade için başvurması gerekirken avukatı aracılığı ile başvuruda bulunduğunu, işe başlamak için başvurduğunda işyerinde hazır bulunmadığını, sırf tazminat alabilmek için başvuruda bulunduğunu, işe iade başvurusunda samimi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, davalı tarafın .......

    Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. 2....

      İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört , en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

        Açıklanan husular karşısında davacının işe başlatılmadığı, davacıya işe iade davası sonrası çekilen ihtarnamenin samimi bir işe daveti içermediği hususları açık olup mahkemece bu yönde varılan tespit isabetli olmuş ise de davacı 13.01.2015 tarihinde ihtarname çektiğinden bu tarih itibari ile feshin nihai olarak tespit edildiği kabul edilerek davacının işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinin 13.01.2015 olduğunun kabulü ile bu tarihteki emsal işçi bordrolarındaki ücret seviyesi esas alınarak uyuşmazlık konusu taleplerin hesaplanması hatalı olmuştur....

          İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

          Sayılı ilamına göre, davacının 01/12/2011- 28/02/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde şoför olarak çalıştığı, aylık çıplak ücretinin 1.874,19_TL giydirilmiş brüt ücretinin 2.603,64_TL olduğu, davacının kesinleşen karar sonrası işe iade başvurusunun usulüne uygun yapıldığı, davalı işverence işe iade başvurusu sonrasında davacının şoför görevi dışında başka bir görevde çalıştırılmak istendiği, davacının çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı ve değiştirildiği, işe iade davası öncesinde şoför olarak çalışan davacının işe iade başvurusu sonrasında başka bir görevde çalıştırılmak istenmesinde davalı işverenin samimi olmadığı, davacının kesinleşen işe iade davasında tespit edilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatına hak kazandığı, davacının bakiye kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı işverence kıdem tazminatının ödendiğinin ispatlanamadığı, bakiye yıllık izin ücretine hak kazandığı, karşılığı ücretinin ödendiğinin ispatlanamadığı'' gerekçesiyle fark kıdem tazminatı, yıllık...

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1137 Esas sayılı dosyasında görülen işe iade davasında, davacının diğer borçlu T5 ve Eğitim Hizmetleri Limited Şirketi'ne işe iadesine karar verildiğini, davalı T5 ve Eğitim Hizmetleri Limited Şirketi'nin dosyaya gönderdiği 25.10.2018 tarihli yazıda T1 ait işe iade kararına ilişkin kesinleşmiş karar tarafımıza tebliğ edilmemiştir....

          İşe iade kararına rağmen işçinin işe alınmaması nedeniyle işe başlatmama tazminatının ödenmesi söz konusu ise, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez. Bu durumda işe başlatmama anından itibaren faiz hakkı doğar. Somut olayda davacının işe başlatmama tazminatı dosyada bulunan Ekim 2011 dönemine ait bordroda yazılı olan net ücret miktarı brüt ücrete çevrilmek suretiyle hesaplanmıştır. Söz konusu bordro incelendiğinden bunun giydirilmiş ücret olduğu anlaşılmaktadır. Oysa işe başlatmama tazminatı işe iade sonrası işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanmalıdır. O halde yapılacak iş davacının işe iade sonrası işe başlatılmadığı tarih tespit edilerek, bu tarihte alması gereken çıplak brüt ücret belirlenip, karar davacı tarafından temyiz edilmeyip, davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek; çıkacak sonuca göre karar verilmelidir....

            İş Mahkemesi’nde 2016/1223 E. numarasıyla görülen işe iade davası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24....

            Devlet Hastanesinin sorumlu olması gerektiği, davanın öncelikle husumet yönünden reddini, davacının söz konusu fesih ile ilgili olarak Karşıyaka 1.İş Mahkemesinde işe iade davası açtığını ve devam eden işe iade davası sebebiyle akdin iddia edilen tarihte sona erip ermediğinin belli olmadığını, akdin devamı içersinde ihbar ve kıdem tazminatı hakkı doğmayacağını, işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmadığı, yapmamakta ısrar ettiği, bu durumun tespiti üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, davacının puantaj kayıtlarından da tespit edileceği üzere haftalık yasal çalışma süresini aşan fazla çalışması bulunmadığını öne sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu