Neticeye göre, işe iade davası reddedilmiş ve red kararı kesinleşmiş ise fesih mahkeme kararının sonuca göre haklı yada geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir. Yine, işe iade davası kabul edilmiş ve karar kesinleşmiş ancak işçi süresinde işe başlama başvurusunda bulunmamışsa veya başvuruda bulunmuş ancak işverenin süresinde işe davet etmesine rağmen işçi işe davete icabet etmemiş ise fesih geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir. Ancak işveren işçiyi süresinde başvuruya rağmen işe başlatmamış ise eldeki alacak davasının feshe bağlı alacaklar açısından erken açıldığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağının bu nedenle usulden reddine karar verilmelidir. Feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin işverene başvurması üzerine işe başlatılması halinde ise davaya konu fesih ortadan kalktığından, feshe bağlı alacaklar reddedilmelidir (Emsal Yargıtay 9....
Bu nedenlerle; dosya içeriği ve mevcut delil durumu ile kamu düzenine aykırılık halleri de bulunmadığı hususları göz önüne alınarak, ilk derece mahkemesinin, tespit -işe iade istemli- davasının kabulüne yönelik kararındaki gerekçenin, dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle, davalı taraf istinaf başvurularının, H.M.K.'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince, Esastan Reddine karar verilmesi gerektiği, kanaatine varılmıştır....
İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5. maddedeki "aksine hükmü" öngören bir düzenlemedir. İşçi işveren ilişkisinden kaynaklanan kambiyo senetleri nedeniyle menfi tespit istemli davada görevli mahkeme İş Mahkemesidir. Davacı ile davalı ... arasında işçi - işveren ilişkisi bulunmaktadır. Davacı iş ilişkisi nedeni ile üçüncü kişilerden tahsil edilen çeklerin davalı ... tarafından davacı şirkete verilmediğini ve davalı ise işçilik prim alacağı nedeni ile çeklerin kendisinde bulunduğunu iddia etmektedir....
Yine, işe iade davası kabul edilmiş ve karar kesinleşmiş ancak işçi süresinde işe başlama başvurusunda bulunmamışsa veya başvuruda bulunmuş ancak işverenin süresinde işe davet etmesine rağmen işçi işe davete icabet etmemiş ise fesih geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir. Ancak işveren işçiyi süresinde başvuruya rağmen işe başlatmamış ise eldeki alacak davasının feshe bağlı alacaklar açısından erken açıldığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağının bu nedenle usulden reddine karar verilmelidir. Feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin işverene başvurması üzerine işe başlatılması halinde ise davaya konu fesih ortadan kalktığından, feshe bağlı alacaklar reddedilmelidir (Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 27.10.2020 T. 2017/18084 E. 2020/13512 K.; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 05.03.2020 T. 2016/32395 E. 2020/4288 K.; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 08.05.2019 T.2017/21788 E. 2019/9999 K. sayılı kararları)....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2020/127 ESAS, 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü. I.TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkette 13/11/2015- 16/09/2017 tarihleri arasında müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, haksız yere iş akdi feshedilen davacının açtığı işe iade davası sonucunda işe iadesine karar verildiği, karar sonrasında işe iadesini talep ettiğini ancak davalı işverence işe alınmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekilinin taraf teşkili itirazları değerlendirildiğinde; Yargıtay uygulamaları da göz önüne alındığında, asıl işveren - alt işveren ilişkisinde, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün, alt işverende olduğu, asıl işverenin ise, sadece, mali yükümlülüklerden, İş Kanunu'nun 2/6. maddesi gereğince, alt işverenle birlikte sorumlu olduğu, bu nitelikteki bir dava arkadaşlığının ise, mecburi dava arkadaşlığı olmadığı, aksine -tek taraflı- ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu, yani; davacı işçi, sadece, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünden sorumlu alt işverene yönelik olarak, işe iade istemli tespit davası açıp, mali yükümlülükler ile birlikte, bu davaya devam edebileceği; ancak, bu nitelikteki bir davayı, sadece, mali yükümlülüklerden sorumlu olan asıl işverene karşı, alt işvereni taraf göstermeksizin, açamayacağı, çünkü bu ikinci halde, asıl işveren hakkında, işe iade hükmü kurulamayacağı için davanın devamında, hukuki yarar olmayacağı; alacak - eda davasında ise, hiç...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/09/2019 NUMARASI : 2017/347 ESAS - 2019/266 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili 03.08.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle;“...davacının 15.01.2013- 30.04.2015 tarihleri arasında davalı Belediye’ye ait işyerinde diğer davalılann sigortalısı olarak çalıştığını,davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğunu,iş akdinin feshi üzerine açtıkları işe iade istemli davada İstanbul l....
İnş Tur, Tic ve San Ltd Şti nezdinde çalıştığı, iş akdinin dava dışı şirket tarafından 31.12.2018 tarihinde haklı ve geçerli bir sebebe dayanmaksızın feshedildiği, Samsun 4.İş Mahkemesi'nin 2013/42 Esas Sayılı dosyasıyla işe iade davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının işe iadesine ve 4 aylık brüt ücret tutarındaki 12.001,60 TL boşta geçen süre ücreti ile 4 aylık brüt ücret tutarında 10.233,60 TL işe başlatmama tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsil en tahsiline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, istinaf kararının tebliğ edildiği 03.02.2020 tarihini beklemeden 23.01,2020 tarihli dilekçe ile işe iade başvurusunda bulunulduğunu, 24.01.2020 tarihli cevap ile işe iade başvurusunun reddedildiğini, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatlarının ödenmediğini, davacının asgari ücretle çalıştığını, işe iade davasında da davacıya işyerinde 9 TL yol ve 8 TL yemek parası ödendiğinin tespit edildiğini, en azından bu...
Davalı TC T5 vekili istinaf dilekçesinde özetle: İş bu davada, idare-taşeron iş ilişkisinin alt-lüst işveren ilişkisinden farklı değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı Vatan Emniyet Yerleşkesinde bulunan restoranında işçi olarak çalışmakta olup restoran ile Bakanlık arasında herhangi bir alt-asıl işveren ilişkisi yoktur. Bahse konu yer, dosyada mübrez delillerden anlaşılacağı üzere Milli Emlak tarafından, İstanbul Polis Hizmetlerini Geliştirme ve Destekleme Derneği'ne kiralanmıştır. İstanbul Polis Hizmetlerini Geliştirme ve Destekleme Derneği tarafından diğer davalı T3 kiralanmıştır. Bu nedenle diğer davalı ile Bakanlığımız arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığı gibi, taşeronluk durumu da söz konusu değildir. Yargıtay kararlarında ve doktrinde asıl-alt işveren ilişkisinin oluşması, bazı kriterlere bağlanmış olup bu kriterlerin hepsinin birlikte bulunması halinde alt-üst işveren ilişkisinden bahsedilmektedir....
Mahkememizce işe iade davası sonrası davacının işe iade sonrası işe başlatılmadığı tarihteki ücret araştırması yapılmış, ayrıca davalılardan davacının işe başlatılmadığı tarihteki emsal çalışan işçi dönem bordroları, sosyal yardımlar, zam oranları talep edilmesine rağmen sunulmadığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından işe başlatılmadığı tarihteki ücret ile asgari ücret oranlaması yaparak bulduğu ücretin dosya kapsamına uygun olduğu, tarafların bu konuda itiraz etmedikleri anlaşılmıştır. Sonuç olarak; raporda tespit edilen davacının işe başlatılmadığı tarihteki giydirilmiş ücretin 6.435,65 TL olduğu kabul edilmiştir. Belirtmek gerekir ki; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/2 maddesi uyarınca feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükü işverene aittir. İşçi, feshin işverenin dayandığı ve uygun kanıtlarla ortaya koyduğu sebebe değil başka bir sebebe dayandığını iddia ederse, bu sebebi kanıtlamak zorundadır....