Kabule göre; 4857 sayılı yasanın 7036 yasa ile değişik 20/1.maddesinde "...İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir..." hükmü düzenlenmiştir. İşe iade davalarında arabulucuya başvurma hak ve yetkisi işçiye tanınmıştır. Eldeki davada, davacı usulüne uygun olarak zorunlu arabulucuya süresinde başvurmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının başvurmadığı ihtiyari arabulucuk aşamasında "davacının işe iade talebinin olmadığı" ibaresine öncelik vererek işe iade davasını usulden reddetmesi hatalı olmuştur....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının T6 bünyesinde otobüs şoförü olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine işe iade davası açtığını, mahkemece T6 ile davacı için hizmet bildiriminde bulunan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespit edildiğini, davacının EGO işyerinde işine iadesine karar verildiğini, davacının başvurusuna rağmen işe başlatılmadığını, boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatının ödenmesi yoluna gidildiğini, ancak yapılan ödemelerin eksik olduğunu, kıdem tazminatının da eksik ödendiğini, hesaplama yapılırken, ilave tediye, bayram yardımı, sosyal yardım, yemek ve ulaşım yardığımı ve sair menfaatlerin dikkate alınması gerektiğini, ücretinin de işe başlatılmadığı tarihteki ücrete göre hesaplanması gerektiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ile bakiye 4 aylık boşta geçen süre ücreti alacaklarının davalı taraftan...
İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde, yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de, işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....
İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....
İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, işveren nezdinde güvenlik görevlisi olarak, 13.03.2016 tarihinde işe başladığını, bu çalışmasının iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği, 31.12.2016 tarihine kadar kesintisiz sürdürdüğünü, müvekkilinin işe iadesinin temini bakımından, Antalya 3. İş Mahkemesi’nin 2017/77 Esas Sayılı dava dosyası üzerinden açılan davada yerel mahkeme tarafından davanın kabulüne ve müvekkilini işe iadesine karar verildiğini, kararın istinafı üzerine, Antalya BAM 10. Hukuk Dairesi’nin 2019/34 Esas Sayılı kararı ile yerel mahkeme kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiğini, karar tekrar kesinleştiğini, kesinleşen kararın da tarafına 08.02.2019 tarihinde tebliğ olunduğunu, davalıya, Mersin 4....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/73 ESAS 2018/543 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; bir kısım işçilik alacakarına ilişkindir....
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Taraflar arasında görülen, Ankara 30. İş Mahkemesi'nin 2016/618 Esas-2016/224 Karar sayılı dosyasındaki işe iade davasında, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Söz konusu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve süresinde işçi tarafından işe başlatılması için işverenden talepte bulunulmuştur. İşçi vekilince; işverenin müvekkilini işe başlatmadığı iddia edilerek, işe iadenin mali sonuçları ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları yönünden, ilamsız icra takibine başvurulmuş ve sonrasında da davacı işveren tarafından eldeki menfi tespit davası açılmıştır....
İş güvencesi hükümlerine göre, işe iade davası iş sözleşmesinin feshinin işçiye tebliğinden itibaren 1 ay içinde 7036 sayılı yasa gereği arabuluculuğa başvurması, akabinde arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması durumunda arabuluculuk son görüşme tutanak tarihinden itibaren 2 haftalık kesin sütre içerisinde dava açılması gerekmektedir. İş sözleşmesinin davalı tarafından 06/12/2018 tebliğ tarihli fesih bildirimi ile sona erdirildiği, davacı işçi tarafından işe iade istemli olarak 02/01/2019 tarihinde yapılan arabulucu başvuru sonucunda 11/01/2019 tarihli anlaşmazlık son tutanağının düzenlendiği, 24/01/2019 tarihinde açılan davanın 2 haftalık hak düşürücü sürede açıldığı tespit edilmiştir. İş güvencesi hükümlerine göre, iş veren iş sözleşmesini feshetmek istediğinde, yasadaki geçerli nedenlere dayanmak zorundadır. Ancak bu hükümlerin uygulanabilmesi için öncelikle bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir....
Somut olayda, dosyaya sunulan bononun, işçi-işveren ilişkisinden ya da ücret ödemesinden kaynaklandığına yönelik dosyada hiçbir delil bulunmadığı, bonodan kaynaklanan alacak davası olduğu, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi ve iş sözleşmesinin unsurları bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda, uyuşmazlığın Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nin 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nin 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....