Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....

    Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 Sayılı Kanunda 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun hizmet tespitine dair 79/10. maddesine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır. 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 Sayılı Kanun ile 1479 Sayılı Kanunda yapılan değişiklikte; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlar” dan, gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, meslek hastalığı nedeniyle sigortalıya yapılan ödeme ve giderlerin işverenden rucuan tahsili istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23/11/2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir.…İş kazası veya meslek hastalığı, 3....

    Davanın yasal dayanağını oluşturan ve işverenin kazası veya meslek hastalığından sorumluluğunu düzenleyen 5510 sayılı Yasa’nın 21/1. maddesinde, sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan ya da ileride yapılması gereken harcama ve ödemeler yönünden herhangi bir sınır öngörülmemiş iken; bağlanan gelirler yönünden, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamına, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarlarla sınırlı olmak üzere hükmedileceği öngörülmüş; aynı Yasa’nın 21/4. maddesinde, kazası, meslek hastalığı ve hastalığın, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmesi halinde, sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilerek Kurumca tahsil edileceği düzenlenmiştir....

    Tarımsal faaliyet olgusunun kanıtlanmış olması, tescilli sigortalılar yönünden tescil tarihinden, tescili bulunmayanlar yönünden ise ilk prim ödemesinin veya tevkifatın gerçekleştirildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olumlu sonuç doğurmaktadır. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır....

      bağkur sigortalılığı ile Ssk arasındaki çakışmanın kaldırılmasına, 13/01/2009- 28/02/2011 arasındaki zorunlu bağkur sigortalılığının iptaline, bu tarihler arasındaki ssk sigortalılığının geçerli sayılmasına , 02/01/2018 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve birikmiş aylıkların yasal faizi ile birliket davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 1995 yılından itibaren Tarım ... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava,1.1.1997 tarihinden 2.8.2003 tarihine kadar davacının tarım ... sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece kısa kararda,“1-Davacı ...'in davalı SGK'ya açtığı davanın kabulü ile, 7279947816 bağkur numaralı davacı ...'in 01/01/1997 - 02/08/2003 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalısı olduğunun tesbitine” karar verilirken ,gerekçeli kararda “1- Davacının davalı ...Satış Kooperatifine karşı açtığı davanın husumet yönünden REDDİNE,2- Davacı ...'...

        Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. 506 sayılı Yasa'nın 109.maddesi çerçevesinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora ilgililerce itiraz olunması halinde, Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak hiç bir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde ölümün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının saptanmasından sonra sonuca gidilmesi gerekir. Yapılacak ; Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınarak Kurul tarafından ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığının bildirilmesi halinde şimdiki gibi karar vermek, Kurul tarafından ölümün meslek hastalığından kaynaklandığının bildirilmesi haline Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınarak çıkacak sonuca göre karar vermektir....

          ın meslek hastalığı sebebiyle sürekli maluliyeti % 21,00 olup sürekli göremezlik geliri almakta iken 27.11.2005 tarihinde, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce vefat etmesi nedeniyle sağlığında almakta olduğu sürekli göremezlik gelirinin, davacıya, 5510 sayılı Kanun'un 20/3 ve 97 nci maddelerine göre aynı yasanın 55/3 fıkrasındaki alt sınır gözetilerek, 34'üncü madde hükümlerine göre, 01.11.2015 tarihinden itibaren gelir olarak bağlanmasına, bağlanan gelirde 5510 sayılı Kanun'un 54’üncü maddesinin “c” bedinde yer alan “Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.” hükmünün gözetilmesi gerektiğinin tespitine karar...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi Davacı, 2000- 2006 yılları arası ile 1.9.2007- 21.7.2008 tarihleri arası bağkur sigortalılığının tespiti ile Bağkur yapılandırılmasından yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

              UYAP Entegrasyonu