Dosyaya celp edilen nüfus kayıtlarından davacı T1 anne tarafından dedesinin babası Durmuş Uğur'un nüfus kayıtlarının mevcut olduğu, Durmuş Uğur'un 1862 D.lu olup 1933 tarihinde öldüğü tespit edilmiştir. Ancak davacı T1 Durmuş'un babası Mehmet'in mirasçılık belgesini talep etmektedir. Durmuş'un baba adının Mehmet, anne adının Rafiye olduğu nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Ancak muris Mehmet'in nüfusta kaydı yoktur. Bu durumda ilk derece mahkemesince sadece murisin nüfusta kaydı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı tarafa muris Mehmet'in mirasçılarının kim olduğunu ispatlaması ve bu yönde delillerini dosyaya sunması için süre verilmesi, gerekirse muris adına tapuda kayıtlı taşınmaz var ise bunların tapu kaydı ile kadastro tespit tutanaklarının celp edilerek ve bu konuda resen araştırma yapılarak kök muris Mehmet'in mirasçılarının tespit edilmesi gereklidir....
İhtisas raporu ile Adli Tıp Kurumu Genel Kurul Raporu arasında çelişki bulunduğunu, ölümün kesin olarak elektrik çarpmasından meydana geldiğinin şüpheli olduğunu, Adli Tıp Kurumu raporunda ölümün meydana gelişi hakkında kesinlik bulunmadığını, ayrıca ölen kişinin olay esnasında marka, tip ve modeli bilinmeyen bir makine kullandığını, tanıkların makinenin elektrikli değil; benzinli olduğunu beyan ettiklerini, mahkemelerce alınan bilirkişi raporlarının bazılarında kullanılan makinadaki elektrik kaçağından yine raporların bir kısmında da yerde bulunan elektrik kablolarındaki elektrik kaçağından ölümün meydana gelmiş olabileceğinden bahsedildiğini, bu hal üzere davalıları %100 oranında kusurlu saymanın ''Adil Yargılanma İlkesini, Hukukun Güvenliği ilkesini ve Adalet Duygularını'' zedelediğini, ceza dava dosyasındaki Adli Tıp Kurumu raporlarında tek yönlü inceleme yapıldığını, sadece elektrik çarpması sonucu ölümün meydana gelebileceği seçeneği üzerinde durulduğunu, ancak bu seçeneği ortadan...
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 18/06/2021 tarihli ve 66585494-101/02/2021/52115-1338 sayılı raporunda; ölümün otopside tespit edilen mediastinal tümöre bağlı tümör lizis sendromu ve gelişen komplikasyonları (hiperpotasemi) sonucu meydana gelmiş olduğu, EKG’sinde malign aritmi izlenen ve kan tetkiklerinde potasyum düzeyi 8,8 olarak tespit edilen kişinin üst merkeze sevki öncesinde hiperpotasemiye yönelik acil tedavi alması gerektiği ancak Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi Acil Servisinde kişide tespit edilen hiperpotasemiye yönelik herhangi bir tedavi verilmediğinin belirtildiği dikkate alındığında; kişinin hiperpotasemiye yönelik herhangi bir tedavi almadan Dr....
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 30. maddesi hükmünde; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince, muris ,,oğlu , kızı ..nin tek kızı ..'nin oğlu ..'ın tespit edildiği ancak gayriresmi birlikteliğinden olan kızı..r'ın baba hanesinde tespit edildiği, anne hanesinde yer almadığı davacı vekili tarafından belirtilmekle, davacı vekili tarafından mirasçı oldukları belirtilen .. ve alt mirasçılarının varsa nüfus kayıtlarının ibraz edilmesinin istenmesi davacı vekilinin delilleri değerlendirilmek suretiyle mirasçı olup olmadıklarının değerlendirilerek mirasçı oldukları anlaşıldığı takdirde bilirkişiden bu konuda ek rapor alınması gerekmektedir. Ayrıca Muris .. oğlu ..'...
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanığın 04/08/2021 tarihinde öldüğünün, anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, TCK'nın 64. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanığın 08/08/2018 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin. tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : Beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, katılanın kendisinde mevcut kalp damar hastalığının kaza sonrasında aktive olmasından ileri gelmesi ve söz konusu kaza ile ölümün doğrudan gerçekleşmediği ve olayda uygun illiyet bağı bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin kusura, illiyet bağına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 09/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
un sebebiyet verip vermediği hususunda kapsamlı bir araştırma yapılması, diğer yandan ölümün meydana geldiği sırada acil servis numarasını arayarak durumu bildiren ...'...
Sigorta AŞ vekili, sigorta poliçesinde gerekse Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1.maddesinde belirtildiği üzere "bu sigorta LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal ettirdikleri "tüplerin" kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni veya maddi zararlara karşı sorumluluklarını temin eder." denildiğini, oysa, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olarak gelişen dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ......
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığını, maluliyete etki eden diğer hususların araştırılmadığını, bilirkişi kusur raporunun hatalı olduğunu, kusurlarının bulunmadığını, farazi verilere göre hesap yapıldığını, davacının yeniden evlenme olasılığının tespit edilmediğini, 60 yaş sonrası için pasif dönem hesabı yapılamayacağını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Davacı tarafından murisinin meslek hastalığından ölümü nedeniyle davalı aleyhine açılan tazminat davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....