Davalılar vekilleri, ölümünün karbonmonoksit zehirlenmesi neticesi meydana geldiğini, bunun da tüpten kaynaklı olmadığını, ölüm olayı ile tüp arasında illiyet bağının bulunmadığını, ölümün şofben arızasından meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu meydana geldiği, LPG tüp içinde sıvı halinde bulunan propan ve bütan karışımının buharlaşarak ortama yayılması halinde ortamdaki havanın yerini alarak boğucu bir etki gösterdiği, karbonmonoksit zehirlenmesine neden olmadığı, dolayısı ile davacının oğlunun ölümüne davalıya ait tüpün neden olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2023 NUMARASI : 2023/110 ESAS - 2023/132 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Ölümün Tespiti) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili 18/04/2023 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; T5 () vefat ettiğini, vefat edenin taraf olduğu Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/109 Esas sayılı dosyasında kişinin ölüm tarihinin tespiti ve nüfusa tescili için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmak üzere tarafına süre ve yetki verildiğini, bu sebeplerle davanın kabulü ile T5'nın ölüm yeri ve tarihinin tespiti ile nüfusa tescil edilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Somut olayda, nüfus kaydı düzeltilmek istenilen T5'nın dava tarihi itibariyle yerleşim yeri adresinin bulunmadığı ve mernis adresinin boş olduğu, nüfusa kayıtlı olduğu yerin ise "Kahramanmaraş ili Onikişubat İlçesi" olduğu anlaşılmıştır....
Buna göre TMK 181/2. maddesi uyarınca davalının yasal mirasçılarına boşanma davasına devam etmek isteyip istemedikleri konusunda ihbarda bulunulması, mirasçılara kusur tespiti açısından davaya devam etmek isteyip istemediklerinin sorulması, kusur tespiti yönünden davaya devam etmek isteyen mirasçı olması halinde TMK'nın 166/1. maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise bunda sağ kalan davacı (eşin) kadının kusuru olup olmadığının tespiti amacıyla yargılamaya devam edilmesi, yargılama sonunda bu yönde olumlu ya da olumsuz bir tespit kararı verilmesi, mirasçı veya mirasçıların yalnız yargılama giderleri yönünden davaya devam etmek istemeleri halinde ise davanın konusuz kalmış olması gözetilerek davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın tespiti yönünde değerlendirme yapılarak yargılama giderleri hakkında karar oluşturulması amacıyla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : 765 sayılı TCK' nın 455/1-son, 59, 72; 647 sayılı Kanunun 4,5,6, 2918 sayılı Kanunun 119. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ölümün kazadan olmadığına ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA, 03/11/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın ölü olup olmadığının yetki verilen dosyada tespit edilmediği, davacıların da mirasçılık belgesini istediği şahsın ölü olduğunu ispatlayamadığı, buna dair nüfus kayıtlarını ve delillerini dosyaya sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 29. maddesi hükmüne göre bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. madde hükmüne göre de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince, davacılar tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/709 Esas sayılı dosyasında verilen yetki belgesine dayanarak, 228 ada 4 parsel sayılı taşınmazda paylı malik ... oğlu ...'...
Oysa aşağıdaki iki husus dikkate alınmalıdır; 1) Adli Tıp Kurumu raporuna göre ölümün, aracın sağ ön tarafı ile maktüle vurulma sonucu mu, teker altında kalma sonucu mu olduğu belli değildir. Bu durumda olası kasta gitmek, ölümün mutlak surette araç lastiğinin maktulün başının üzerinden geçtiği mutlak doğrusuna bizi götürür. Oysa Adli Tıp Kurumu böyle dememiştir. Ölüm, aracın önü ile vurulma neticesi oluşmuş ise o zaman olası kast ile öldürme dayanağı ortadan kalkacaktır. 2) Araç çarptıktan sonra durmamış, belki yavaşlamış ama yoluna devam etmiştir. Sanık, çarptıktan sonra dursa ve devam etse işte o takdirde TCK’nin 81 ve 21/2. maddelerinin uygulanması mümkün olurdu. Bu değerlendirme ve delillerle özellikle yukarıda 1 nolu başlıkta yazılan %50 ölüm nedenini (ölüm teker geçmesi nedeniyle oldu) sanık aleyhine değerlendirmek mümkün değildir....
Davalı vekili, mürtehin kaydı bulunan bankanın dava hakkı olduğunu ve davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, ölümün gerçekleştiği 2013 yılına ait sigorta primi ölüm tarihinden sonra yatırıldığından sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; birbirini doğrulayan Yüksek Sağlık Kurulu ve aralarında Göğüs Hastalıkları uzmanı da bulunan Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Dairesince verilen raporda ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespiti karşısında mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. (bkz. Y. 14 H.D'nin 2016/4352 E- 2017/455 K ve Y. 8.H.D'nin 2013/7321 E - 2014/605 K sayılı ilamları) Mahkemece; murisin kimlik bilgisinin tespit edilemediği, murise ulaşılamadığı gerekçesiyle verilen ret kararı hatalı olmuştur....
Eldeki olayda; birbirini doğrulayan Yüksek Sağlık Kurulu ve aralarında Göğüs Hastalıkları uzmanı da bulunan Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Dairesince verilen raporda ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespiti karşısında mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair oy birliğiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....