İş Mahkemesinin 2018/410E sayılı tazminat davasında, müvekkili murisi İbrahim NANE ölümün meslek hastalığı sonucu olduğunun tespiti için dava açılması gerektiği yönündeki ara kararı uyarınca tarafımızca işbu dava ikame olduğunu, -Müvekkili murisi İbrahim NANE' nin meslek hastalığı sonucu ölümünün tespiti için açılan işbu davada davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, -Zonguldak 1....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. 05.11.2015 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek, taşınmazı kullanan kişilerin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmaz hissedarı muris İmamoğlu Ahmet ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....
Davacı, 5510 sayılı Yasa'nın 20/3 fıkrasına göre, iş kazası ile malûliyet oranının %50'nin altında olan sigortalıların iş kazasına bağlı olmaksızın ölümleri halinde hak sahiplerine gelir bağlama imkânının getirilmesi nedeniyle, kendisine 17.01.2012 tarihinden itibaren eşinden dolayı ölüm geliri de bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 20/1. fıkrasında: İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17’nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanır....
i, olay gecesinde telefonla arayarak "senin ölümün benim elimden olacak" şeklinde sözler söylediği, katılanlara ait ikametinin önünden motorsikleti ile geçtiği sırada elinde bulunan bira şişesini ikametin balkonuna fırlattığı, attığı bira şişesinin kırılması neticesinde balkonun kirlendiği, bu şekilde sanığın mala zarar verme ve tehdit suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; olay gününün gecesinde düzenlenen görgü tespit tutanağında; katılanların ikametlerinin balkonunda yapılan incelemede; kırılmış bira şişesinin olduğunun belirlendiği, olayın meydana geldiği günün gecesi saat 01:29 da, sanığın katılanların mahallesinde yakalanması ile yapılan muayenesi neticesinde düzenlenen doktor raporunda; 341 promil alkollü olduğunun tespit edildiği; ayrıca sanığın, katılan ... ile oğlu olan ...'i, 27.06.2009 tarihinde tehdit etmesi şeklinde gerçekleştirdiği iddia olunan eyleminden dolayı Aydın 1....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı murisi Şevket Dayı'nın en son meslek hastalığı maluliyet oranının %31 olduğu, 11/08/2014 tarihinde 59 yaşında vefat ettiği, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Yüksek Sağlık Kurulu ve Adli Tıp 1.İhtisas Dairesi heyet raporlarında; Davacı murisinin ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespit edilerek sabit hale geldiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna ilişkin aksi yönde somut bir delil de sunulmadığından emsal mahkeme ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesi ilamları doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." Gerekçeleriyle; "davanın reddine" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Adlî Tıp İhtisas Kurumunun 20.11.2013 tarihli raporunda "miadında rahim içi gelişim gösteren bebeğin canlı doğmuş olduğu, ölümün genel beden travmasına bağlı femur ve kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin doku harabiyeti ve beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğunun" tespit edildiği anlaşılmıştır. 4....
. - 2017/79 K. sayılı hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 06.08.2005 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalı ...’nın hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi kapsamında tahsili istemine ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 23.11.2015 tarihli müzekkere cevabında, “adı geçenin ölümünün geçirdiği iş kazası sonucu olup olmadığına karar verilemediğinden hak sahiplerinin gelirleri durdurularak ölümün iş kazası sonucu olup olmadığına dair mahkeme kararının temini istenmiştir.” denildiği anlaşıldığından, Hak sahiplerine bağlanan gelirlerin devam edip etmediği davacı Kurumdan sorularak, yapılan Kurum işleminin tespiti ile bu işlem üzerine hak sahiplerince açılan dava olup olmadığının ve varsa sonucunun bildirilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesince, Küçııkçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda gösterilen gerekçeler yerinde olduğundan itirazın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de; müşteki vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ...Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 02/02/2014 tarihli raporunda ilgili hekimin tıbben kusurlu bulunduğunun tespit edildiği ve yine dosyada yer alan Adli Tıp 1.İhtisas Kurulunun 18/09/2013 tarihli raporunda da ölümün ilgili hekimle bir ilgisinin olup olmadığının izah edilmeyip ölümün kalp damar hastalığı sonucu meydana geldiğini belirtmekle yetinen kusur durumunun izah edilmemesi karşısında, yeterli araştırma ve inceleme yapmadan olayın mahiyetine uygun olmayacak şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği nazara alındığında, itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi...
Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 20.06.2014 tarihli ölüm belgesinde ölümün “Akut Pulmonar Emboli” sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği nazara alınarak, mağdura ait ölüm belgesi, tıbbi dosyası ve yaralanmasına ait tüm tedavi evrakının Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesi'ne gönderilerek mağdurun ölümü ile sanığın eylemi arasında nedensellik bağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından rapor alındıktan sonra, sanığın eyleminin “Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama” suçunun unsurlarını oluşturması ihtimali nedeniyle görev hususu da düşünülerek sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Kabule göre; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk...
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde taşınmaz üzerinde yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmaz üzerinde yapılacak keşifte taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp taşınmaz başında tanık olarak dinlenilmelidir. 05.11.2015 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek muris ...’nın Kınacının ... olarak bilindiği beyanlarına karşın bu yönden araştırma yapılması, taşınmazı kullanan Hüseyin Mermer’in mirasçılarının kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmazların maliki muris ... ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....