WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekirse, kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde taşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilerek, tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanları alınmalıdır. 02.05.2016 günü keşifte beyanları alınan mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek, mahalli bilirkişilerin 134 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından kullanıldığı yönündeki beyanları karşısında, taşınmazı kullanan kişinin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmaz maliki ... mirasçıları ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

    Bir kimsenin öldükten sonra mirası reddetmesi mümkün olmadığı gibi, doğmamış bir hakkın tespiti istenemeyeceğinden ret hakkı ancak mirasın açılmasından sonra kullanılabilir. Mirası ret hakkından, miras açılmadan vazgeçmenin tespiti de istenemez. ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1978/35 Esas sayılı ilamında belirtilen 19.01.1939 tarihinde mirasın reddedilmiş olduğuna dair saptama yazım hatası yahut yanılgılı bir tespittir. O halde öncelikle murisin tüm mirasçılarının belirlenmesi, ölmüş olanların ölüm tarihlerinin tespiti için davacının göstereceği tüm delillerin toplanması, çekişmesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi nedeniyle mahkemece de gerekli araştırmaların yapılması, geçerli kanıt bulunamaması halinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.06.1978 tarihli mirasçılık belgesinde mirasın reddine dair saptama dikkate alınmadan mirasçılık belgesi verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan şekilde araştırma yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2020/46 ESAS, 2021/292 KARAR DAVA KONUSU : Ölümün Tespiti KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1748 esas nolu dosyasına açtığı davaya istinaden o davada mirasçı olan T18 ölümünün tespiti için mahkemeye bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, TC. Kimlik nolu T18 27/04/1937 D.lu olduğunu ve vefat ettiğini, vefat ettiğine dair nüfus kaydına tescil yapılmadığından dolayı ölümünün tespit edilmesi hususunda bu başvuruyu yapmak gerektiğini ileri sürerek T18 ölümünün tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

      bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmesine yönelik taleplerinin de istinaf aşamasında gerekçe belirtilmeden reddinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm tedavi belgelerinin akciğerlerindeki kronikleşmiş hastalıklara bağlı olduğunu, murisin ölümünden çok kısa bir süre öncesine ait tüm tedavileri akciğer ve solunum yetmezliğine bağlı olduğunu ve sigortalının sağlığında tespit edilmiş maluliyeti düşük olmakla beraber dosyada bulunan filmlerinde bu hastalığın daha yüksek bir oranda maluliyeti gerektiren seviyeye ulaşmış olduğunun görülebileceğini, hastalığın tıpta tedavisi olmayan ve zaman içinde ilerleyen nitelikteki özelliği ve ağır derecede meslek hastası olan sigortalının görmüş olduğu tedaviler karşısında ölümün başka bir sebepten olmasının mümkün olmadığını, dosyada sigortalının ölmeden önce başka hastalığının olduğu ve ölümün başka bir sebepten olduğuna dair hiç bir delil sunulmadığını, sigortalının sağlığında tespit edilen koah ve pnomoninin...

        Asliye Hukuk ile Mengen Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, nüfus kaydında ölümün tespiti bilinmeyen şerhi bulunan ... ve ...’ün nüfus kaydının ölü olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... (Yenihisar) 1....

          TMK'nın 588. maddesi gereği, 100 yaşın aşılmasının ölüm için karine olarak belirlediği, bu karinenin aksi sabit olmadığı, Ahmet'in yaşadığına dair hiçbir kanıt elde edilemediği, ölümün tespiti davalarında, sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmayıp, ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak tespiti gerektiği, işbu dosyada ölü olduğunun tespiti istenilen Ahmet DOĞAŞAN ölüm tarihinin Beşiktaş Belediye Başkanlığı Sağlık İşleri Müdürlüğünün 26/09/2023 tarihli cevabi yazısı ekinde gönderilen defin kayıt defterinde 23/04/1938 olarak yer aldığı anlaşılmakla, Ahmet DOĞAŞAN'ın 23/04/1938 tarihinde İstanbul'da öldüğünün tespitine karar vermek gerekmiştir....

          in ölüm kaydının işlenmesi istenilmiş, mahkemece ölüm kaydının işlenmesinin idari işlem olduğu, dolayısı ile mahkemenin görevinde olmadığı, talebin ölümün tespiti olarak değerlendirildiğinde de kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davada, davacıların murisi .....'in ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydında yazılı olmayan ölüm tarihinin tespiti ve nüfus kaydına işlenmesi istenmektedir. Bu hali ile dava gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ölümünün tespiti istenilen ...........'in mirasçılarının hukuku etkileneceğinden, ........... mirasçılarının tespiti ile davalı sıfatı ile davaya katılımları gerekirken, mahkemece resen gözetilmesi gereken bu durum dikkate alınmadan ve taraf oluşumu sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Bursa Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nden alınan 13.10.2008 tarihli raporda ölümün, eski zeminde geçirilmiş yeni miyokart infraktüsü sonucu olduğu ve ölümün üzerinde etkili harici herhangi bir nedenin tespit edilmediği açıkça belirtildiğini, Adli Tıp Kurumu Raporunda da müteveffanın önceden kalp ile ilgili sorunu olduğu açıkça tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde net olarak ortaya konduğunu, ayrıca ölümü üzerine etkili harici herhangi bir nedenin de tespit edilemediğinin aynı raporda belirtildiğini, dolayısıyla, dosya içerisindeki Adli Tıp Kurumu raporu ile örtüşen diğer raporlar yerine müvekkil şirkete %75 kusur atfedilmiş olmasının hatalı ve kabul edilemez olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. K A R A R Üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355....

            Davalı vekili, sigortalı murisin poliçe tanziminden önce mevcut olan hastalıklarını kasten gizlediğini ve doğru beyan yükümlülüğüne uymadığını, ölümün gizlenen hastalık sonucu gerçekleştiğini ve zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacılar murisi sigortalının, poliçe tanziminden önce mevcut olan hastalığını davalıya beyan etmeyip beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ölümün de beyan edilmeyen hastalıktan kaynaklandığı, davalı sigortacının cayma hakkını kullandığı ve poliçeden dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp taşınmaz başında tanık olarak dinlenilmelidir. Tüm bu araştırmalar sonucunda; temyiz eden ... ile taşınmaz maliki muris ... arasında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir. Temyiz eden ...'nun muris ... mirasçısı olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi halinde davanın reddine karar verilmeli, taşınmaz malikinin mirasçısı olduğunun tespit edilememesi halinde ise davanın kabulüne karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu