nitelikli “garson” pozisyonu teklif edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının müvekkili şirkete “sözde işe başlama” iradesi ile geldiği tarihte halen başka bir işverenlikte çalışmakta olduğunu, işverenin işe davet hususunda ne kadar samimi ve gerçek olması gerekmekte ise işçinin de işe başvurusunda gerçek niyetinin işe başlamak olması gerektiğini, gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde işe iade davası sonuçlarından yararlanmak için yapılan başvurunun geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemeyeceğini ve böyle bir durumda işe iade davasında hükme bağlanan boşta geçen süreye ait ücret ve işe başlatmama tazminatının söz konusu olamayacağını beyanla haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı ilamına göre, davacının 01/12/2011- 28/02/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde şoför olarak çalıştığı, aylık çıplak ücretinin 1.874,19_TL giydirilmiş brüt ücretinin 2.603,64_TL olduğu, davacının kesinleşen karar sonrası işe iade başvurusunun usulüne uygun yapıldığı, davalı işverence işe iade başvurusu sonrasında davacının şoför görevi dışında başka bir görevde çalıştırılmak istendiği, davacının çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı ve değiştirildiği, işe iade davası öncesinde şoför olarak çalışan davacının işe iade başvurusu sonrasında başka bir görevde çalıştırılmak istenmesinde davalı işverenin samimi olmadığı, davacının kesinleşen işe iade davasında tespit edilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatına hak kazandığı, davacının bakiye kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı işverence kıdem tazminatının ödendiğinin ispatlanamadığı, bakiye yıllık izin ücretine hak kazandığı, karşılığı ücretinin ödendiğinin ispatlanamadığı'' gerekçesiyle fark kıdem tazminatı, yıllık...
Dairemizce verilen karar üzerine mahkemece eksikliklerin ikmal edildiği, icra takibinin dayanağı olan işe iade kararının 09/12/2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen işe iade kararının 19/01/2016 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacının da vekili aracılığıyla Baykan Noterliği'nin 22/01/2016 tarih ve 0089 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işe iade başvurusunda bulunduğu, söz konusu ihtarnamenin 26/01/2016 tarihinde davalı T5 ve Eğitim Hizmetleri Limited Şirketinin "Elazığ Caddesi Değer Çamlıca Apartmanı 2/2 Diyarbakır" adresinde muhatabına tebliğ edildiği, bu adresin aynı zamanda davalı şirketin işe iade kararındaki adresi olduğu, dolayısıyla davacının işe iade kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlatılmak üzere işverene başvurduğu, buna ilişkin ihtarnamenin usulüne uygun olarak davalı işverene tebliğ edildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda işe başlatmama tazminatının ve boşta geçen süre ücretinin hesaplandığı, alınan raporun denetime...
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde çalışırken iş akdinin davalı tarafından sonlandırıldığını, işe iade davası açtığını ve davanın kabul edilerek kesinleştiğini, bunun üzerine davalıya işe başlamak için başvurmasına rağmen işe başlatılmadığını bildirerek boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne verilmiştir....
Devlet Hastanesinin sorumlu olması gerektiği, davanın öncelikle husumet yönünden reddini, davacının söz konusu fesih ile ilgili olarak Karşıyaka 1.İş Mahkemesinde işe iade davası açtığını ve devam eden işe iade davası sebebiyle akdin iddia edilen tarihte sona erip ermediğinin belli olmadığını, akdin devamı içersinde ihbar ve kıdem tazminatı hakkı doğmayacağını, işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmadığı, yapmamakta ısrar ettiği, bu durumun tespiti üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, davacının puantaj kayıtlarından da tespit edileceği üzere haftalık yasal çalışma süresini aşan fazla çalışması bulunmadığını öne sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davacı vekili davacının haksız bir şekilde işten çıkartıldığını, açılan işe iade davasında davanın kabulüne karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini ve süresi içinde işverene başvuruda bulunulduğu halde davacının işe başlatılmadığı belirtilerek tazminatlarının ödenmediğini iddia etmiştir. Dosya kapsamında davacının işe iade kararının kesinleşmesinden sonra 19.02.2019 tarihinde noter aracılığı ile süresi içinde işe iade başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtayın yerleşik kararları gereğince feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar verilmekle iş sözleşmesinin kesintisiz devam ettiği ve işe başlatmama halinde feshin bu tarihte gerçekleştiği kabul edilmektedir. Bu durumda dosya kapsamına göre işe iade başvurusunun davalı tarafa 19.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının işe başlatılmadığı anlaşılmıştır....
İş Mahkemesi 2015/876 E. 2016/222 K. sayılı dosyasıyla açılan işe iade davası sonucunda davacının işe iadesine karar verildiğini, verilen işe iade kararı 09.12.2016 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleştiğini, Yargıtay onama ilamının 16.01.2017 tarihinde UYAP ortamından öğrenilip 17.01.2017 tarihinde işe iade talebiyle davalı işverene başvurduklarını, ihtarnamenin işverene 18.01.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 1 aylık yasal süresi içerisinde işe başlatılmayan davacının 5 aylık işe başlatamama tazminatıyla, 4 aylık boşta geçen sürenin tahsili amacıyla Adana 3....
İş Mahkemesi' nin 2017/1391 E. işe iade davası açtığını ve maddi hukuk bağlamında her ne kadar haklı olsak da neticede davacının işe iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, -İşe iade kararının kesinleşmesinin akabinde davacı tarafından usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirkete işe iade yönünde bir başvuru gerçekleştirilmediğini, -Davacı işçinin tarafından, kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde başvurulmadığını, davacı tarafından süresinde yapılmayan işe iade talebinin de samimi olmadığını, davacı işçinin amacının, işe iade kurumunun menfaatlerinden yararlanmak ve haksız kazanç sağlamak olduğunu, -Davacı işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliği üzerine 10 iş günlük süre içinde işe başlatılması için davalı işverene müracaat etmesi gerektiğini, davacı işçi tarafından yapılan başvuruda işçinin, işe iade yönündeki başvurusu samimi olması gerektiğini, işçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak...
İlk derece mahkemesi tarafından, işverenin işçiyi işten çıkardığı, işçinin kesinleşen işe iade kararı sonrası süresi içinde iade için başvuruda bulunduğu, işverenin kısa süre sonra işin sona ereceği şantiyede işe davet ettiği, aynı koşul ve şartlarda işe iade yapılmadığı, işe iadede samimi olunmadığının belli olduğu, samimi ve gerçekçi olmayan işe başlatma beyanının işverenin işçiyi işe iade ettiği sonucunu doğurmadığı, davacının işçinin boşta geçen süre ücreti için yaptığı icra takibine kısmi itirazının 2.701,89 TL için yerinde sayılamayacağı, itiraz edilmeyen kısım için işverenin menfi tespit davası açtığı, itiraz edilmeyen kısım anlamında borçlu olunmayan miktar bulunmadığı, gerekçesiyle, “ 1- ASIL DAVANIN; Takip konusu boşta geçen süre ücret ve faizi için açılan menfi tespit davasının REDDİNE, Menfi tespit davasına konu olan asıl alacak üzerinden (itiraz edilmeyen ve menfi tespit davasına konu asıl alacak tutarı : 9.835,89 TL) %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan işbu davanın açıldığını, davacının arabulucuk sürecinde tazminat talep ettiğini, daha sonra da işe iade davası açtığını, işe iade davasının süresinde açılmadığını, davacının işyerinde devamsızlık yaptığını ve işe gelmediğini, davacıya telefonla ulaşıldığını ve işe gelmesinin söylendiğini, davacı işe gelmeyeceğini belirtince davalı şirketin işten çıkış bildirgesi vermek durumunda kaldığını, davacı işi kendisi bıraktığından işe iade davasının reddi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....