Bu durumda mahkemece davacıların talebi doğrultusunda maddi ve manevi tazminat klozu yönünden sadece vadesi geçmiş olan 2015 yılı Temmuz-Ağustos aylarına ilişkin 2.000,00 TL için temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken muaccel olammış kalan miktar yönünden kaza tarihinden yasal faize hükmedilmesi hatalı olmuştur. 3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacılar vekili dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat klozu yönünden tespit ve eda isteminde bulunduğu, eğitim destek tazminat klozu yönünden tespit isteminde bulunduğu görülmüştür....
CEVAP: Davalı vekili --- dilekçesinde özetle; müvekkilinin---- öngörülen gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davacı yana ------- ödemesi yapıldığından bakiye tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, kusur oranlarının konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, icra inkar tazminatının her durumda reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle gerçek hasarın ve kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, icra inkar tazminatının reddinin gerektiğini, savunmuş ve iddia etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 4.137,56 TL maddi ve 6.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan ......
tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, davacının işten çıkarıldığı 06.07.2009 tarihine kadar maaşının ödendiğinin kabul edilmesi suretiyle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini, 3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması...
maaş bordrosunda belirtilen net maaşı üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak tayini gerektiği gözetilmeden davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin maaş bordrosundaki aylık 6.800,00 üzerinden belirlenen miktarın hükme esas alınması suretiyle, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup, bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğundan, ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında, beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği gerekçesiyle ''1.200'' TL vekalet ücretinin maddi tazminat kapsamında...
Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3278 ve 3279 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacılar adına tespit edilmiş ise de, ...nin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacılar adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacılar adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise, davacılar değil “......
tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, 2-29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup, bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğundan, ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında, maddi tazminat miktarının tespit ve tayinine esas alınan bilirkişi raporunda, davacı lehine hükmolunacak maddi tazminatın, davacının tutuklanmadan önce çalışmış olduğu kurum tarafından düzenlenmiş ve dava dilekçesi ekinde sunulan maaş ödemelerine ilişkin belgeler (aylık maaş geliri) üzerinden hesaplanan miktar yerine, bu miktara ceza dava dosyasına ilişkin vekalet ücreti ve ikramiye tutarı arasındaki...
Mahkeme tarafından, ceza yargılaması kapsamında alınan Başkanlığı'nın raporunda belirlenen kusur oranlarının benimsendiği, bu kusur oranlarına göre tarafların talep edebilecekleri tazminat miktarlarının belirlendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacı ...'e ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davalı ...'ın ise geçme kurallarına uymama nedeniyle kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmış; ceza mahkemesince ve yerel mahkemece benimsenen ATK raporunda alternatifli kusur belirlemesi yapılmış; yerel mahkeme tarafından alınan heyet raporunda ise davalının kazada tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durum karşısında, mahkemenin benimsediği ATK raporu, kaza tespit tutanağı ve yerel mahkemenin aldığı heyet raporu ile çelişkilidir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2008 tarih, 2008/483-2008/1238 sayılı ilamına ilişkin ceza dosyası getirtilerek,... plaklı aracın sahibi olan davacı şirket ile sanık Hasan Akyol arasındaki hukuki ilişkinin tespit edilmesi, araca 11/05/2008 tarihinde el konulması ile birlikte, iade edilmesine karar verildiği 25/02/2015 arasında, aracın nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği, bu süreçte aracın değerinde bir azalma olup olmadığı, iade kararı sonrasında aracın davacı şirket tarafından teslim alınıp alınmadığı araştırılıp, diğer yandan tazminat davasına konu araç ile 2008-2015 yılları arasında ne kadar kazanç sağlanabileceğinin Şoförler Odasından sorularak, bu bedelden, bakım, yakıt, amortisman gibi giderlerin düşülmesi suretiyle, net kazanç kaybı tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, 2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin...