ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/06/2021 ESAS NO: 2017/652 KARAR NO: 2021/436 DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2021 İSTİNAF KARARYAZIM TARİHİ: 25/11/2021 KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ' nin istinafa konu edilen 15/06/2021 tarih ve 2017/652 E - 2021/436 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin kuruluşu aşamasında ... adına kayıtlı bulunan 25 adet gayrimenkulün şirkete sermaye olarak konulduğunu, şirkette resmiyette olmasa da gayriresmi olarak ...'in oğlu ...'in de hissedar olduğunu, şirket ortaklarının ilk olarak hisselerini …'a devrettiklerini, akabinde ise şirket hisselerinin davalı ...'na devredildiğini, şirket hisselerinin davalı ...'a devredildiği esnada sermaye olarak konulmuş olan 25 taşınmazdan 24 tanesinin şirket adına kayıtlı olduğunu, davalı ...'...
Tüm dosyanın tetkikinde, kısıtlı davacı ...-------- olarak akli melekelerinin yerinde olmadığının belirlendiği ve bu nedenle ----- tarihli karar akıl hastalığı nedeniyle TMK'nun 405. maddesi gereğince kısıtlanmasına dair karar verildiği, eşi ...--- kendisine vasi olarak atandığı, buna rağmen davacı .---- şahsi müracaatı ile, isim ve imzasının yer aldığı ----- tescili ile davacının anılan şirketin tek ortağı ve yetkili müdürü olarak göründüğü,------- davacının nüfus kaydına----- tarihinde tescil edilmiş olması itibariyle keyfiyetin tescil esnasında fark edilmemiş olduğu belirlenmiştir. Davacının, kısıtlama kararı gerekçesinde yer aldığı üzere, malul------ melekelerinin yerinde olmadığı, bu nedenle kısıtlanmış olduğu, şirket kuruluş işlemleri sırasında da ehliyetsiz bulunduğu, dolayısıyla ilgili şirketin kuruluşuna dair tüm işlemlerin yoklukla malul olduğu belirlenmekle keyfiyetin tespitine ------ tesciline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ---- tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini,--- bulunan davacı şirketin dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “---- ---Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliği hükümleri gereğince, münfesih durumdaki ------- düzenlemelerde belirtilen usulle resen terkin edildiğinin, davaya ----- mezkur hukuki düzenleme gereğince hukuka uygun olarak müvekkili müdürlük tarafından terkin edildiğinin, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatteyse müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini...
hükmünün haiz olduğunu, davacı tarafça ihyası istenen şirketin, 11.08.2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiğini, dolayısıyla madde uyarınca beş senelik dava zamanaşımının 11.08.2019 tarihinde dolduğunu, bu doğrultuda davanın öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünce yapılan araştırma sonucunda; 40327 sicil numarasında kayıtlı bulunan şirketin adresinde bulunamadığından re'sen silindiği ve şirket ana sözleşmesinde; "Tescil ve ilan edilmiş adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemiş şirket için bu durum fesih sebebi sayılır" şeklinde bir düzenlemenin bulunduğunun tespit edildiğini, bu doğrultuda 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesi ile Ticaret Sicil Müdürlükleri'ne verilen görev gereği ihyası talep edilen şirket ile ilgili işlemlere başlanabilmesi için ayrı ayrı ......
in tescil ve ilan yükümlülüğünü üstlenmesine karşın davacı tarafından defalarca yapılan şifahi ve yazılı uyarılara cevap vermediğini ve devri tescil, ilan ettirmekten kaçındığını, davacı müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne müracaat ederek yapmış olduğu devrin tescil ve ilanını istediğini, ancak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce verilen cevapta şirket tarafından tescil ve ilan işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiğini, aksi takdirde mahkeme kararının lüzumlu olduğunun bildirildiğini, bunun üzerine davalı şirket ortağına İstanbul ......
Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket yetkilisi temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı şirket yetkilisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ve ticaret unvanının terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3....
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; şirket ticaret sicil adresinde kolluk vasıtasıyla yapılan tespit kapsamında, şirketin üç ay önce adresten ayrıldığı ile şirketin iflas ederek adresten ayrıldığı bilgisinin edinildiği, şirket İTO kaydından şirketin yeni adresinin ilan ve tescilinin yapılmadığı, şirketin vergi kayıtlarından 2019 yılı için kar, 2020 yılı için ise zarar bildirdiği, şirket ticaret sicil gazetesi ilanlarından şirketin 05.05.2018 tarihinde tescil edildiği, 14.10.2019 tarihinde adres değişikliğinin tescil edildiği, bu ilanlar haricinde tescil ve ilanın söz konusu olmadığı, davacı şirkete yapılan tebligata rağmen şirket karar defteri ve ticari defterlerinin mahkememiz nezdinde incelemeye sunulmadığı anlaşılmıştır....
Davacı tarafça, konusu şirket üzerinde kayıtlı bulunan ... plakalı araç üzerinde tasarrufta bulunulabilmesi için şirketin yeniden ticaret siciline tescil edilmesini ve ek tasfiyesinin sağlanmasını talep etmiştir....
Neticede davacının davalı şirket ve şubelerindeki ticari temsilcilik görevinin 16.01.2012 tarihli istifa dilekçesi ile sona erdiği, istifanın tek taraflı bozucu yenilik doğrucu bir hak olduğu, her ne kadar iç ilişkide bu tarih itibarı ile davacının ticari temsilcilik görevinin sona erdiği açık ise de iyi niyetli 3. Kişiler yönünden tescil ve ilan istemekte hukuki menfaati olduğu, davacı aynı zamanda hizmet akdi ile çalıştığından iş ilişkisinin ise 30.04.2012 tarihi itibarı ile tamamen sona erdiği, ancak davacının talebinin ticari temsilcilik görevinin sona erdiği tarihin tespit, tescil ve ilanına ilişkin olduğu anlaşılmış, subut bulan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/1086 Esas KARAR NO : 2022/757 DAVA : Tespit DAVA TARİHİ : 05/10/2016 KARAR TARİHİ : 16/11/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 05/02/2008 tarihinde------- alınan ortaklar genel kurulu kararı ile şirket ortakları olan müvekkillerinin hisselerini devrettiklerini ve müvekkili ------ şirket müdürlüğünden istifa ettiğini ve istifanın oybirliği ile kabul edilmesine ve ayrıca genel kurulda kararı metninde belirtildiği üzere işbu kararın Noter marifetiyle tasdikine, tasdikinden sonra Ticaret Sicil Memurluğundan tescil ve ilanına karar verillmesine rağmen, genel kurul kararında imzası bulunan davalılar -------- hiç bir şekilde Ticaret Sicil Memurluğundan tescil ve ilanı yaptırmadıklarını ve müvekkilleri aleyhine hareket ettiklerini, söz konusu tecil ve ilanın yapılmamış olması nedeniyle müvekkili ------- artık şirket müdürü olmadığı halde...