Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; 1479 sayılı Yasanın sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11. maddesindeki, “ancak, diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına ve özel Kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar yararlanamazlar.” düzenlemesi, 24.08.2000 tarihli, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 28. maddesiyle kaldırılmış olup, 24.07.2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın 37. maddesiyle yapılan düzenlemede de bu yönde engelleyici bir hükme yer verilmemesi, sosyal güvenlik hukukuna ilişkin düzenlemelerin kamusal niteliğiyle yarattığı etki gözetildiğinde, Bağ-Kur sigortalısı eşinden dolayı ölüm aylığı alması nedeniyle sağlık sigortası kapsamında bulunduğu dönemde, yapılan sağlık yardımlarının davalıdan istirdadı, yardımın yapıldığı dönemdeki yasal düzenlemeye aykırılık oluşturacağı gibi, Anayasal sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakılma sonucunu yaratarak, hakkaniyet kurallarının ihlali sonucunu doğurmasına göre, yerinde görülmeyen...

    Uyumazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Kanunun 6. maddesinin "B" bendinde, "Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz..." düzenlemesine yer verilmiştir....

      Mahkemece, davacıyı zarara uğratan ve Kazakistan’da gerçekleştiği iddia edilen eylemin iş kazası olup olmadığının tespit edilememesi, maluliyet oranı ile iş kazasından davalıların kusurunun tespit edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak sigortalılar,Türkiye’de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, Kanunların mülkiliği ilkesinin doğal sonucudur. Ayrıca, Türkiye ile yabancı bir ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmişse istisnaen mülkilik ilkesine değer verilmeyebilir....

        Başkanlığının da hak alanını doğrudan etkilediğinden Sosyal Güvenlik Kurumuna davanın yöntemince yöneltilmesi gerektiği ortadadır. Oysa, yargılamanın Sosyal Güvenlik Kurumunun yokluğunda sürdürüldüğü ve sonuçlandırıldığı açıktır.Hal böyle olunca yargılamanın Sosyal Güvenlik Kurumunun yokluğunda sürdürülmesi isabetsiz olmuştur. Öte yandan kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir....

          Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24’üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50’inci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10'u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53’üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir....

            Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için önel vermek ve ayrıca davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tespit edilip edilmediğini Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan sormak, Kurumdan gelecek belgelere göre sürekli iş göremezlik oranına ilişkin çelişki oluşması halinde yukarıda açıklanan usüle göre resen tespit etmek ve sürekli iş göremezlik oranı kesinleştikten sonra dosyadaki tüm delilleri bir bütün halinde değerlendirerek bir karar verilmekten ibarettir....

              Eldeki davada, davacı, 20.05.2004-14.09.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde sağlık personeli olarak çalıştığını, görevinin hemşire olarak tespit edilmesini, kurum kayıtlarına bu şekilde işlenmesini talep etmiş, Mahkemece, davacının davalı işyerinde 20.05.2004-14.09.2007 tarihleri arasındaki görevinin/ünvanının sağlık personeli olan hemşire olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmakta ise de bu karar yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. 5510 sayılı Kanunun amacı, sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası açısından bireyleri sosyal güvenlik kapsamına almak; bu sigortalardan yararlanacak olanları ve sağlanacak hakları, sosyal sigorta haklarından yararlanma şartları ile finansman yöntemlerini belirlemek, ayrıca sosyal sigorta türlerinin işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir. ./.. Davacının hizmet cetvelinde 20.05.2004-14.09.2007 tarihleri arasında davalı işyerinden bildirimleri bulunmaktadır....

                Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 03.04.2013 tarihinde açılmış olan eldeki davada, mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin 08.02.2016 günlü ilamı ile özetle uyuşmazlığın, yaşlılık aylığından yapılan sosyal güvenlik destek pirimi kesintisinden kaynaklanmakta olduğu ve davacı hakkında davalı Kurumca yapılan aylık hesaplama ve intibak hükümleri çerçevesinde, aylığında hata olmadığı, ne var ki sosyal güvenlik destek primlerine ilişkin yasal düzenlemelerin de, yürürlükte bulundukları dönem içerisinde yasal oranlarla belirlenmekte olup, davacının yaşlılık aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin, kesintilerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan yasal hükümler esas alınarak belirlenmesi gerektiği, başka bir deyişle, 6645 sayılı Kanun ile getirilen %10 sosyal...

                  olan veya tasfiye halindeki şirket ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların ise çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce sona ereceği açıklanmış, “Sosyal güvenlik destek primi” başlığını taşıyan Ek 20. maddesinin 3. fıkrasında, diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları ayı izleyen ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil sosyal güvenlik destek primi ödeyecekleri bildirilmiştir....

                    Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53 üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir. Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın Geçici 14.maddesine göre de,(Ek madde: 17/04/2008-5754 S.K./73. mad)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malûllük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir....

                      UYAP Entegrasyonu