Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olayda; mahkemece yapılan keşif sonucu anılan bilirkişi raporuna göre davacının, davalının kendi taşınmazına dikmiş olduğu ağaçlar nedeniyle hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan zararının bulunduğu saptanamamış, zarar ispatlanamamıştır. Bu durumda yukarıda değinilen ilkelere göre davacının komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararı tespit edilemediğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I....
SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali HÜKÜM : Beraat TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I....
TEMYİZ SEBEPLERİ Katılanın temyiz isteği, sanığın aile hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi yükümlülüklerini ihlal ettiğine vesaire ilişkindir. O yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebi, katılanın istikrarlı ve değişmeyen beyanlarında eşi sanığın evine bakmadığını ve uzun süredir bırakıp gittiğini beyan ettiği, emniyet tarafından yapılan araştırmada, 7 kişi bir arada ikamet ettikleri ve ...'in 2 oğlunun kuaför yanında çalıştıkları, ayda 400 TL kazandıkları ve maddi durumlarının da iyi olmadığı, sanığın düzenli olarak para göndermediğinin tespit edildiği, bu haliyle sanığın aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiği bu haliyle hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken soyut ve bir nedene dayanmaksızın yardıma muhtaç olmadan geçinebildikleri kabul edilerek sanığın beraatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kooperatifler hukukundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 23.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 23.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi...
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Tarafar arasındaki uyuşmazlık kooperatif hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (23.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; birden çok parsel üzerinde yer alan yapıların ortak yöneticiden kaynaklanan tespit istemine ilişkin olup, Kooperatif Hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamasına göre, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, icra hukukundan kaynaklanan ihtilaflara bakma icra mahkemeleri yetkili olup, Kiymet Takdirine İtiraz davası 6100 sayılı HMK 4. ve 382. maddelerinde yazılı davalardan olmadığı, icra hukukundan kaynaklanan ihtilaf olduğu ve icra hukukundan kaynaklanan ihtilaflara İcra Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1898 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmazın satışına karar verildiği, Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/16 esas sayılı dosyasında da dava konusu taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı,davacı tarafça yapılan bu kıymet takdirine itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, talebin, Kartal 3....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, ... hukukundan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı ... Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; ... Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca ... hukukundan kaynaklanan alacak davaları yanında İİK'nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali ve İİK'nın 72. maddesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararların temyizen incelenme görevi 1.2.2013 tarihinden itibaren ... 11.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli ... ... 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 8.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....