Somut olayda kurum sigortalısı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişi raporunun ehil ve konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından tanzim edildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, taraflara izafe edilen kusur oranlarının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranlarının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin rapora itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyada talep edilen alacak miktarının tespiti açısından düzenlenen hesap bilirkişi raporunda hesaplamalara esas alınan unsurlar Yargıtay 10....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki delil tespiti talebinin yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkiline ait olan aracın 29/01/2016 tarihinde kazaya karıştığını, tramer sorgusuna göre müvekkilinin kazada %100 kusurlu bulunduğunu ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığını belirterek, kusur oranının bilirkişi marifetiyle tespitini talep etmiştir. Mahkemece, 02.05.2016 tarihli değişik iş sayılı karar ile tespit isteyenin hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dairemiz bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2022/693 Esas, 2022/3654 Karar sayılı bozma kararına yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında her ne kadar önceki bozma kapsamı ve yargılama sürecinin uzunluğu ile dosya kapsamında toplanan delillerin niteliğine rağmen davacıya tespit davası açmaya zorlamanın Anayasa ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gibi kusur oranın belirlenmesine ilişkin raporların de yeterli olduğuna işaret edilerek direnme kararı verilmiş ise de; Dairemiz kararında işaret olunduğu üzere mevzuat hükümleri çerçevesinde yurt dışında gerçekleşen olayın iş kazası olduğunun tespiti ve giderek iş kazası tarihinin ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti ve iş kazası sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasının sağlanmasına yönelik olarak davalı şirket ile Sosyal...
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir. 26/01/2018 tarihli ... Adli Tıp Ana Bilim Dalı Adli kurul raporuna göre; 13/11/2016 tarihinde meydana geldiği belirtilen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 90 güne kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 malul sayılması gerektiği, beden çalışma gücü azalma oranının % 8,2 olduğu bildirilmiştir....
Hal böyle olunca, dosya kapsamındaki kusur raporlarının, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 266.maddesine göre çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren davaya konu olayla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kusur oranının belirlenmesi gerekirken davalıların kusur oranının re’sen %30 belirlenmesi de hatalı olmuştur. Bu açıklamalar doğrultusunda davaya konu olay incelendiğinde kazalının işyerine ait misafirhande bulunduğu sırada akciğer enfeksiyonuna bağlı gelişen ölüm olayının iş kazası olduğu tartışmasızdır....
Davacının %6,3 oranında maluliyetinin tespit edildiği tarafların mululiyet oranı konusunda herhangi bir itirazlarının bulunmadığı kusur oranları konusunuda davalı tarafın itirazlarının soyut nitelikte kaldığı SGK incelemeleri olay yeri tespit tutanakları ve uzman bilirkişi heyet raporuna göre kusur oranının %85 oranında kusurlu olduğuna dair tespiti oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu SGK nın iş kazası kararının 22/05/2018 tarihli olduğu buna göre davanın SGK nın iş kazasından sonra açılmasının yasal gereklilik olduğu iş kazası nedeniyle tazminat davalarının 10 yıl olduğu zaman aşımına uğramış bir hak bulunmadığı hesap bilirkişi raporununda sunulan delillere göre denetime imkan sağlar nitelikte oludğu kusur ve maluliyet oranının değerlendirmesiyle ilk derece Mahkemesinin manevi tazminatın tespitene ilişkin takdirinin hakkaniyetli olduğu kanaatine varılarak HMK 353/1- b-1 maddesine göre davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....
Meslek hastalığının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ayrıca, Meslek hastalığının ve buna yol açan nedenlerin tespiti öncelikle tıbbi bir konu olduğundan bunu belirleyecek bilirkişinin de konunun uzmanı olması zorunludur. Hükme dayanak alınan kusur bilirkişi raporu İş Güvenliği Uzmanı ve Makine Mühendisi tarafından düzenlenmiştir. Oysa olayda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için sigortalıda meslek hastalığının meydana gelmesindeki kusur durumunun; iş güvenliği uzmanı, hukukçu ve tıp doktoru ile oluşturulacak bir bilirkişi kurulu tarafından düzenlenecek raporla belirlenmesi gereklidir....
Üçüncü ve son şarta göre; yalnız kesin hüküm etkisinde olup, icraya konulamayan tespit hükmü bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Tespit davasında yalnız tespit hükmü verilir. Ayrıca eda hükmü verilemez. Davacı vekilinin icra edilebilir bir hüküm elde etmeye çalıştığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacının tespit davasıyla istediği hukuki korunma diğer dava çeşitlerinden biriyle sağlanabiliyorsa davacının o konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Nitekim davacı tarafından karşı tarafa veya karşı taraf tarafından kendi aleyhine tazminat davası açılması halinde yargılama içersinde kusur oranlarının tespiti mümkündür....
Kaza tespit tutanağında, 17.12.2015 tarihinde meydana gelen kazada 09 ZG 261 plakalı motosiklet sürücüsü ...’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrilen motosikleti ile takla atarak yolun diğer tarafında yürüyen yaya ...’a çarptığı, kazada 09 ZG 261 plakalı ve ... poliçesi bulunmayan davalıya sigortalı araç sürücüsünün KTK 52/1-b kusurunu ihlalden asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yaya ...’ın ise kazada kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir İlgili hakem heyetince bu tutanak kusur tespiti açısından yeterli görülerek kusur konusunda herhangi bir kusur raporu aldırılmamıştır. 6100 Sayılı HMK'nun 266. maddesine göre, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, mahkemece uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Trafik kazalarında kusur oranlarının belirlenmesi uzmanlığı gerektiren konulardandır. Açıklanan nedenlerle, Hakem heyetince kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden, ......
İş kazası neticesinde %18 iş göremezlik derecesi tespit edilen sigortalı Sefa Yuvarlak'a 53.548,85 TL Peşin sermaye değerli gelir bağlandığı ve 4.023,92 TL hastane masrafı olmak üzere ödemede bulunulduğu anlaşılmıştır. Trafik kazası tespit tutanağında sigortalının asli kusurlu olduğu , davalının ise kusurunun olmadığı belirtiştir. Sgk denetmen raporunda davalının kusur oranının %30 , sigortalının kusur oranının ise %70 olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Davalı ve sigortalının kusur oranının belirlenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş , 12/03/2020 tarihli kusur raporunda ; sigortalının kusur oranının %70 , davalının ise kusur oranının %30 olduğu belirtilmiştir....