WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için davalıların bayii ..... oğlu .......... adına belgesiz zilyetlik yolu ile tespit edilen taşınmazlar ile davalı ... ve ... adına dava konusu edilen parseller dışında aynı şekilde belgesiz zilyetlik yolu ile tespit edildiği bildirilen parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve tapu kayıtları getirtilmeli; davalı ... adına tespit edilen ve Hazine tarafından davaya konu edilen diğer kesinleşmeyen parseller hakkındaki Kadastro Mahkemesinin 2006/465 Esas sayılı dava dosyası ile bu dava birleştirilmeli; davalıların bayii ..... adına, salt zilyetlik yolu ile tespit edildiği bildirilen parseller ile davalılar adına dava konusu parseller dışında belgesizden tespit edilen parsellerin denetim sonucu herhangi bir kayıt uygulanmadan kesinleştiğinin anlaşılması halinde davalı ve kardeşi ..... adına belgesiz zilyetliğe dayalı olarak tescile karar verilip hükmen kesinleşen 118 ada 14 sayılı ve 29.813,94 metrekare yüzölçümündeki...

    Belirtilen çekişmeli taşınmazların tespit malikleri... ve ....olup ve dava dilekçesinde de davalı olarak gösterilmelerine rağmen karar başlığında davalı olarak tespit maliki olmayan ... gösterilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinin b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC Kimlik Numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerininin kararda yer alması gerektiği belirtilmiştir. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazların tespit malikleri olan ....ve .....'ın karar başlığında gösterilmeyerek adlarına tespit gören taşınmazlar hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Tespit hükümleri ise, bir edayı, ifayı içermediklerinden, icrai nitelikte olmayıp sadece bir hukuki ilişkinin varlığı ya da yokluğunu tespit ettiğinden, ilamlı icra konusu olamazlar. Tespit hükmünü içeren ilamların tespite ilişkin bölümü, ancak ilamsız icraya konu edilebilir. Tespit ilamının eda hükmü içeren yargılama giderlerine ilişkin bölümü ise ilamlı icraya konu edilmesi gerekir. Mahkemece yukarıda izah edilen hususlar dikkate alınarak işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

        Köyü çalışma alanında bulunan 143 ada 2 parsel sayılı 4.311,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 143 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile miras payları oranında muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin kadastro tespit tutanağının malik sütununda yazılı tespit malikine veya tespit maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi zorunludur. Dava konusu 143 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri ..., ... ve ...'dır....

          nin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tespit edilerek gerekçeli kararın bu adrese tebliğ edilmesi yönünde geri çevirme yapıldığı halde dosyanın arşivde kaldığının tespit edildiğine dair tutanak tutulmak suretiyle, ilgili şirketin adresi ticaret sicilinden araştırılmadan şirketin daha önce tebliğ memurunca tespit edilen Diyarbakır adresine T.K madde 35 göre tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut dosyada mahkemece, ... Temizlik San. Tic. Ltd. Şirketinin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ilgili ticaret sicil müdürlüklerinden araştırılarak tespit edilmeli, tespit edilen adrese T.K hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ yapılmalıdır. Şirketin kaydının terkin edildiğinin tespit edilmesi halinde ise öncelikle şirketin ihya edilmesi sağlanmalı ve gerekçeli karar daha sonra tebliğ edilmelidir....

            Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 101 ada 26 parsel sayılı 7344,35 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tespit edilmiştir. Davacı hazine tapu kaydına dayanarak taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek ...'u hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak kadastro davaları lehine tespit yada kadastro komisyonunca adına tescile karar verilen gerçek ya da tüzel kişiler arasında görülür. Bir başka deyişle kadastro davaları hakları çatışanlar arasında görülür. Davacı taraf tespit maliki olmayan davalı ...'u hasım göstererek dava açmıştır. Hal böyle olunca, davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir dava bulunmamaktadır....

              Söz konusu EPDK kararında kaçak ve usulsüz kullanıma ilişkin ihtilafsız dönem şu şekilde tarif edilmiştir: “Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.” Somut olayda ise, kaçak tespit tutanağı 30.9.2004 tarihinde tutulmuş olup, ihtilafsız dönem kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarihten önceki değil, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarih (30.9.2004) ile bu tarihten sonra sayacın değiştirildiği tarih (2.12.2004) arasındaki dönem olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen “ihtilafsız dönem”, EPDK’nın anılan kararında düzenlenen “ihtilafsız dönem” tanımına uymamaktadır....

                Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Temyiz incelemesi yapılabilmesi için; 1) Çekişmeli taşınmaza komşu ... belgesi P3 poligonu içinde yer alan tüm taşınmazları gösterir geniş kadastro paftasının bir suretinin ve P3 poligonu içinde ne zaman arazi kadastro çalışması yapıldığı, davacı kişinin dava ettiği yerin arazi kadastrosu sırasında tespit görüp görmediği ve tespit görmüş ise hangi parsel sayısı ile tespit gördüğü kadastro müdürlüğünden sorularak pafta sureti ve cevabi yazının dosya arasına konulması, şayet arazi kadastrosu sırasında tespit gören bir yer ise kadastro tutanak örneği ile tapu kaydının tapu müdürlüğünden temin edilerek, 2) Daha sonra dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen fen ve orman bilirkişilerine verilerek, davacı kişinin dava ettiği yerin P3 poligonu içinde kalıp kalmadığı, P3 poligonu içinde kaldığı takdirde arazi kadastrosu sırasında işlem görüp görmediği, arazi kadastrosu sırasında tespit görüp parsel...

                  Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmaması gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Somut olaya gelince; dava konusu yerlere komşu nizasız 108 ada 3 ve 4 sayılı parsellerin kadastro tespiti 10.09.2007 tarihinde yapılmıştır. Eldeki dava 23.02.2010 tarihinde açılmıştır.Bu durumda, Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit öncesi neden için makul süre geçmiştir. Tespit sonrası neden için ise yirmi yıllık süre dolmamıştır....

                    Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin davasız ve aralıksız davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, tescile konu taşınmazın 01.11.2007 tarihinde paftasında yol olarak gösterildiğine, eldeki davanın 29.11.2010 tarihinde açıldığına, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, tespit öncesi neden için taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren makul süre içinde dava açılmamış olmasına, tespit sonrası neden bakımından ise yirmi yıllık süre dolmadığına göre, hüküm sonuç itibariyle doğrudur....

                      UYAP Entegrasyonu