tespit gibi MERA OLARAK SINIRLANDIRILMASINA, 9) Davaya konu ... 861 numaralı parselin tespit malikleri adına olan tespitinin iptali ile, a) 3362,960 m2yüzölçümündeki bölümün orman niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE, b)11762,040 m2 yüzölçümündeki bölümün tespit gibi MERA OLARAK SINIRLANDIRILMASINA, 10) Davaya konu ... 862 numaralı parselin tespit malikleri adına olan tespitinin iptali ile, a) 9235,691 m2 yüzölçümündeki bölümün orman niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE, b)8689,309 m2 yüzölçümündeki bölümün tespit gibi MERA OLARAK SINIRLANDIRILMASINA, 11) Davaya konu ... 863 numaralı parselin tespit malikleri adına olan tespitinin iptali ile, a) 3000,670 m2 yüzölçümündeki bölümün orman niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE, b) 5999,330 m2 yüzölçümündeki bölümün tespit gibi MERA OLARAK SINIRLANDIRILMASINA, 12) Davaya konu ... 867 numaralı parselin tespit malikleri adına olan tespitinin iptali ile, a) 1387,913 m2 yüzölçümündeki bölümün orman niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE,...
Davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Somut uyuşmazlıkta; eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.(Benzer Yargıtay 17....
Celbi talep edilen ve davacı yanca birleştirilmesi talep edilen dava dosyasının huzurdaki davada davalı konumunda olan kişi tarafından açılmış menfi tespit davası niteliğinde olduğu; huzurdaki davanın ise sonra açılan itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulmasına yönelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar sayılı ilamında, "...İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119)....
Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır. İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir....
GEREKÇE: Dava, tespit istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın “Tespit Davası” başlıklı 106. maddesi: “(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. ” şekilindedir. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi'nin 2014/5129 Esas 2015/2173 karar sayılı içtihatında açıkça belirtildiği üzere: "HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır....
Baki Kuru, Tespit Davaları, Ankara 1963 s.12 vd.), uygulamada da tek başına açılan tespit davalarının dinlenebileceği kabul edilmiştir. Bu husus "Tespit davası da eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz şartları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerideki hukuki ilişkinin belli edilmesi bakımından kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası açılabilir...." şeklindeki 07.07.1965 tarihli 1965/5-1965/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtilmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi eda veya inşai dava açma olanağının bulunmadığı hallerde hukuki ilişkinin tespiti için tespit davası açılabilmektedir....
Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davası yolu ile, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir. Tespit davası, eda davasının öncüsüdür. Tespit davasının dinlenebilmesi için, diğer genel dava şartlarından başka, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması üç şartın varlığına bağlıdır. İlk olarak, davacının hakkının veya hukuki durumunun güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olması gerekir. İkinci olarak, bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunması gerekir....
Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir (Değişik cümle: 19/03/2003 - 4829 S.K./9. md.). Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir...”...
Merkez Karakaş Köyü 1084 parsel numarası ile ölü tespit maliki davalı ... ve davalı ... adına oluşturulan tespitin iptali ile, iş bu taşınmazın toplam 40 hisse kabul edilerek, 20 hisse davalı ... oğlu 1972 doğumlu ... adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre tapuya tespit ve tesciline, yine dosya içerisine celp edilen ölü tespit maliki ...'nin nüfus aile kayıt tablosuna göre mirasçısı olarak gözüken, 5 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin eşi ...kızı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı...adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu korunma ihtiyacı doğmadan (yani bu hukuki korunma ihtiyacının gelecekte duyulacağından bahisle) tespit davası açılamaz. Bir hukuki ilişkinin tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması da şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır: 1-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, 2-Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı, 3-Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olmalıdır. Kural olarak da gelecekteki yararlara veya zararlara dayanılarak tespit davası açılamaz. Tespit davalarında hukuki ilişki ve hukuki yarar dava şartıdır. Hakim, bir tespit davasında bu iki şartın da var olup olmadığını yargılamanın her safhasında re'sen göz önünde bulundurmakla görevlidir....