ni temsil yetkisinin kaldırılmasını, müdürlükten azlini, tedbiren temsil yetkisinin münferiden vekil eden ... verilmesini, olmadığı takdirde uygun görülecek bir kayyım tayinine karar verilmesini, şirkete ait tüm taşınır taşınmaz mal varlıkları ile banka hesaplarına ihtiyaten tedbir konulmasını, yerinde şirkete ait menkullerin ve muhasebe kayıtlarının tutulduğu, makinaların bağlı bulunduğu, defter ve bilgisayarların muhafaza altına alınmasını, ... Şti.'nin haklı nedenlerle feshini, şirketin feshinin mümkün olmaması halinde terditli olarak vekil edenin, davalı şirket ortaklığından çıkarılmasını ve esas sermaye payının davalı şirkete veya diğer davalıya devredilmesini, ayrılma akçesinin belirlenerek/tespit edilerek müvekkiline ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı belediyeden 09/01/2015 tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatının alındığı, davalı idare tarafından 23/01/2015 tarihinde işyerinde denetim yapıldığı ve eksikliklerin giderilmesi için 15 gün süre verildiği, verilen sürenin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı ancak davalı idarece 06/02/2015 tarihli işyeri açma ve çalışma ruhsatı kontrol tutanağı ile usule aykırı şekilde işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edildiği ve yine usule aykırı olarak 17/02/2015 tarihinde işyerinde yapılan denetleme ile ruhsatsız faaliyette bulunulduğunun tespit edildiği ve mühürleme kararının alındığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
tarafından 1.1.1996 tarihinde "…" şirketine devredildiği, dava konusu işlemle 19.8.1996 tarihinde işyeri açma ruhsatının iptal edildiği ve davanın … tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından, davacı şirketin paylarının tamamının işlemden önce "… turkey limited" şirketine devri ruhsatın da yeni şirkete devri gibi yorumlanmış ve bu nedenle dava ehliyet yönünden reddedilmiştir. Bir şirketin paylarının (hisse senetlerinin) tamanının başka bir şirkete devri veya satın alınmasıyla, şirkete ait ruhsatlarının da yeni şirkete geçtiği sonucuna varılamaz. Hisselerin devrine karşın, devreden şirketin tüzel kişiliği devam etmektedir. Ruhsat sahibi …, isim değişikliği ile, "…" adıyla şu anda da tüzel kişiliğini sürdürmekte olup, bu isim altında petrol haklarının devam ettiği, petrol işleri Genel Müdürlüğünce de kabul edilmektedir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; 27/10/2008 tarihli hisse devri sözleşmesi ile davacı şirketin davalı şirkette bulunan 510 adet hissesini eski ortaklardan ...'e devretmiş olduğu, hisse devir tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesi gereğince hisse devrinin geçerli olabilmesi için, hisse devrinin şirkete bildirilmesi ve pay defterine kaydedilmesinin gerekli olduğu, davalı şirketin ticaret kayıtlarının ve pay defterinin incelenebilmesi için davalılara, şirketin diğer ortağına, mali müşavirine meşruhatlı tebligatlar çıkartılmasına rağmen şirketin defterlerinin ibraz edilmediği, davacı tarafından hisse devrinin davalı şirkete bildirilip pay defterine işlendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı dava dilekçesinde şirketin eski ortağı olduğunu, hisselerini ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı alacaklı vekili, 16.04.2012 tarihinde borçlu şirkete ait menkullerin haczedildiğini, istihkak iddiasında bulunan 3. kişi şirket ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, yine her iki şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu, hacizli menkullerin devrinin borcun doğum tarihinden sonra gerçekleştiğini öne sürerek davanın kabulü ile haksız istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi vekili, dava konusu haciz esnasında mülkiyeti müvekkili şirkete ait olup dava dışı Beyaz ... Ltd....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunması, taraf değişikliğinin yargılamanın uzamasına sebep olacağı, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetilerek ihtiyati tedbire yönelik istemin kabulüne karar verilmesinin yerinde olacağı, markanın kullanmasının önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin ise HMK 390/3 maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiş olduğundan yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne, dava konusu markanın dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine, markanın kullanılmasının önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Şti ile birlikte krom madeni işletmek olduğunu, müvekkilinin taahhütlerini tam olarak yerine getirdiğini hatta taahhütlerinden fazlasını yaptığını, davalı şahısların kusurlu davranışları nedeniyle işletme ruhsatının, Gaziantep Orman İşletmesindeki iznin ve dinamit kullanma ruhsatının çok geç alındığını, müvekkilinin ihtar çekmek suretiyle davalı şahıslardan taahhüt ve sorumluluklarını bir an önce yerine getirmelerini istediğini, müvekkilinin mağduriyeti karşısında haksız fiillerden doğan hak ve zararın tespiti amacına yönelik açılan davanın halen derdest olduğunu, davalı şirketin zorunlu organlarının çalışamadığını, davalı ... ve ...'in fiilen ve cebren el koydukları davalı şirketi zarar ettirdiklerini ileri sürerek zorunlu organlarının yokluğu sebebiyle davalı şirketin feshini, davalı şahısların şirkete verdikleri ve vermekte oldukları zararın tespitini, zararı durdurmak amacıyla davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, 30.04.2003 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 5 no'lu bağımsız bölümün arsa sahiplerinden davacıya verilmesi gerektiğini, yüklenici ile takas yaparak yükleniciye düşecek 10 no'lu bağımsız bölümün yükleniciden devralındığını, yüklenicinin işi tamamlayarak teslim ettiğini, iskan ruhsatının alındığını, fakat davalı arsa sahibi ...mirasçılarının 10 no'lu bağımsız bölümün devrini yapmadıklarını ileri sürerek, 10 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...mirasçıları vekili, yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğinin mahkeme kararı ile belirlendiğini, bu nedenle yüklenicinin ve onun halefi durumunda olan davacının tescil istemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalı kooperatif üyesinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kooperatife düşen bağımsız bölüm adına tescilini talep edebilmesi için davalı kooperatifin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalı arsa sahiplerine karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir. Buna göre kooperatif taşınmazı tamamlayıp yapı kullanım izin belgesini alarak sözleşmede ifa edilmesi gereken hiçbir eksik bırakmadığı takdirde davalı kooperatifin arsa sahiplerinden talep edebileceği bu taşınmazı davalı kooperatifin üyesi olan davacı da arsa sahiplerinden talep edebilecektir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği kooperatifçe tüm edimler yerine getirilmediğinde ise; arsa sahiplerinin ifa yükümlülüğü doğmayacağından davacı da kooperatif üyesi olarak arsa sahiplerinden talepte bulunamayacaktır. Davacının davalı kooperatiften talepte bulunabilmesi içinse davalı kooperatife karşı tüm vecibelerini yerine getirmiş ve davalı kooperatiften bu taşınmazın devrini isteyebilir olması gerekmektedir....
-KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve taşınmazın eski hale getirilmesi isteğine ilişkin olup, davacının isteklerinin bir kısmının kabul edilmiş, ancak davacının paydaş olduğu taşınmaz üzerindeki toprakların davalı tarafından döküldüğü iddiasının kanıtlanmadı gerekçesiyle bu istek bakımından dava reddedilmiştir. Bilindiği üzere, elatma bir haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi yada kişiler aleyhine açılır. Somut olayda, değinilen yönden haksız eylemin kim yada kimler tarafından gerçekleştirildiği kanıtlanmış değildir. Davacı dava ve delil dilekçelerinde tanık deliline dayanmamış başka delillerle de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. ./.. Öte yandan davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....