Somut yargılamada, borçlu şirkete ait olan ve davacı şirketin İflas erteleme talebinden daha sonraki tarihte, şirkete ait poliklinik ruhsatı satış sözleşmesi gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu satış sözleşmesinin maddi hukuka ait olduğu çekişmesizdir. Diğer taraftan, yargılamanın konusu ruhsat satışı olmayıp, İflasın ertelemesine ilişkindir. Ruhsat üzerine ve İşletme hakkı üzerine tedbir kararı verilmesi, uyuşmazlığın niteliği ve yargılamanın gelmiş olduğu aşamada dikkate alındığında mümkün değildir. Diğer taraftan, müdahiller dilekçelerinde, poliklinik ruhsatının ve işletme hakkının müvekkilleri adına kayıt ve tescili ile birlikte tedbir talep etmişse de İflas ertelemesi talebinin niteliği gereğince söz konusu talepler hakkında karar verilemeyeceğinden, bu taleplerin ileri sürülmesi, şirketin ruhsat ve İşletme hakkını, dava konusu haline getirmeyecektir....
Suya vaki müdahalenin meni davaları, haksız eylemden doğduğundan, husumetin suya elatana yöneltilmesi gerekir. 1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... Yaylası Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği vekilinin tüm, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Yukarıda belirtildiği üzere suya vaki elatmanın önlenmesi davaları suya müdahale edene karşı açılması gerektiğinden davacının bu davasını dava konusu suya elattığını iddia ettiği davalılar ... Yaylası Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği ile ... Sitesine karşı açmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak somut olayda; davalı ......
edimlerini yerine getirmediğini belirterek, payların devrinin haksız ve hukuka aykırı şekilde davalı tarafa geçtiğinin ve bunun ticaret ticiline tescili yapıldığının tespiti ile, davalı tarafından hisse devrine ilişkin edimler yerine getirilmediğinden, şirket hisse devrinin iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki gibi, %50 oranında müvekkilinin hissedar sayılmasına ve Casada Yapı A.Ş.'...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ait olan bir miktar hissenin maliki iken 19/10/2015 tarihinde Pazar ilçesi Noterliğinde düzenlenen 06113 yevmiye numaralı işlemle bu hisselerinin tamamını davalı T3 devrettiğini, ancak davalı T3 söz konusu hisse devrinin davalı şirket kayıtlarına intikal ettirip ticaret siciline bildirmediğini, söz konusu tescilin yapılmadığından davacının davalı şirketle ilişkisi kesilmediğini, bu nedenle bir takım sorunlarının söz konusu olduğunu, davalı T3 söz konusu tescili yapmayacağının anlaşıldığından tescilin mahkeme kararı ile yapılmasını talep etmek gerektiğini, Pazar Noterliğinde 19/10/2015 tarih ve 06113 sayılı işlemle davalı T3 davacıdan devraldığı Ak T4 Lti. Şti.'nin hisselerinin ticaret siciline ve davalı şirket kayıtlarına tesciline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür....
Davacı; davalı ile kardeş olduklarını, yaklaşık 25-30 yıl önce masrafları davacı ve babası tarafından karşılanarak davalıya ait 134 ada 5 parsel sayılı taşınmazda sulama suyu kuyusu açtıklarını, komşu parsel olan 134 ada 4 parselin kendisine ait olduğunu, bölgede 1993 yılında kadastro çalışmalarının başladığını, bu dönemde köyde bulunamadığından kadastro çalışmalarında mahalli bilirkişi olarak görev yapan babasının 134 ada 5 parseli davalı adına, 134 ada 4 parseli de kendi adına tescil ettirdiğini, bugüne kadar 134 ada 5 parsel sayılı taşınmazda bulunan kuyu suyunu kullandığını, davalı ile aralarında ihtilaf olmadığını ancak 2014 yılı itibari ile davalı kardeşinin sulama suyunu vermediğini belirterek davalının yapmış olduğu elatmanın önlenmesi ile 3 gün 3 gece davalıya, 1 gün 1 gece de kendisine ait olacak şekilde su rejimi kurulmasını talep ve dava etmiştir....
Yani bir şirkete yönetim kayyumu atanabilmesi için gerekli organlardan yoksun olması ve yönetiminin de başka yoldan sağlanamaması gerekmektedir. Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; Somut olayda davacı ... ile Davalı ... arasında ki hisse devir sözleşmesinin noterde düzenlendiği ve ortaklar kurulunun pay devrine ilişkin muvafakat vermesi koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakta ise de; devrin pay defterine kaydedilip kaydedilmediğinin tespiti bakımından davacı tarafça dosyaya herhangi delil ve belge sunulmadığı, davalı şirket adına meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen pay defterinin de ibraz edilmediği anlaşılmakla, Limited şirketteki pay devrinin geçerli olabilmesi için aranan 3. Koşulun gerçekleştiğine dair bir tespit yapılamamıştır. Bu nedenle asıl dava yönünden hisse devrinin pay defterine işlendiği hususu ispat edilemediğinden reddine karar vermek gerekmiş, davacılardan ...'...
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının davalı şirketteki 500 adet hissesini davalı --noterden devrettiği, davacı tarafından yapılan hisse devrinin davalı şirketin ortaklar kurulu tarafından onaylandığına ilişkin bir karara rastlanmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesinde hisse devri için ortaklar genel kurulunun onayının şart koşulmadığına ilişkin herhangi bir hükmün mevcut olmadığı, davacı tarafından davalılara noterden çıkartılan ihtarname ile hisse devrinin 3 gün içerisinde sicil gazetesinde ilanı ve ilgili kurumlara bildirilmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiği, ihtarnamenin davalı ---tebliğ edildiği, davalı şirkete ise bildirilen adreste olmadığından bila tebliğ iade edildiği, TTK'nın 595/(2). maddesi uyarınca şirket payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şart koşulduğu, TTK'nın 595/(7). maddesi uyarınca da başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği taktirde onay vermiş sayılacağına ilişkin hükümlerin mevcut olduğu,...
a ödenmesi halinde maden ruhsatının müvekkili şirkete iade edileceğini, bu süre zarfında borcun ödenmemesi halinde ruhsat ile ilgili tüm tasarruf hakkının davalıya geçeceği, davalı ...'un da yapılan ödeme karşılığı Marmara Mining Plc şirketine ait 22.225 adet hisseyi müvekkili şirkete devretmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, diğer alacaklı ...ve...'in lehdarı olduğu, keşidecisi diğer müvekkili Tony Van Westernhover olan bonoları müvekkili şirkete iade edeceğini, sözleşme doğrultusunda müvekkili şirketin maden ruhsatını 12.05.2009 tarihinde davalı ...'a devretmesine rağmen, davalı ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi KARAR : Uşak 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.07.2019 gün 2018/730 Esas 2019/452 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Bakanlığı'na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı hususları sorulmuş, ... Bakanlığı'nın 23/03/2015 tarihli yazı cevabında “….özel hastanenin aktif olarak faaliyet göstermesi şartı aranmadan 21/03/2014 tarihine kadar ruhsat devri yapılabilmekteydi. Yönetmelik değişikliğinin yapıldığı 21/03/2014 tarihinden itibaren ise ruhsat devri için, devir tarihi itibariyle özel ... kuruluşunun aktif olarak faaliyet göstermesi zorunlu olduğundan aktif olarak faaliyet göstermeyen bir özel ... kuruluşunun (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) devri yani sahiplik değiştirmesi mümkün değildir. Bu bağlamda özel ... kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir....