"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.05.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi eski hale getirme ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 14.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkindir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, …, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davacı şirkete ait baz istasyonunun umumun sağlık ve selametini ihlal ettiğinden 3194 sayalı İmar Kanununun 40.maddesi uyarınca 15 gün üçünde kaldırılmasına ilişkin 14.11.2000 günlü, … sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davalı idarece dava konusu baz istasyonundan kaynaklanan elektromanyetik dalgaların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda yapılmış bir tespit olmadığı gibi Mobil Telekomünikasyon Şebekelerine Ait Baz İstasyonlarının Kuruluş Yeri Ölçümleri, İşletilmesi ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelikte belirlenen kurum ve kuruluşlara yaptırılan ölçüm sonucu limit değerlerin aşıldığının belirlenmesi halinde bu konuda yetkili olan Ulaştırma Bakanlığına başvurulması gerekirken, yönetmelikte...
İdare Mahkemesinin ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; Davacı tarafından işyeri açma ve çalışma ruhsatı talebiyle idareye yapılan başvuru üzerine idarece gerekli denetimin yapıldığı ve herhangi bir aykırılık görülmeyerek işyeri açma ve çalışma ruhsatının düzenlendiği, 2 yıl sonra idarece yapılan denetimde, ortak alanların iskana dönüştürüldüğü tespit edilerek işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline gidildiği, buna karşın davacının ruhsat talebinde bulunduğu 2009 yılında farkedilecek olan durumun idarece gözardı edilerek ruhsat düzenlenip sonradan aynı gerekçeyle ruhsat iptaline gidilmesi noktasında davalı idarenin kusurlu olduğu ve bu sebeple davacı nezdinde gerçekleşen zararın tazmin edilmesinde sorumlu olduğu hususu göz ardı edilerek hakkaniyete aykırı bir şekilde işlem tesis edildiği, öte yandan, davacı işyerindeki mevcut projeye aykırılıkların tadilat projesiyle giderildiği ve ... gün ve ... sayılı işlemle tadilat avan projesinin onaylandığı, bu durumda, davalı idarenin üzerine...
Davacı tarafça, geçerli bir devrin son aşaması olarak, devrin pay defterine işlendiği ve davacının davalı şirkete ortak olduğu iddia olunmuş ise de davalı şirketin şirket defterlerini bilirkişi incelemesine sunmamış olması dolayısıyla bu hususta bir tespit yapılamadığı gibi, pay devrinin pay defterine kaydedildiğine ilişkin davacı tarafça da bir delil sunulamamıştır....
DAVA Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin dava dışı Orhan Naslı'nın davalı şirketteki 81.600 adet payını noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesi ile devraldığını, pay devrinin davalı şirkete bildirilerek onay talep edildiğini, davalı şirket tarafından 3 ay içinde talep reddedilmediğinden TTK'nun 494/3 maddesi gereğince devre onay vermiş kabul edileceğini belirterek davacının davalı şirkette 160.800 TL pay sahibi olduğunun tespiti ile pay defterine kaydına, pay devrinin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak; Bilirkişi raporunda tespit edilen ağaç bedellerinin değerlendirme tarihi olan 2010 yılına ait yaş, cins ve nevilerine göre İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nden maktuen değerleri ile bilirkişi raporunda tespit edilen taş kuyu, sulama göleti, içme suyu sondajı bedellerinin de resmi birim fiyatları getirtilip; denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.630,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunması, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetilerek mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu, ayrıca salt markanın 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik tedbir işlemi uygulandığı, davalı şirkete ait markanın kullanılması veya devir hariç başkaca hukuki işlemlere konu olmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı, bu hale göre tarafların durumuna ve tesis edilen ihtiyati tedbir işleminin davalı şirketi telafisi güç zararlara maruz bırakmayacağı, teminat alınmaksızın tedbir işlemi tesisinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir....
Dava konusu 7 ve 8 nolu daireler ise 24.02.2002’de diğer davalı şirkete devredilmiştir. Bu devrin davacı tarafından davalı şirketle yapılan inşaat devir sözleşmesi uyarınca gerçekleştirildiğini, davalı ... Petrol Ür. ve Mot.Taş.San.Ltd. şirketi ispat edememiştir. Yaptıkları sözleşmenin kaybedildiğine dair savunmasını da kanıtlayamamıştır. Davacı ile davalı arsa sahipleri arasındaki sözleşmede işin devri yasaklanmıştır. Devir yazılı belgeyle kanıtlanamadığından mahkemece davalı ......
Marka tescil belgesinin devrinin önlenmesi tasarruf yetkisine getirilen bir sınırlama ise de, bu yönde tasarrufu gerektiren bir zorunluluğun yada zararın davalı tarafça yaklaşık olarak dahi olsa ispatlanamadığı, davalı şirketin itibarının zedeleneceğine yönelik iddianın yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 392.maddesi kapsamında durum ve koşullara göre Mahkemece teminat alınmamasında veya teminat miktarının 5000 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, miktarın takdir kapsamında uygun bulunduğu buna yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın reddine yönelik kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Marka tescil belgesinin devrinin önlenmesi tasarruf yetkisine getirilen bir sınırlama ise de, bu yönde tasarrufu gerektiren bir zorunluluğun yada zararın davalı tarafça yaklaşık olarak dahi olsa ispatlanamadığı, davalı şirketin itibarının zedeleneceğine yönelik iddianın yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 392.maddesi kapsamında durum ve koşullara göre Mahkemece teminat alınmamasında veya teminat miktarının 5000 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, miktarın takdir kapsamında uygun bulunduğu buna yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın reddine yönelik kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir....