Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş sayılı dosyasında işe davet edildiği adreste işyeri bulunup bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Yapılan tespit sonucunda davacının işe davet edildiği adreste davalıya ait işyerinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı alt işveren tarafından yapılan bu davet usulsüzdür İşe iade kararı ile 31.12.2004 tarihinde yapılan fesih geçersiz hale geldiğinden iş sözleşmesi işverence işçinin işe davet edildiği ancak bu yerde işyerinin bulunmadığının mahkemece tespit edildiği 8.8.2007 tarihinde feshedilmiştir. Davacının hak kazandığı kıdem tazminatına işleyecek olan faizin başlangıç tarihi 8.8.2007 tarihi olması gerekirken 30.4.2005 tarihi olarak kabulü hatalıdır. 4- Yine davalı Botaş boşta geçen süre ücret alacağı ile işe başlatmama tazminatı yönünden 9.9.2007 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü halde davacının işe başlatılması için yaptığı başvurunun alt işverene tebliğ tarihi olan 31.7.2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

    İş Mahkemesi 2015/876 E. 2016/222 K. sayılı dosyasıyla açılan işe iade davası sonucunda davacının işe iadesine karar verildiğini, verilen işe iade kararı 09.12.2016 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleştiğini, Yargıtay onama ilamının 16.01.2017 tarihinde UYAP ortamından öğrenilip 17.01.2017 tarihinde işe iade talebiyle davalı işverene başvurduklarını, ihtarnamenin işverene 18.01.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 1 aylık yasal süresi içerisinde işe başlatılmayan davacının 5 aylık işe başlatamama tazminatıyla, 4 aylık boşta geçen sürenin tahsili amacıyla Adana 3....

    İlk derece mahkemesi tarafından, işverenin işçiyi işten çıkardığı, işçinin kesinleşen işe iade kararı sonrası süresi içinde iade için başvuruda bulunduğu, işverenin kısa süre sonra işin sona ereceği şantiyede işe davet ettiği, aynı koşul ve şartlarda işe iade yapılmadığı, işe iadede samimi olunmadığının belli olduğu, samimi ve gerçekçi olmayan işe başlatma beyanının işverenin işçiyi işe iade ettiği sonucunu doğurmadığı, davacının işçinin boşta geçen süre ücreti için yaptığı icra takibine kısmi itirazının 2.701,89 TL için yerinde sayılamayacağı, itiraz edilmeyen kısım için işverenin menfi tespit davası açtığı, itiraz edilmeyen kısım anlamında borçlu olunmayan miktar bulunmadığı, gerekçesiyle, “ 1- ASIL DAVANIN; Takip konusu boşta geçen süre ücret ve faizi için açılan menfi tespit davasının REDDİNE, Menfi tespit davasına konu olan asıl alacak üzerinden (itiraz edilmeyen ve menfi tespit davasına konu asıl alacak tutarı : 9.835,89 TL) %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan işbu davanın açıldığını, davacının arabulucuk sürecinde tazminat talep ettiğini, daha sonra da işe iade davası açtığını, işe iade davasının süresinde açılmadığını, davacının işyerinde devamsızlık yaptığını ve işe gelmediğini, davacıya telefonla ulaşıldığını ve işe gelmesinin söylendiğini, davacı işe gelmeyeceğini belirtince davalı şirketin işten çıkış bildirgesi vermek durumunda kaldığını, davacı işi kendisi bıraktığından işe iade davasının reddi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Davacının lehine sonuçlanan işe iade davasında işe iade edilmemenin mali sonuçlarına dair verilen kararın davaya konu alacaklar konusunda kesin hüküm niteliğinde bulunduğu açık olup, kesin hükmün varlığı sebebiyle davalının uygulanacak hukuk, işe iade koşullarının oluşup oluşmadığı, ücreti, işe başlatmama tazminat tutarı, husumet konularında yapılan itirazlar yersizdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....

    İş Mahkemesi' nin 2017/1391 E. işe iade davası açtığını ve maddi hukuk bağlamında her ne kadar haklı olsak da neticede davacının işe iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, -İşe iade kararının kesinleşmesinin akabinde davacı tarafından usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirkete işe iade yönünde bir başvuru gerçekleştirilmediğini, -Davacı işçinin tarafından, kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde başvurulmadığını, davacı tarafından süresinde yapılmayan işe iade talebinin de samimi olmadığını, davacı işçinin amacının, işe iade kurumunun menfaatlerinden yararlanmak ve haksız kazanç sağlamak olduğunu, -Davacı işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliği üzerine 10 iş günlük süre içinde işe başlatılması için davalı işverene müracaat etmesi gerektiğini, davacı işçi tarafından yapılan başvuruda işçinin, işe iade yönündeki başvurusu samimi olması gerektiğini, işçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak...

    İş Kanunu'nun 21. maddesi gereğince davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık 11.086,39 TL brüt ücret ve diğer hakların davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, "şeklinde hüküm kurulduğunu, işe iade davasının tespit niteliğinde olduğunu, ilamlı icraya konu edilemeyeceğini bildirmiş, davanın kabulü ile icra takibi ile icra emrinin iptali ile davalı tarafın % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "İlamlı takibe konu Bakırköy 32....

    SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacının işe iade başvurusunda bulunmasına karşın işe iadenin mali sonuçlarına ilişkin alacakların ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlattığını, icra takibine kısmi ödeme yapılarak kısmi itiraz edildiğini, kesinleşmiş işe iade kararının alacaklı görünen tarafa 25.12.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, alacaklının 18.01.2018 tarihinde işe iade başvurusunda bulunduğunu, İşe iade başvurusunda bulunmak için gereken yasal 10 iş günlük hak düşürücü süre geçirildiğinden feshin geçerli hale geldiğini, işe iade davası lehine sonuçlanan davacının işe iade başvurusunun hak düşürücü süre içerisinde olmadığından davacının işe iadenin mali sonuçlarına ilişkin alacaklara hak kazanmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının davasının KABÜLU İLE; 1- Davalının Silivri İcra Müdürlüğü'nün 2018/1258 E....

    Hukuk Dairesinin 24.05.2016 tarihli 2016/16701 Esas 2016/12298 Karar sayılı kararı) Bu kapsamda, dosyada davacı tarafın iddia ettiği yetki tespit sürecinde işten çıkarılan ve işe iade davası açan işçilerin sayısı tespit edilerek sonuca etkili olması sebebi ile, işten çıkarılma tarihleri, işe iade davası açıp açmadıkları, sonuçlanmış olan davaların kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise işçiler tarafından süresi içinde işe iade için başvuruda bulunup bulunmadıkları hususunda denetime elverişli şekilde söz konusu işe iade davası açan ve işe iade edilen ve süresi içinde işe başvuruda bulunan işçilerin işten çıkarılma tarihleri ve sayıları açıkça belirlenerek bilirkişi kuruludan raporu alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekmektedir....

    İşe iade davası tespit davası niteliğinde olup, manevi tazminat, ücret alacağı, performans primi davası ise eda davası niteliğindedir. İşe iade davasının kısa sürede sonuçlanması bakımından mahkeme ve Yargıtay için 4857 sayılı İş Kanunu'nda süreler öngörülmesi nedeniyle eda davası niteliğindeki diğer işçilik alacaklarına ilişkin davalarda birlikte görülmesi mümkün değildir. Eda ve tespit davaları birlikte görülemez. Mahkemece işe iade davası ile performans primi, manevi tazminat ve ücret alacağına ilişkin davanın tefrik edilerek yargılamaya ayrı dosyalar üzerinden devam edilmesi gerekirken işe iade ve manevi tazminat, ücret alacağı, performans primi taleplerinin aynı davada birlikte görülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      UYAP Entegrasyonu