İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....
Sayılı ilamına göre, davacının 01/12/2011- 28/02/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde şoför olarak çalıştığı, aylık çıplak ücretinin 1.874,19_TL giydirilmiş brüt ücretinin 2.603,64_TL olduğu, davacının kesinleşen karar sonrası işe iade başvurusunun usulüne uygun yapıldığı, davalı işverence işe iade başvurusu sonrasında davacının şoför görevi dışında başka bir görevde çalıştırılmak istendiği, davacının çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı ve değiştirildiği, işe iade davası öncesinde şoför olarak çalışan davacının işe iade başvurusu sonrasında başka bir görevde çalıştırılmak istenmesinde davalı işverenin samimi olmadığı, davacının kesinleşen işe iade davasında tespit edilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatına hak kazandığı, davacının bakiye kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı işverence kıdem tazminatının ödendiğinin ispatlanamadığı, bakiye yıllık izin ücretine hak kazandığı, karşılığı ücretinin ödendiğinin ispatlanamadığı'' gerekçesiyle fark kıdem tazminatı, yıllık...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1137 Esas sayılı dosyasında görülen işe iade davasında, davacının diğer borçlu T5 ve Eğitim Hizmetleri Limited Şirketi'ne işe iadesine karar verildiğini, davalı T5 ve Eğitim Hizmetleri Limited Şirketi'nin dosyaya gönderdiği 25.10.2018 tarihli yazıda T1 ait işe iade kararına ilişkin kesinleşmiş karar tarafımıza tebliğ edilmemiştir....
İşe iade kararına rağmen işçinin işe alınmaması nedeniyle işe başlatmama tazminatının ödenmesi söz konusu ise, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez. Bu durumda işe başlatmama anından itibaren faiz hakkı doğar. Somut olayda davacının işe başlatmama tazminatı dosyada bulunan Ekim 2011 dönemine ait bordroda yazılı olan net ücret miktarı brüt ücrete çevrilmek suretiyle hesaplanmıştır. Söz konusu bordro incelendiğinden bunun giydirilmiş ücret olduğu anlaşılmaktadır. Oysa işe başlatmama tazminatı işe iade sonrası işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanmalıdır. O halde yapılacak iş davacının işe iade sonrası işe başlatılmadığı tarih tespit edilerek, bu tarihte alması gereken çıplak brüt ücret belirlenip, karar davacı tarafından temyiz edilmeyip, davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek; çıkacak sonuca göre karar verilmelidir....
Devlet Hastanesinin sorumlu olması gerektiği, davanın öncelikle husumet yönünden reddini, davacının söz konusu fesih ile ilgili olarak Karşıyaka 1.İş Mahkemesinde işe iade davası açtığını ve devam eden işe iade davası sebebiyle akdin iddia edilen tarihte sona erip ermediğinin belli olmadığını, akdin devamı içersinde ihbar ve kıdem tazminatı hakkı doğmayacağını, işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmadığı, yapmamakta ısrar ettiği, bu durumun tespiti üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, davacının puantaj kayıtlarından da tespit edileceği üzere haftalık yasal çalışma süresini aşan fazla çalışması bulunmadığını öne sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir....
İş Mahkemesi 2015/876 E. 2016/222 K. sayılı dosyasıyla açılan işe iade davası sonucunda davacının işe iadesine karar verildiğini, verilen işe iade kararı 09.12.2016 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleştiğini, Yargıtay onama ilamının 16.01.2017 tarihinde UYAP ortamından öğrenilip 17.01.2017 tarihinde işe iade talebiyle davalı işverene başvurduklarını, ihtarnamenin işverene 18.01.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 1 aylık yasal süresi içerisinde işe başlatılmayan davacının 5 aylık işe başlatamama tazminatıyla, 4 aylık boşta geçen sürenin tahsili amacıyla Adana 3....
İş Mahkemesi’nde 2016/1223 E. numarasıyla görülen işe iade davası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24....
İş sayılı dosyasında işe davet edildiği adreste işyeri bulunup bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Yapılan tespit sonucunda davacının işe davet edildiği adreste davalıya ait işyerinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı alt işveren tarafından yapılan bu davet usulsüzdür İşe iade kararı ile 31.12.2004 tarihinde yapılan fesih geçersiz hale geldiğinden iş sözleşmesi işverence işçinin işe davet edildiği ancak bu yerde işyerinin bulunmadığının mahkemece tespit edildiği 8.8.2007 tarihinde feshedilmiştir. Davacının hak kazandığı kıdem tazminatına işleyecek olan faizin başlangıç tarihi 8.8.2007 tarihi olması gerekirken 30.4.2005 tarihi olarak kabulü hatalıdır. 4- Yine davalı Botaş boşta geçen süre ücret alacağı ile işe başlatmama tazminatı yönünden 9.9.2007 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü halde davacının işe başlatılması için yaptığı başvurunun alt işverene tebliğ tarihi olan 31.7.2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
İş Mahkemesi' nin 2017/1391 E. işe iade davası açtığını ve maddi hukuk bağlamında her ne kadar haklı olsak da neticede davacının işe iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, -İşe iade kararının kesinleşmesinin akabinde davacı tarafından usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirkete işe iade yönünde bir başvuru gerçekleştirilmediğini, -Davacı işçinin tarafından, kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde başvurulmadığını, davacı tarafından süresinde yapılmayan işe iade talebinin de samimi olmadığını, davacı işçinin amacının, işe iade kurumunun menfaatlerinden yararlanmak ve haksız kazanç sağlamak olduğunu, -Davacı işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliği üzerine 10 iş günlük süre içinde işe başlatılması için davalı işverene müracaat etmesi gerektiğini, davacı işçi tarafından yapılan başvuruda işçinin, işe iade yönündeki başvurusu samimi olması gerektiğini, işçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak...
İlk derece mahkemesi tarafından, işverenin işçiyi işten çıkardığı, işçinin kesinleşen işe iade kararı sonrası süresi içinde iade için başvuruda bulunduğu, işverenin kısa süre sonra işin sona ereceği şantiyede işe davet ettiği, aynı koşul ve şartlarda işe iade yapılmadığı, işe iadede samimi olunmadığının belli olduğu, samimi ve gerçekçi olmayan işe başlatma beyanının işverenin işçiyi işe iade ettiği sonucunu doğurmadığı, davacının işçinin boşta geçen süre ücreti için yaptığı icra takibine kısmi itirazının 2.701,89 TL için yerinde sayılamayacağı, itiraz edilmeyen kısım için işverenin menfi tespit davası açtığı, itiraz edilmeyen kısım anlamında borçlu olunmayan miktar bulunmadığı, gerekçesiyle, “ 1- ASIL DAVANIN; Takip konusu boşta geçen süre ücret ve faizi için açılan menfi tespit davasının REDDİNE, Menfi tespit davasına konu olan asıl alacak üzerinden (itiraz edilmeyen ve menfi tespit davasına konu asıl alacak tutarı : 9.835,89 TL) %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,...